Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '12

 
Kategori
Güncel
 

Ombudsman Türkiye

Ombudsman Türkiye
 

Ombudsmanlık bize de geldi; ama işlemez bizde, hükümetlerin elinde yem olur. Neden mi? Çünkü bizde demokrasi geleneği ve bilinci yok.

Ombudsmanlık özü itibariyle vatandaşla devlet arasındaki sorunlarda ve anlaşmazlıklarda arabulucu görev yapan bir makamdır. Genelde de sorun vatandaştan devlete doğru olduğu için, devletin de demokrasiyi sindirmiş ve anlamış olması lazım. Ama bize sökmez, zira bizde demokrasi tersten işleyen bir sistemdir. Örnekler verelim:

Öncelikle adalet. Demokrasinin temelidir. İçerideki gazetecilere bir göz atsak bile, demokrasimizin kaç ayar olduğu belli olur. Muhalif gazeteciler, muhalefet vekilleri, muhalif öğrenciler ve bir önceki genelkurmay başkanımız. Askerlerin tutuklanıyor olması şu zamanda gurur duyulacak bir şey olarak gösteriliyor, çünkü memleket sivilleşiyor, darbelerin önüne geçiliyor; halbuki 80 darbesinin kahramanları o günden beri rahat rahat dolaşıyorlar.

Adaletten sonra gündelik yaşantı var. Türbanı önce sorun olarak öne sürdüler, sonra önünü açtılar; şimdilerde ise normal giyimliler ezilmeye başlandı. Tabii ki ilk sırada da mini etek var. Halbuki türban ya da mini etek, demokrasiyse, eşitlikse herkese eşitlik. Bir taraf mağdur diye desteklenirken diğer taraf neden eziliyor? Hani herkes istediği şeyi giyebilirdi! Giyimden sonraki konu da içki. Demokratik ülkemizin! demokratik gazetesi Akit tarafından hergün bir yenisi çıkarılan kolpa haberler. Önce içki içen öğretmenlerden yüklendiler, soruşturmada takipsizlik verildi; daha sonra bir başka eğlencede bu kez çoğunluğu kadın olan öğretmenlerden yine içki üzerinden yüklendiler; fakat yine tutmadı. Ama bu tarz aşağılık haberler de yayılmaya başladı.

Sosyal devlet uygulaması örneğin. Ülkenin, resmi rakamlarla işsiz sayısı 2.5 milyon civarı. Tabii buna, kayıtdışı işsizlik dahil değil. E bir de rakamların gerçekliği konusu var. Sonuç olarak memleketin önemli bir kısmı işsizken, cuma ve bayram namazı dışında hiçbir zaman dolmayan camii'lerin giderek artması bizdeki bir diğer sıkıntı. Derdimiz camiyle değil tabii; ama Çamlıca tepesine ve Taksim'in göbeğine camii yapmak da mantıklı değil, kabul edelim. Harcanacak paraları düşünün bir de. Cami yapmanın da raconu bozuldu zaten, bkz. Ataşehir'e yapılan 10.000 kişilik camii. VIP bölümü var. Oraya girip namaza durursan, Ortaçağ'dakiler gibi cennette arsa garantiliyorsun sanırım. Ben uzun bir süredir devlet adına bir işletme açıldığını duymadım, tam aksine devlet kurumları tek tek satıldı. Ha bir de Gap vardı, sahi ya ne oldu GAP? Kürt sorunu diye gündem yapıp kutuplaşma yaratılacağına, GAP halledilseydi de bölge halkının elinde gücü olsaydı, işi olsaydı. 2007 seçimlerini hatırlıyorum da GAP ne kadar da önemliydi hükümet için!

Bir örnek de çalışan haklarıyla ilgili. Kaç ülkede daha bizde olduğu gibi sendika başkanları makam aracı gibi araçlarla dolaşır acaba? İşçi haklarını korumaya Mercedes, BMW, AUDI gibi araçlarla giden kaç sendikacı ülke daha vardır acaba?

Mesela bizde demokrasinin kendisi de sıkıntılı. Demokrasi dediğimiz şey, temelde çoğulcu sisteme dayanan; fakat azınlıktakilerin hakkını da eşitlik çerçevesinde gözeten bir sisstemdir. Bizde işler ters yürür. Çoğunluk arkandaysa en kralı sensin, diğerleri de kralcı. Çoğunluğun desteğiyle her şeye muktedir olunduğu zannı oluşur, bu güçle de ilk önce yandaşların, eş dostların kayırılması konusu halledilir. Halkın verdiği güçle halkın bizzat kendisi ezilir. Bu noktada iktidar yetkisi alan partinin kim olduğunun pek önemi yoktur.  Demokrasi bilinci yerleşmediyse, güç, iktidarları her zaman cezbeder. O güçle de kadrolaşmalar gelir, sindirmeler gelir, karşı sesi susturma çabaları gelir.

Bugün ilk ombudsmanımız seçildi, daha doğrusu belirlendi. Çünkü, CHP ve BDP yine muhalifken AKP "çoğunluğun gücü adına" dedi ve çıkardığı adayı yine çoğunlukla ilk ombudsmanımız yaptı. Dedik ya, eş dost kayırılıyor. Bu defa da farklı olmadı, Erdoğan'ın şahitlik yaptığı nikahlardan biri ilk ombudsmanımız Nihat Ömeroğlu'nun oğlunundu.

Yaşasın çoğunlukçu sistem, yaşasın demokrasi!!!

 
Toplam blog
: 12
: 1211
Kayıt tarihi
: 09.09.12
 
 

İstanbul Üni. İletişim Fakültesi mezunuyum. Siyaset, spor ve mitoloji ilgi alanlarımdır. ..