Ömeros'a ihanet! Ölüdeniz esintileri!

Nicholas Park Otel rahatlığı, baklavaları favaları: MB yazanlarının “Yaratıcı moduna” girmelerini sağladı ve düşlerini tetikledi!

Hani derler ya; Hayalleri olmayanların, gerçeğe dönüşebilecek projeleri olmaz!

İşte ben bu yüzden “ Hayal kurmaktan vazgeçmem!” geçemem!

Karşıdan bakılarak verilen notun değeri ve faydası nedir? Zahmete katlanarak, baş eğip o küçücük oyuktan içeri girildiğinde; mağara hoşnut kalır, ikram olarak kendi dünyasını sergiler!

Sarkıtlar! Dikitler! Billur su birikintileri, ışıl ışıl değerli taşlar! Gören gözlerin ruhunu büyüler! Bu farklı dünya kimsenin ayağına gelmez! Gelemez!

Hep gelecek olanları bekler! Mağara zengindir; olmak isteyenleri bekler!

“Neme lazım, karşıma ya bir ayı çıkarsa” korkusu: ezbere bilinen düz yollarda bile mahlûkatın çeşitlisini karşımıza çıkarabilir!

Garanti yok! Yaşam hiçbir şey için garanti vermiyor! Veremiyor! Allah’ın emri bu!

Ölüdeniz’ de birlikte düşledik! Ziller başrolde değildi! Her başın bir rolü oldu!

Her katılacak olana da yer var! MB tiyatrosunu ulaşabildiğimiz her yere taşımak arzusu yeşerdi gönüllerimizde! Kendimizi ülkemizi tanıtmak adına; oyunlarımızı sergileyeceğimiz sahneleri, yaptığımız tablolarla süslemek; defilemizi sunmak, topyekûn yurtdışında lobi çalışmalarına destek vermek!

Büyük düşünmek; küçük adımlarla ilerlemek! Buluşmada konuşulanların özeti!

Hayata seyirci kalmak; belki baş ağrıtmayabilir! İster istemez, tırmalama yeteneğini körükler!

Güzel faydalı işler başarmanın, dürtüsü içindeyiz! Yetenekli bir yönetmen, sayıları henüz fazla olmasa da oyuncularımız da hazır! Yeter mi? Yetmez!

Yurt dışından, yurt içinden tüm yazan arkadaşlarımızın desteklerine ihtiyacımız olacak! Nasıl bir katkıda bulunabileceklerini kendileri dile getirmeliler!

Son gecemizde kısacık bir prova; bizleri yüreklendirdi!

Şahika Abla!(yoksa Fahriye miydi?) Bizi yerimize mıhladı! O ne enfes..

Mahallenin bazı sakinleri, estetiktir ayol diye burun kıvırdılar!

Teknik reji öyle olmadığını kanıtladı!

Beyefendi, akademisyen ev sahibi; ya ona ne demeli tüm kiracıların asla bulamadığı türden!

Ya külhanbeyin dişisi, düşleri süsleyeni!

Kapı ile eşik arasında, imalatı gerçekleşmiş(Mahallelinin ortak şüphesi) fireli şımarık gerizek! Asıla asıla ne üst bıraktı, ne de baş!

Anne çaresiz; kıvırdığı yalanlar! Asla elin yabancısında gözü olmadı!

Ne tarlada ne de samanlıkta! Aşkın bitmesidir onu yaralayan; o yüzdendir, babaya acı verecek itirafları!

Erkekliğine guguk kuşu konan; aslanlar gibi kükrer! Duyunca “Sen sadece nafaka babasısın!” lafını!

Zavallı kadın; yakışıklı yavuklusu Ömeros’a asla ihanet etmemiştir!

Sevgili okurlar! Bu oyun da burada bitmemiştir! Yönetmenin onayını sizlerin ilgisini bekler!

Ölüdeniz esintilerinin üçüncü bölümünü okudunuz! İlk kez bir konu hakkında tam üç blog yazdım! Bağışlayın! Bir bloğa sığdıramadım coşkumu!

Ölüdeniz sizi bekliyor! Onu daha fazla bekletmeyin!

Kültür etkinlikleri ve tiyatro ile ilgili sorularınız, Sn. Yönetmen Bülent Göncü Bey tarafından yanıtlanacaktır! Kendisine başvurabilirsiniz!

Teşekkürler yurdumun güzel düşünenleri! Teşekkürler Yurdum!

23.Mayıs 2008 Cuma

Ölüdeniz’den esintiler!

Not: Yazı ile ilgili çok ilginç kareler, yakında sizlerle buluşacak!