Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '10

 
Kategori
Dünya
 

Ömrümüzün Kışı

Ömrümüzün Kışı
 

İlkbahar, yaz sonbahar...Kış resme girmemiş...(resim internetten alıntı.)


Aralık ayı senenin son ayı, aynı zamanda kışın başlangıcı sayılabilecek bir ay. Ülkemiz, aynı anda dört mevsimi yaşayan ender ülkelerden. Antalya'da Aralık ayında güneşli havalarda, rahatlıkla piknik yapabiliyor, balkonlarda sırtımızı kış güneşine vererek çayımızı yudumlayabiliyoruz. Mevsimlerdeki kayma nedeniyle henüz alışageldiğimiz gibi doğudan kar manzaraları görmüyoruz ekranda. Yine de sobaların, kaloriferlerin tüm gün yandığını duyuyoruz.

Mevsimler, özellikle şiirlerde insan ömrüne benzetilir. Gerçekten, insanların ömürleri mevsimlere ne kadar benziyor. Deli-dolu, nasıl geçtiğini anlayamadığımız çocukluk ve ilk gençlik yıllarımız, ilkbahar. Yoğun çalışma ve çocuk yetiştirmekle geçen gençlik dönemi, yaz. Yaşlılıkla henüz tanıştığımız, hayatımızın muhasebesini daha sık yaptığımız sonbahar dönemi, olgunluk çağımız. Sonra da ikinci çocukluk dönemi, yaşlılık, ömrümüzün kışı. Allah, Kur'an-ı Kerim de "sizi yaradılışınızın tersine çeviririz" diyor. Çoğunlukla, yaşamımızı idame ettirmek için başkalarının yardımına gereksinim duyduğumuz; yaşananları. konuşulanları uzaydan gelmiş gibi yabancılık çekerek izlediğimiz yıllardır bu yıllar... Sürekli gelişen teknolojiye artık ayak uyduramadığımız için konuşmalardaki kavramlar yabancı, kullanılan cihazlar farklıdır. Çevremiz , akranlarımızın çoğunun öteki aleme göçüyle daralmış, ağrılarımız sızılarımızı anlatarak paylaşacağımız insan sayısı azalmıştır, bu son perdede.

Kış hazırlığı yaparız; Yakacağımızı, yiyeceğimizi yazdan, güzden hazırlarız. Ömrümüzün kışı için de yazdan bahardan hazırlık yapmak gerekiyor.Yaradan, bu minik gezegendeki yolumuzu uzun yazmışsa eğer... Değilse zaten sorun da yok...

Ekranda, bazı eski ünlüleri görüyoruz. Yaşlı, sefil, acınacak durumdalar. Nedeni, zamanında, bugün kazanmış, bugün yemişler. Çevremizde de benzer örnekler çok..

Hazırlık, sadece maddi bakımdan olmamalı. Sağlığımıza da özen göstererek özellikle fazla kilodan, zararlı alışkanlıklardan uzak durarak yaşlılığımızda hem kendimize hem yakınlarımıza sorun olacak hastalıklara geçit vermemek bizim elimizde.

Ayrıca çocuklarımızla, yakın çevremizle olan ilişkilerde de ileriki yıllara yatırım yapmalı...Bunu söylerken sadece çıkarımız için farklı davranışlar sergileyelim demiyorum. Elinde imkanı olduğu halde çocuklarının gereksinimlerini yeterince karşılamayan ya da onlarla iletişiminde başarılı olamamış tanıdıklarım var. Bunun geri dönüşü yaşlılıkta çok acı oluyor... Çevresi ile dostluk köprülerini sağlam atanlar ise, bunun semeresini ileriki yıllarda, yalnızlık karanlığına düşmeyerek görüyor.

Çağımızın gerçeklerinden olan "huzurevi" ile ilgili zaman zaman iç acıtan görüntüler geliyor ekrana. Bazen de beş yıldızlı otel görünümündeki huzurevlerinde yaşlıların gayet mutlu görüntülerini ,izliyoruz. Buralarda kalabilmek için sanırım, huzurevine maaşın bağışlanması da yeterli olmuyordur.

Allah herkese; sevdiklerinden kopmadan saygınlığını, sağlığını koruyarak, en elzem gereksinimleri için birilerine muhtaç olmadan geçireceği hayırlı "kış" lar nasip etsin...

AMİNNN.......seslerini duyar gibiyim :))))))....

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..