Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '11

 
Kategori
Futbol
 

Omuz omuza yürüyoruz şampiyonluğa

Omuz omuza yürüyoruz şampiyonluğa
 

Maç öncesi yapılabilecek tüm totemleri yaparak geldik Saracoğlu'na... Çünkü bu gözler, geçen sene Kadıköy'de yaşanan son maçta önce coşkuya ve maç sonrası da o acı tecrübeye şahit olmuştu. Bu yüzden maçtan önce kimseyle maçı konuşmayarak ve formamı giymeden beklemeye başlamıştım...
Kadıköy gene mahşer-i kalabalıktı...Coşku yüksek, ama yine de herkeste endişeli bir bekleyiş hakimdi... Sahaya çıkan 11'de de aynı stres ilk dakikalarda kendisini gösterdi. Ankaragücü'nün hücum ağırlıklı kadrosu, Fenerbahçe'ye önde baskı ile birlikte tekme salllamaktaydı ardı ardına...


İlk 20 dakika gerçekten gergin geçti ve futbolcuların üstündeki stres ve baskı dalgası tribünlerin gözünden kaçmıyordu. Trabzon'dan gelen erken gol ve Ankaragücü'nün tekmeyle karışık dirençli futbolu canları sıkmaktaydı. Biran önce gol bulmalıyız düşüncesi ve kart sınırındaki futbolcuların kart görme endişesi Kadıköy'deki son maçı gereğinden fazla sinir harbine döndürdü. Hele bir ara ceza sahası önünde iki futbolcunun birbiriyle çarpışması tam da geçen seneki Trabzon maçının enstantanelerinden biriydi...

Ama tüm bunlar 20 dakika sürdü...

Penaltı demek Fenerbahçe için 1-0 demekti Alex varken topun başında. Top ile kaleci farklı köşeleri seçerken tribünlerde rahatlamıştı şimdi. İkinci penaltıda yine Alex'in pasını alan Niang'ın çok ustaca topu kaleci'den kurtarıp oyundan attırması ve skorun 2-0'a gelmesi ise maçı bitirdi...


O saatten sonra tribünler bir ara sessizliğe büründüler coşku beklenirken. Çünkü herkes stresten yorgun düşmüş ve duygu patlaması bir rahatlamayla koltuğuna yığılmıştı. Bu arada sahadaki kanaryalar da top çevirmeye başlamışlardı aralarında...


İkinci yarı ise tam bir Alex şov vardı sahada ve tribünler kaptanlarına eşlik edercesine coşkuluydular... Kareografilerle başlayıp meksika dalgasıyla devam eden ve futbolcularla birlikte söylenen marşlarla biten maçta önümüzdeki haftanın planları yapılmaya başlanmıştı bile... Sivas'ta havaalanı varmıydı? Biletler kaç paraydı ? Maç ne zamandı ? Kombineler yenilendimi? soruları Fenerbahçe'nin golleriyle birlikte yağmur gibi yağıyordu.

Her hafta bu satırlarda Alex için yazılacak kelimelerim bitti, yetersiz kaldı artık deyip bitiriyorum ama Alex durmuyor, yorulmuyor, atıyor,attırıyor. Dile kolay, 5 gol. 4'ü aynı köşeye olmak üzere, 3 penaltı 1 frikik, 1 aşırtma vuruşla coşuyor coşturuyor... Sen çok yaşa kralım. Varsın senin heykelini dikmesinler Kadıköy'e, sen milyonlarca sarı lacivert çubuklu yüreklerin en nadide köşelerinde yıkılmaz bir heykel gibi abidesin zaten...


Alex'in bu müthiş performansında Aykut Hoca'nın sene başında "Onunla 5 yılda 1 kez şampiyonluk var" demesinin payı nedir kimse bilemez ama Alex'in ortaya koyduğu bu insanüstü performansa ne desek azdır... Hâlâ onu birileriyle kıyaslayacakmısınız ? Güldürmeyin kargaları...


Son sözüm ise Ankaragücü taraftarlarına... Yıllardır tribünlerdeyim, ilk defa Ankaragücü'nün bu kadar kalabalık ve hararetli tribünlerine şahit oldum Kadıköy'de ve şaşırdım... Bu kadar agresif, küfürlü ve kalabalık olmaları tuhafıma gitti. Kadıköy'de son deplasmanımız var takımımıza destek olalım diye toplanıp gelmişler !!! Onları her deplasmanda böyle kendi takımlarını desteklerken görmek isteriz... Bursa veya Trabzon diye bağırmaydan tabi...




Neyse, 3'de 3 yapan Fenerbahçe Spor Kulübünün 4'ücü şampiyonluğuna 1 maç kaldı. Mucizeler her zaman yaşanmaz. Papaz da her zaman pilav yemez. Ne dedik geçen hafta "dönüş yok artık"

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..