On beş yaşında iki genç piyanist

Tanımadığınız bir kişiyi hayal etmek değişik bir duygu. Hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyorsunuz, ama o sizin eve misafir olarak geliyor… 

“ Anne, elime bir kağıt verecekler, kağıdın üstünde, çocuğun ismi yazılı olacak, ismini görünce benim yanıma gelecek. Sence sarışın birisi midir ?” 

Dün, küçük oğlum, heyecanla, bana bunları söyledi… Ben de hayalimde, Riga- Letonya’dan gelecek ve evimizde on gün kalacak olan çocuğu, canlandırmaya çalıştım… 

Uzun boylu, zayıf, sarışın… İsmini bile henüz bilmiyoruz… Oğlum, çocuğun ismini, tam telaffuz edemediğini söyledi. 

Filmlerde vardır o sahneler, özellikle hava alanlarda… Elinde bir kağıda yazılan isim, yaklaşanları merakla süzen bakışlar… 

Bu sahneyi gerçekte yaşamak çok güzel bence, daha önce yaşadıklarımızdan biliyorum. 

Maya Duran geldi aklıma, Şubat ayının soğuk bir gününde, hava alanından, Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamaya gitmişti…Yolda Profesörü hayal etmişti… Hayali diyaloglar bile yapmıştı kendisiyle… SERENAD, hakikaten beni çok etkileyen bir roman oldu. 

Dört ülke beş okul, projesinde yer alan Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi- Bursa, bu yıl ev sahipliği yapıyor. 

Türkiye, Almanya, Letonya ve Estonya’da bulunan beş müzik okulun öğrencileri, proje kapsamında, bir araya geliyorlar. Gelen grup yaklaşık yetmiş( 70 ) çocuk ve öğretmenlerinden oluşuyormuş. Yabancı öğrenciler, Türk öğrencilerin evlerinde kalacaklar on gün boyunca… 

Bizim oğlan, bize sormaya bile gerek duymadan, hemen öğrencilerden bir tanesini almak istediğini okul yönetimine bildirmiş… Biliyor çünkü, aile olarak, bu konuda epey deneyimli olduğumuzu. Yabancı dilimizi geliştirmek amacıyla, AIESEC, TGEV’den yabancı öğrenciler, zaman zaman evimizde misafir ediyoruz . 

Bizde kalacak oğlan, ön beş ( 15 ) yaşında, yani bizim oğlumuzun yaşında. Riga- Letonya’da yaşıyormuş ve çaldığı enstrüman piyano. On beş yaşında iki genç piyanist, aynı evde… Ben de şu an yazarken heyecanlandım. Bize, evde, canlı minik konser verirler mi ? Kim daha güzel çalacak… Sezgilerim iyi bir piyanist- misafirimiz olacağını söylüyor... Elbette ki bizim oğlumuzun seviyesi de oldukça iyi. 

Umarım birbirimize ısınırız…. Umarım her şey yolunda gider... Umarım bir dostluğun temelleri atılır... Kim bilir ? 

Oğlum bu sabah çok heyecanlıydı.” Onunla nasıl konuşurum? Biraz İngilizce bilir mi? Nasıl birisi? ” 

Bugün Saat 18:00 civarında çocuklar okula gelmesi bekleniyor… 

Ülkemizde bu tür organizasyonların yapıldığını öğrenmek ne kadar güzel. Müziğin evrensel dili, ırk, din, sınır tanımadan , dört ülkenin gençlerini bir araya getiriyor. 

Letonya ve başkenti Riga hakkında biraz bilgilerimi tazeledim. Şimdiden hissediyorum, tercümanlık işi yine ağırlıklı bana düşecek. Muhtemelen , misafirimiz Rusça iyi bilir, her ne kadar ülkesinde resmi dil Letonca olsa da. Nüfusunun yarıya yakını Rus olan Letonya'da Rusça da yaygın olarak kullanıldığını biliyorum. 

Milliyet Blog tanımında; internet günlüğü yazıyor… Bugün benim için değişik bir gün, şu an duyduğum heyecanı, merakımı, yazma ihtiyacı hissettim. 

27 Mayıs 2011 

Bursa