Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '08

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Ön yargı

Ön yargı
 

Bir işletme sahibi düşünün hayatı boyunca sadece çalışmayı seven çalışmak
çalışmak.

Firma sahibi, üretim yaptığı firmaya bir üretim sorumluluğunu verecek bir yönetici alır. Çalışmaya başlayan yöneticiyi firma sahibi deneme aşamasında takibe alır. Odasına her girdiğinde yöneticinin keyifle fincanından çayını yudumladığını ve pencereden manzarayı izlediği görür. Takip etmeye devam eder. Artık sabrı kalmamıştır. İşlerin ve işçilerin başında olmadığını, işleri boşladığını bütün gün sadece oturduğunu düşünür. Çok çalıştığı bir gün aynı manzarayı görünce artık bu duruma dayanamaz. Değil çıkış sebebini sormayı, konuşmaya bile gerek duymadan, çalışma düzenini, getirisini, içinden sorduğu soruları sormadan muhasebeye 'hemen çıkışını verin' der. Başlanır içten içe söylenmeye 'ben bu adamı tüm gün ofiste otursun diye mi aldım işe, üstelik de avuçlarıma sığmayacak kadar da para ödüyorum'. Küçük bir ilan versem milyonlarca insan başvurur, içlerinden en iyisiyle boşalan kadroyu hemen doldurabilirim. Şirketin en iyi koltuğunda oturmanın kıymetini bilmedi. Gitsin oturarak çalışabileceği bi iş bulsun.'
Homurdanarak işçilerin, işinin başına döndü.

Firma sahibi çok zaman kaybetmedi. Olayın hemen ardından Halkla İlişkilere yöneldi ve yeni yönetici ilanı için bilgi verdi. Daha az maaşa, daha çok! çalışacak tam istediği gibi birini bulacağından emindi. Başvuru yapan tüm adaylarla bizzat ilgilendi. İşte bulmuştu aradığı Yöneticiyi. Gerçi emindir aldığı yöneticiden ama yine de takibe alır. Bakar ilk günden hiç ofiste durmuyor, üretime giriyor numune istiyor, sürekli bir şeyler peşinde, bir koşuşturma halinde. Artık tatmin olmuştur firma sahibi. İstediği yönetici buydu, bunları yapandı. Takibi bırakır. İçinden de geçirdikleri yüzünde tatlı, hınzırca bir gülümsemeye sebep olmuştur. 'daha az maaş veriyorum ama adam masada değil firmada çalışıyor. Boşuna onca yıl ödemişim ben o maaşı'.

1 Ay geçmiştir. Yönetici eve gidemiyor çalışmaktan. Firma sahibi keyiflidir.

Fakat satışlar, ihracatlar düşer, üretilen ürünler kalır, takipsizlik başlar. Nedenini anlayamamıştır. Suratı asılır. Sebep aramaya başlar.
Önceki yöneticin hazırladığı ihracat grafiklerine anlamsızca bakarak. Yapılan planları görür. Nasıl olmuştu da bunu o dönemlerde fark etmemişti. Oysaki hep oturuyor manzara izliyordu keyifle kahvesini yudumluyor

Meğer o esnada firma için planlar mı yapıyormuş. Öfkesi, bakış açısı, ön yargısı iyi
bir yöneticiyi firma dışı etmesine mağlup olmuştu. Bu acı olay iyi bir işletmeci olmadığının da fark etmesine sebep olmuştu.

Bunu bir seminerde dinlemiştim. İş yaşamınıza baktığımızda ne görüyorsunuz? Günümüzdeki işletmeler / işletmeciler hangi düşüncede ve düzeyde?
Günümüzde kişiye göre iş mantığı mı yoksa işe göre kişi mantığı mı var?

 
Toplam blog
: 9
: 3290
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Pamukkale Üniversitesi işletme mezunuyum. Gözlemlemek, keşfetmek ve bazende yorumlamak için buradayı..