Önce İnsan

Sayın Kadir Topbaş

Önce İnsan düşüncesi ile size bu satırları yazıyorum.

Günümüz Türkiye'sin de her atılan adım karşısına yeni sorunlar getiriyor, sorunsuz problemsiz ülkece bir işimizi gerçekleştiremiyoruz.

Eğitim sistemimizdeki sıkıntılar, Devlet-Askeriye arasındaki sıkıntılar, Ergenekon, Balyoz,Deniz feneri, hizbullah, Terör, Şike, Yargı-Halk arasındaki sıkıntılar, Teröristler, dış ülkelerle olan sıkıntılar, .. say say bitmez . Bunları bir kenara bırakalım ve bu konular ile siyasetçiler, devlet adamlarımız, bürokratlarımız ilgilensin diyelim.

Ben belediyecilik ve hizmet konusunun direk etkilediği İnsan faktöründen bahsetmek istiyorum. Toplumları, halkları, devletleri oluşturan ek küçük birey olan insan değil midir? İnsan yoksa hiç birşey yok demektir.

Belediyeciliğin hizmet kapsamları içerisinde neler olduğunu yılların tecrübeli belediyecisi olarak bizlerden çok çok daha iyi biliyorsunuzdur. İstanbul dünyanın sayılı şehirlerinden birisi, dünyanın incisi ülkemizin gözbebeği, bu konuda hem fikiriz diye düşünüyorum. Fakat zor bir şehir bunuda kabul etmek gerekiyor.

"ÖNCE İNSAN".

İstanbul'umuzun günlük yaşantımız içerisindeki  en önemli sorunlarından biri ulaşım. Ulaşım sorunu trafik olarak ayrı bir sorun toplu taşımacılık olarak ayrı bir sorun. Belediyecilik hizmetleri kapsamında ulaşım kapsamında bu iki devasa soruna çözüm arıyorsunuz.

Toplu taşımacılıktaki insana verilen değer sıfır diyebilirim. Her sabah ve akşam bu rezaleti yaşıyoruz. Yetersiz sayıdaki toplu taşım araçlarınızın sayesinde nefes alacak yeri kalmayan ayakta zordurulabilen ortamlarda insanlar sabah ve akşam yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar. İstanbul'a hava aldırması için yeni yerleşim merkezi olan Beylikdüzü, Büyükçekmece ve Esenyurt ilçelerine topluma taşım araçları ile ulaşmak eziyet oldu.

İstanbul'umuzun bence en büyük sorunu İnsana verilen daha doğrusu verilmeyen değer. Para odaklı olarak yapılan her uygulamada, her projede insan faktörü en değersiz unsur olarak değerlendiriyor.Hatta hiçe sayılıyor.

Avcılar-Beylikdüzü arasında yapılan metrobüs inşaatı ile insan verilmeyen değeri üzülerek hergün görmek zorundamıyız. Çevre kirliliği, inşaatlar sıranda alınmayan tedbirler, yol ortasındaki çukurlar, devasa açılmış kuyular, kapağı olmayan kanalizasyonlar, telefon logarları, olmayan kaldırımlar, ters yolda ilerleyen dozerler, kamyonlar, bariyersiz yol inşatı, työnlendirme levhası olmavan yol girişleri, ok gibi gelişi güzel bırakılmış demirler, ortalıkta bırakılmış elektrik kabloları, fiber optik kablolar, taş toprak yığınları, sökülmüş kaldırımlar ve siare vs.

TEDBİR YOK.

Belki diyeceksiniz ki "nerede gördünüz, böyle bir şey söz konusu bile olamaz, denetliyoruz bütün tedbirleri alıyoruz, bir sürü  mühendis çalıştırıyoruz". Çalıştırdığınız mühendisleriniz ile birçok defa görüştüm, beyaz masanıza bu konularda defalarca ihbarda bulundum. Fakat değişen hiçbirşey olmadı.

Denetim olan bir şehirde bu kadar çok tedbirsizlik sonucu ölümler yaralanmalar olmaz diye düşünüyorum.

Az çok fotoğraf çekme merakım var, sürekli güzellikleri çekmek için yanımda bir makina taşırım , ama güzel İstanbul'um da çok nadiren güzellikler için işe yarıyor fotoğraf makinam. Daha çok çirkinlikler ile karşılaşıyorum.

Avcılar E5 yanyol Gümüşpala mahallesi İstanbul Üniversitesi yurt binasının önünde yapılan inşaata dikkatinizi çekmek istiyorum.Yazmı ile beraber göndereceğim fotoğraflarda burası ile ilgili.

Lütfen birşeyler yapılırken alınan tedbirlerinize bir göz atmanızı rica edeceğim.

"Herşey insanlar için"

Sevgi ve Saygılarımla