Önce kutup ayıları ölecek...

Son yapılan araştırmalarda Alaska'nın kuzeyinde yaşayan kutup ayısı yavrularının hayatta kalmalarının, küresel ısınmanın neden olduğu buz erimesinden dolayı 20 yıl öncesine kıyasla çok daha zorlaştığını ortaya koydu.Bu da demektir ki her geçen yıl bu süreç daha da hızlanacak ve kutuplardan başlamak üzere ölüm tehlikesi hepimizi saracak.

Kyoto protokolüne onay vermeyen ABD ve Avustralya gibi sanayi ülkeleri, savunma(!) harcamalarına milyarlarca dolar kaynak aktarmaktan çekinmiyor. Bilindiği üzere atmosfere en çok sera gazını ABD bırakıyor.Bu durumda, iklim değişikliğiyle mücadelede, sera gazı emisyon hedeflerini tutturma çabalarının başını Avrupa ülkeleri çekiyor. İngiltere 2012'de geçerliliğini yitirecek olan Kyoto protokolüne alternatif bir yöntem çalışmasına şimdiden başladı.

Ülkemizdeki durum ise hiç de iç açıcı değil.AB'ye üye olmak için en önemli kriterlerden biri olan çevre konusunda uluslararası birçok anlaşmanın altına imza atmış olmamıza rağmen, uygulamada birçok aksaklıklar yaşanmakta.Ortadoğunun en büyük iki nehri Fırat ve Dicle'nin stratejik önemi,önümüzdeki yıllarda küresel ısınmadan dolayı yaşanacak bir su krizinde daha da artacak.Konya ovasındaki su kaynaklarının bilinçizce tüketimi ise Türkiye'nin tahıl ambarı olan bölgeyi çöle çevirmek üzere.

Küresel ısınmanın 2 derecenin üzerine çıkması ise felaket anlamına geliyor. 1900'den bu yana 0.7 derece artışın olduğunu vurgulayan uzmanlar, hedefe ulaşmak için gaz salımının 1990 seviyesine göre 2050'ye kadar yüzde 15-50 azaltılması gerektiğini söyledi.

Uluslararası ekoloji platformu Intergovernmental Panel on Climate Change, yeryüzündeki sıcaklıkların son 12.000 yılın en üst seviyesine ulaştığını ve denizlerin her yıl 3 milimetre yükseldiğini açıkladı.1979'dan bu yana Kuzey Kutbundaki buzulların %20si eridi.

Kısacası adım adım dünyanın sonuna doğru gidiyoruz. Felaket senaryolarının ardı kesilmezken bizler sadece seyirci oluyoruz.The Day After Tomorrow" (Yarından Sonraki Gün) isimli film bu sorulara yanıt bulmaya çalışmış ve olası bir felaketi beyazperdeye aktarmıştı. Çok geç olmadan gerekli önlemler alınmalı ve çok hassas şekilde doğal kaynakların,çevrenin korunması için acil eylem planları oluşturmalıyız. Sahilde gezerken ya da vapurda giderken sigara izmaritini denize atan "insanları"bile uyarmalıyız artık.Yarın bugünden daha emniyetli görünmüyor. Çocuklarımıza,torunlarımıza yaşanılası bir dünya vermemiz gerekiyor.Bu konuda daha çok emek ve gayret göstermeliyiz ki dünyamız bizi affedebilsin...