Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Önemli- önemsiz

Önemli- önemsiz
 

Çağları değiştiren yazılar

ÖNEMLİ-ÖNEMSİZ

Hayatta en önemli şey nedir?

Kişiye, yere, zaman ve içinde bulunulan koşullara göre değişir.

Doğru.

Yaşarken neyin daha önemli ve öncelikli olduğunu bilmek gereklidir ama çoğumuz bunu nasıl yapacağımızı bilmeyiz.

Öncelikle bilmelisiniz ki sizin için, siz ve sizin hayatınızdan daha önemli bir şey olamaz. Aslında “uğruna her şeyi yaparım” dediğiniz şey varlığınız ve hayatınızdır.

Hayatımızda bizim için kim daha önemlidir, daha doğrusu önemli olmalıdır? Zaten bildiğiniz ayrıntıları es geçerek bir konuya değinmek istiyorum. Size iyi davranan, size çalışan, hatta varını yoğunu sizin mutluluğunuz için harcayan bir kimsenin sizin için önemli olması gerekmez. Onun size verdiklerinin bedelini başka şekilde ödersiniz. Yani önem verdiğiniz kişinin sizin için bir şeyler yapması şart değildir. Hatta önem verdiğiniz kimse düşmanınız bile olabilir. düşmanınız bile olabilir. Bazen bize çok iyi davranan insanları tersleriz. Ne yaparlarsa yapsınlar onların bizim için değeri yoktur. Çünkü onlar bizim önem verdiğimiz insanlar değildirler.

Benim gibi özel kişiler hariç insanların çoğu hepinizin bildiği gibi işte zengin, mevki sahibi, okumuş, şöhretli insanlara değer verirler. Ahırda mal çobanı onları güldürmekten öldürür ama onlar yine de Cem Yılmaz’a hayrandırlar.

Bizim için önemli olanı ayırmamız yaşamımızı kolaylaştırır. Ama bunun için önemsiz olanları kaldırıp atmalı, hayatımızdan çıkarmalıyız. Düşünün kafamızda yüz kişi, yüz de konu var ve bunların hepsi önemli değil. Ama onlara yaşamımızda yer veriyoruz. Hayatımız küçülüyor. Kaldırdık 90’ını attık. Şimdi kafamız daha az meşgul olur ve önem verdiğimiz konulara daha iyi yöneliriz. Eminim hepinizin hayatında böyle önemsiz, eften püften kişiler ve konular var. Yapacağınız şey bunlardan hangileri sizin için değerli ya da önemliyse onları alıyor, diğerlerini atıyorsunuz. Dürüstlüğü, vicdanı, insaniyeti falan düşünmeyin.

Burada iki konu öne çıkıyor: İlki bizler kimin ya da neyin bizim için önemli olduğunu daha doğrusu olması gerektiğini bilmiyoruz. İkincisi ise hayatımızdaki önem vermediğimiz kişileri, olayları ve konuları kaldırıp atamıyoruz. Eminim bu yazdıklarım yaşam koçlarının kitaplarında da yer alıyordur. Belki bu kadarcığını sizler de düşünüyorsunuz. Ben bu konuda söylenmedik farklı, yeni bir şey var mı onun peşindeyim. Zahmet edip okuyor, gözlerinizi yoruyorsunuz. Herkesin bildiği, daha önce orda burada yazılıp, çizilmiş, söylenmiş şeyleri tekrar yazmak okuyana hakarettir.

Sizin için en önemli kişi kendinize en yakın bulduğunuz kişidir. Bu kişi eşiniz, anne-babanız, kardeş ya da akrabanız olmayabilir. Eğer onu kendinize yakın buluyorsanız sizin için en önemli kişi odur. Toplumumuzda sevmesek de aile ve akrabamız olan kişilere önem vermemiz gerektiği şeklinde yanlış bir düşünce var. Öncelikle önem vermek gereklilik değil istektir. Kişi istediğine önem vermelidir. Mecburiyet esarettir.

Önem verdiğiniz kişi düşündüğünüzde ilk akla gelen kimsedir. Yanınızda olmayabilir. Size faydası da olmayabilir. Yine de bir şekilde sizin önem verilenler listenizde yerini almıştır. Herkesin bir önem verilenler listesi olmalıdır. Bu listede sadece kişiler değil her şey yer alabilir. Bu listede yer alanlar hayatı birlikte yaşadıklarınızdır. İşte bir önem verilenler listesi;

1-Rodrigo’nun gitar konçertosu (müzik)

2-Audi A6 (araba)

3-Su börekçisi Mehmet usta

4-Seval (sevgili)

5-İzmir(şehir)

6-Mehpare(eş)

7-Galatasaray(futbol)

8-Beyaz kuğu apartmanı(ev)

9-Semih(erkek kardeş)

10-Suat (arkadaş-gay)

Şüphesiz bu, sıra dışı farklı bir kişinin önem listesidir.

Bu liste böyle uzar gider. Liste kişinin hayatta önem verdiği şeylere göre düzenlenmiştir. Kişinin anne babasını sevmesi diye bir mecburiyet olamaz. Bu nedenle listede gerilerde yer alabilir veya hiç yer almaz. Ama elbette seviyor olsaydı listede hatta en başında yer alabilirlerdi.

Sizin için neyin önemli olduğunun belirlenmesinde kim ya da neyin sizi mutlu ettiği konusu esas alınmalıdır. Önem listenizi buna göre yaparsanız mutlu olursunuz. Ayrıca listede zaman içinde değişikliğe gitmeniz gerekebilir. Birisine ya da bir şeye sevginiz azalmıştır. Kim ve ne olursa olsun onu hemen bırakıp listeden silmelisiniz. Arkadaş ve dostlarınıza sadık kalmanız ve vefalı olmanız öğütlenir ama bu gibi sıkıcı insaniyet görevleriyle ömrünüzü dolduracağınıza sizi hop hop hoplatan, her gün değişen ve yüreğinizde yeni heyecanlar yaratan kişiler, olaylar ve hayat resitallerini tercih edin. İyi insan olmayı boş verin; mutlu olmaya çalışın.

Dengeli ve istikrarlı insanlar sıkıcıdır. İşiniz gereği görüşün ama bunlara fazla zaman ayırmayın. Sizi şaşırtan farklı kişiliklerle hayatınız bir heyecan fırtınasına dönsün. Eşiniz sevgiliniz ise sorun yok ama değilse sevgilinizi eşinize tercih edin. Hayatınızı katlanılmaz insanlara katlanmakla geçiremezsiniz. Günümüzde uygulanan gerek yazılı gerekse sözlü kuralların mantığı yoktur. Çoğu onun bunun uydurması aptalca şeylerdir. Kanunlar da dâhil olmak üzere kuralları hiç takmayın ama ceza almamak için yakalanmamaya da çalışın.

Değersiz birine( sizin için değersiz demek istedim, yoksa hiç kimse değersiz değildir) ya da bir şeye önem verirseniz hayatınızın çok önemli anlarını ziyan etmiş olursunuz. Önem vermek beğenmek, kabul etmektir. Gereğinde, ihtiyaç duyduğunuz zaman alacaksınız demektir. Beğenmek, hayran olmak fazlaca bir önem arz etmeyebilir ama önem vermek farklıdır. Önem verdikleriniz seçtiklerinizdir. Her beğendiğinizi, hayran olduğunuzu almayabilirsiniz ama önem verdiğinizi almanız gerekir. Çünkü bunlar sizin seçiminizdir ve hayatınız seçtiklerinizle anlam kazanır.

Gerçekten bir insan için hayatta kimler ve neler daha öncelikli ve önemlidir? Eşiniz önemli midir? Elma kırmızıysa, bol sulu ve tatlıysa alıyorsunuz. Manevi ve duygusal zorlamaları boş verin; eşiniz elmadır ve aradığınız şeyler onda yoksa önemli de değildir, değerli de. Aynı şeyler çocuklarınız ve anne babanız için de geçerlidir. Toplumun, koşulların ve anlayışların verdiği değerin hiçbir anlamı yoktur. Sizin verdiğiniz önem ve değer esastır.

Seçtiklerinizle mutlu olursunuz. Bunların dışındakiler hayat değil angaryadır. Türkiye’de kimler mutludur, biliyor musunuz?

1-Mutluluğun anlamını bilmeyenler mutludur. Tanrının kendisine iki güzel çocuk vermiş olmasını çok büyük bir olay olarak değerlendirirler ve ömür boyu acı çekseler bile bu mutluluk onlara yeter. Çocuklarının boyuna bakar bakar Tanrıya şükrederler. Oysa bu çok büyük bir olay değildir. Yani tek başına bununla mutlu olunmaz. Ne olmuş yani, ineklerin de danası var.

2- Mutluluğun anlamını bilenler mutludur. Kendilerine önem listesi yaparlar. Sizlerin çok önem verdiğiniz şeylerin belki hiç biri bu lisede yer almaz. Manevi disiplin, töresel baskı ve saçma mecburiyetlerle uğraşmazlar. İyi ve doğru insan olmak gibi bir dertleri yoktur. Çünkü bilirler ki iyi olmak için bazen kötülük yapmak gerekir.

3- Aradakiler asla mutlu değildirler. İyi adam olmaya çalışırlar ama beceremeyip kötü adam olurlar. Haklarını alamazlar çünkü ne cahil kadar cesur ne de âlim kadar bilgilidirler. Türkiye’de bunların sayısının ben 30 milyonun üzerinde olduğunu düşünüyorum. Acınacak haldedirler. Eşlerini sevmezler ama ölünceye kadar da ondan ayrılmazlar. Toplum değerleri ve vicdanları buna izin vermez.

Önem listesi görüldüğü gibi yaşadığınız hayatın kalitesini belirler. Tabii ki böyle bir yaklaşım para, bilgi ve kültür sorunu olmayanlar içindir. Çünkü önem listesinde yaşam seçenekleri vardır ve bunları yerine getirmek için imkânınızın olması gerekir. Fakirin önem listesinin en başında doğal olarak ekmek yer alır. Listenizde ihtiyaçlar yer alıyorsa düşük kaliteli bir hayat yaşıyorsunuz demektir. İhtiyaçlar aslında hayvanlar içindir. İnsanlar için istek ve arzular söz konusu olmalıdır. Bu sözlerimiz bazılarını incitebilir ama yazık ki doğrudur. Dikkat ederseniz gerçek hayatta da her şeye sahip kimselerin ihtiyaçlarından çok istekleri vardır. Bu kimseler sizden daha iyi, daha değerlidir demek istemiyorum. Böyledir ve böyle olmalı diyorum. Demek ki ihtiyaçlarınız bitip istekleriniz başladığı anda normal insan oluyorsunuz ve yaşadığınız hayat da gerçek hayat oluyor.

İmkânlara göre yaşamak köleliktir. Ayağımızı yorgana göre uzatmak aptalca bir düşüncedir. Sadece hiçbir imkânın olmadığı durumlar için geçerlidir. Aslında yorganı ayağımızı örtecek hale getirmeliyiz. Hiç şüphe yok ki Türkiye halkı köle bir toplumdur. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..