Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

Önemli günlerin tanıklarıyız

Önemli günlerin tanıklarıyız
 

Milliyet İnternet Sİtesi


2000 yılına ne zaman ulaşacağız” diye aramızda tartışır dururduk. Kimileri “2000'e varmamayız” derdi, kimileri “kesin kıyamet kopar” derdi. Hatırladığım kadarıyla soğuk bir aralık günü kar yağışları arasında girmiştik 2000 yılına.

“Milenyum” dediler, ne dermekse? Yeni, yepyeni bir yüzyıl. Ve iki asrı birlikte gören kıyamet alametleri olduk çıktık bir anda. O sınırda durmak, hem geçmiş yüzyıldan 50 seneyi görmek ve hem de gelecek yüzyıldan görebildiğimiz kadarını gören gerçek bir kıyamet alametiyiz bana göre…

Hatırlarsınız, bin yıllarda bir görünen kuyruklu yıldızı da görmüştük. Çıplak gözle seyretmiştik. Kâhin vel velvelerininin bini bi paraydı o günlerin öncesi ve sonrası.
Dokuz sene oldu.

Dünya durduğu gibi.

Ama değişen çok şey var. Tarihinin en uzun Milli Güvenlik toplantılarından birine de tanıklık ettik. Demokrasimiz adına yapılanlar gözüyle baktığımız zaman her haliyle kabuk değiştirdiğimizi söyleyebilirim. Değişen kurmay zihniyetin derin işaretlerini ben zamanında seslendirmiştim.

Türkiye, kazasız belasız, doktoru dün intihar eden Rahmetli Tugut ÖZAL’ın düşlediği ülke olma yolunda. Yani ekonomisi liberalleşmiş demokrasisi ve yasaları insan merkezli hür ve bağımsız bir ülke..

Bu yol uzun ve çileli.

Dünyada küçük toplulukların hürriyetlerini tetikleyen emperyalistler ülkelerin mahkum edilme yollarına bir yenisini eklediklerini söyleyebilirim. Özgür bireylerden oluşan toplumların geliştiğini biliyorum ama kötüye kullanma ihtimali da o derecede rahatsız ediyor beni.

Gelişelim, açık toplum olalım, herşeyi konuşalım ama bekamızı tartışmayalım. O yolda verilen şehitlerin, sorgusuz sualsiz can verenlerin kanı henüz kurumadan üzerlerinde tepinmeyelim.

Bu ülke, bu millet kolay elde etmedi varlığını, bağımsızlığını.

Mecburiyetlerin nerede başladığını nerede bittiğini hepimizin bilmesi, öğrenmesi ne derece doğrudur.

Yargılamak, sapla samanı karıştırmadan arınmak, biraz daha “kol kırılır kalır yen içinde” misali üst düzey yerlerde yapılsa, ve duymasak bazı şeyleri kanaatimce daha iyi olacak.

Ensesinden tek kurşunla vurulan albayın uydurmada olsa hikayesi bir başka derin hüzne boğdu beni. Millet olarak var olmak için neleri göze aldığımızı düşünerek acabaları bir yana bırakıp ağlamak geldi içimden.

“Bizim için öldü” den başka bir şey düşünmek istemiyorum. Kimsede o istifamı yaratmasın yüreğime. Çünkü, geçen asrın ortasında doğdum, bu asrın çeyreğine gidemeyeceğim.

Bazı şeyleri öyle kutsal, öyle derin, öyle vakarlı bilmek ve hayal etmek istiyorum.

Sevgi ve saygılarımla….

 
Toplam blog
: 449
: 609
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

Rizede yayınlanan ilk renkli gazete ViraHaberin kurucusuyum 5 sene baş yazarlığını yaptım. İLESAM..