Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '15

 
Kategori
Deneme
 

Önemli olan nedir?

Doktor Sami eski okul arkadaşımdır.
 
Lise çağlarından beri ara sıra bir araya gelir, çeşitli konularda fikirler öne sürer, tartışırız. Tartışmalarımız bazen acımasız eleştirilere dönüşür, sonra da birbirimize darılmadan ayrılırız.
Bugün yine beni eleştiriyor, topa tutuyor, kafamı karıştırmaya çalışıyor.
 
- Öyküler yazmaya başladın. Nereden çıktı bu öyküler Allah aşkına?
 
- Eskiden beri edebiyata düşkünüm bilirsin.
 
- Roman yaz o zaman. Neden öykü yazıyorsun?
 
- Olmaz. Roman da yazabilirim ama çok uzun kaçar Sami. Ben insanlar kısa kısa yazılar okusun istiyorum. Zaten uzun yazılardan sıkılıyorlar.
 
- Şiir yaz. Neden şiir yok?
 
- Şiir yazamam. Her insan şiir yazamaz. Nasıl ki öykü yazmak, roman yazmak bir kabiliyet işi ise şiir de öyle.
 
Sami, çeşitli sorularla aslında benim ne yapmak istediğimi öğrenmeye çalışıyordu. Gençliğinden beri kuşkucuydu. Biraz da insanların ve olayların psikolojik yönü ile ilgilenirdi. Bir konuya girdi mi kolay kolay susmayacağını biliyordum. Nitekim öyle oldu.
 
- Bu yazdığın öyküler ne olacak sonunda?
 
- Kitap olacak, kitaplar olacak.
 
- Satacak mı?
 
- Satmayabilir, önemli değil.
 
- Önemli olan ne?
 
Sustum. Saldırısı devam etti.
 
- Dünyada bir sürü öykü yazarı var, bir sürü öykü kitabı var. Sen yazsan ne olacak, yazmasan ne olacak?
 
- Önemli değil.
 
- Kendini Sait Faik mi zannediyorsun. Onlar eskidendi. Şimdi facebook var, twitter var, internet var, televizyon var.
 
- Problem değil.
 
- Üstelik şimdiki gençler fantastik kitaplara bayılıyor. Öykülerinden birkaçını okudum. Sen klasik takılıyorsun. Klasikler çok gerilerde kaldı.
 
- Önemli değil.
 
- Önemli olan ne peki?
 
Yine sustum. Ama bu konuyu deşmeye devam edeceği belliydi.
 
Sami ile gençliğimizde ortaya çeşitli konular atar, saatlerce yorumlarda bulunur, bol bol felsefe yapardık. Yeni yeni fikirler üretir, siyasi, edebi, psikolojik, teoriler içine dalardık. Yeni okuduğumuz kitaplar ve yazarlar üzerinde durur, birbirimize yeni bilgiler aktarmaya çalışırdık.
 
- Bu öykü işi beni pek sarmadı. Senden ağır eserler bekliyordum.
 
- Makaleler de yazıyorum ara sıra ama insanlara okuması hem zor geliyor, hem de mutsuz edebiliyor insanları, bazen sinirlendiriyor da.
 
- Öykülerini çok önemli bulmuyorum. Üstelik çalakalem yazıyorsun. Bazı cümleleri düşük buldum. Noktalama işaretlerine de pek dikkat etmiyorsun. Alelacele, edebi kurallara fazla uymadan yazıyorsun. Amatör bir halin var.
 
- Önemli değil kardeşim.
 
- Betimlemelere de çok az yer veriyorsun.
 
- Fazla betimleme beni bile bunaltıyor. Böylesi daha iyi.
 
- Hangi öykücüye özeniyorsun? Çehov mu, Maupassant gibi mi yazmak istiyorsun?
 
- Hiçbirine özenmiyorum. Kendi üslubuma göre yazıyorum.
 
- Gel vazgeç bu sevdadan Halil. Dünya zaten kitaplarla, yazarlarla dolu. Kaybolur gidersin.
 
- Önemli değil arkadaşım.
 
- Madem öyle hiç değilse roman yaz. Öyküler iş yapmaz.
 
- Kısa öyküler dünya edebiyatının geleceğidir.
 
Bizim Doktor Sami bir kahkaha patlattı.
 
- Kuzum sen aklını oynatmışsın.
 
- Önemli değil kuzum.
 
- Tanrı aşkına söyle o zaman. Önemli olan nedir? Para mı, şöhret mi, egonu mu tatmin ediyorsun. Ne yapmaya çalışıyorsun?
 
Artık benim de fazla sabrım kalmamıştı. Arkadaşımın gözlerinin içine bakarak, tane tane önemli olanın ne olduğunu söyledim.
 
- Edebiyat aşkı Samiciğim, edebiyat ruhu, edebiyat sevgisi…İşte bu beni mutlu ediyor. Okudukça ve yazdıkça ruhum dinleniyor, huzur buluyor.
 
Toplam blog
: 137
: 158
Kayıt tarihi
: 09.03.14
 
 

1958 yılında Söke'de doğdum. Esnaf çocuğu olarak ilk, orta ve lise eğitimimi Aydın ili Söke ilçes..