Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sabiha Rana Melekler Yüreğinizden Öpsün

http://blog.milliyet.com.tr/sabiharana

08 Ocak '08

 
Kategori
Blog
 

Onlar KOCAMAN çocuklar ''İlyas Bayram''

Onlar KOCAMAN çocuklar ''İlyas Bayram''
 

İlyas Bayram


Artık gece yarıladı yeryüzünde, ay ışığı uzanmaya başladı pınarın sularını öpmek için.. Bizler de bir söyleşiye daha kavuşuyoruz şu an dostlarımızla birlikte ve bizi kırmayıp gelen Sevgili İlyas Bayram'a sevdiği şarkılarla teşekkür ediyoruz.

Şimdi, hazır mısınız efendim beyaz düşlerimizin içinden geriye dönen çocukluğumuza?

Evet. O artık hepimizin bildiği gibi, KOCAMAN bir çocuk ama ben yine de soralım diyorum Sayın Bayram'a nasıl bir çocuktunuz diye?

Çocukluğum Narlıdere'de geçti.Anılarımı anlatmaya başladığım "Narlıdere'yi bilir misiniz?" başlıklı
yazımda çocukluğumdan genel olarak bahsetmiştim. Çalışkan ve usluydum. Köyde herkes tarafından sevilen, güvenilir kısacası parmakla gösterilirdim. Bunda beni yetiştiren annemin ve Gülsüm öğretmenimin büyük payı vardır. Her ikisine Allah'tan rahmet diliyorum. Onları her zaman özlüyorum. Uslu çocuk olmamda babamın da payı büyük. Ancak onun yöntemi nedense farklıydı :) Onu da rahmetle anıyorum.

2 - Hiç unutamadığınız bir çocukluk anınız var mıdır?

Bir sürü var. Bir keresinde bir kaç aile çocuklarıyla beraber Narlıdere Sahil Evleri'ne gidiyorduk.
Bahçelerin arasından denize inen bir çok yol vardır. Çocuklar bir araya gelince bir telaş ve koşuşturma olur. Ben de aralarına katılıp koşmuşum, bahçeleri çevreleyen çitler vardır, demirden ve dikenli. Görmedim ama çit beni görmüş :) alt dudağımın altını parçaladı, hepimiz geriye döndük,sağlık memuru çeneme dikiş attı. O iz silinmedi, duruyor, ben de o günü hep hatırlıyorum.

3 - İlk okulda öğrendiğiniz ve severek hatırladığınız bir okul şarkısı var mıdır?

Şarkı hatırlamıyorum. Ancak hiç bir zaman unutamıyacağım başka bir şey var. Moliére'in (L'Avare) Cimri adlı
5 perdelik oyunu günümüze uyarlanmıştı. Oyundan bazı bölümleri tek kişilik gösterimde (monolog)
izleyicilere sunmuştum. İlkokul 5. sınıfta idim. Sahne; okulumuzun girişi, seyirciler; öğretmen, öğrenci ve veliler
mekan; oturacak yer olmadığı için herkes ayaktaydı. Fotoğrafım olacak, bulursam yeni galeri düzenler, oraya eklerim.

4 - Çocukluk arkadaşlarınızın arasında ilk aklınıza gelen kimdir?

Narlıdere'ye her gidişimde ilkokulda birlikte okuduğum arkadaşlarımı hep ararım. Genelde bulunacakları yerler
bellidir. Adlarımız farklı olsada birbirimize "Adaş" dediğim Seyyah Erdem, Mehmet Oğlak, Necdet Aktuğ görebildiklerim. Bir çoğu başka şehirler de bir çoğu da erken yaşlarda aramızdan ayrıldı.

5 - Mahalledeki arkadaşlarınızla hangi oyunu daha severek oynardınız?

Futbol. Yani top oynamak. Biz top oynardık adı da oydu zaten. Bir çok arkadaş bir arada bulunacağımız için
bu oyun bizim için biçilmiş kaftandı. Top oynamak için boş arsa, alan, kıyamet gibi o zamanlarda. İki taş yan yana, al sana kale hazır, ben de kaleye geçerdim. İyi bir kaleciydim öğünmek gibi olmasın. Plastik toplarla oynamak bile bizi mutlu ederdi.

6 - Hangi komşunuzu sevgiyle hatırlıyorsunuz ve sizi komşunuzu sevmeye iten sebep neydi?

Fahriye Abla :) bizim komşumuz değildi maalesef. Ama çok komşumuz vardı. Hepsini de severek hatırlarım.
Narlıdere'de tanınan ve sevilen bir aileydik. Hiç bir komşumuzla başta geçimsizlik olmak üzere hiç bir sorunumuz yoktu. Yardımlaşma, karşılıklı saygı ve sevgi komşularımızı sevmemizde etkendi.

7 - Çocukken en çok neyi hayal ederdiniz?

Çok şey hayal etmişimdir. Hala da ederim. Hayalperestim yani. Görmediğim yerleri gezip görmeyi, Okulumda
öğretmenlik yapmayı hayal ederdim. Okuduğum kitapların etkisinde kalır, dalar giderdim. 'Seksen günde
devri alem'de olduğu gibi dünyayı dolaşmak istemişimdir çoğu kez. Bir de kendimi resimli çizgi roman kahramanlarının yerine koyardım. Eğer zor durumda kalmışlarsa yardıma bile gittiğim olurdu. Tommiks'le beraber çok düşman vurdum desem, inanmazsınız :))

8 - Çocukken en çok sizi neler korkuturdu?

Yılan. Nerden sordun bu soruyu, şimdi. Öff. Belgesel seyretmek isterim TV'de, karşıma çıkar burdada çıktı.
Tamam artık, şu ana kadar mantıklı düzgün giden söyleşi. Bırrrr

9 - Çocukken okuduğunuz ve etkisinde kaldığınız bir kitap var mıdır?

Yılanların Öcü. Yok be, hay Allah, biraz evvelki sorudayım hala. Bi dakka, şöyle bi konsantre olayım. Evet
macera romanlarının etkisinde kalırdım. Biraz hayalperestlik var ya o nedenle Jules Verne'in romanları beni etkilemiş olabilir. Örneğin '80 Günde Devri Alem' , 'Dünyanın Merkezine Seyahat' , 'Denizler Altında Yirmibin Fersah' gibi.

10 - Çocukluğunuzda gönül hoşluğuyla yaptığınız bir iyilik hatırlıyor musunuz?

Mahallemizde bir demirci ustası vardı, Ali Abi. Herkes severdi. İyi biriydi. Gazete haberlerini benden dinlemek nedense hoşuna giderdi. Ben okurdum o dinler, ara sıra kafasını iki yana sallayarak bir şeyler söylerdi kendi kendine, belli ki o da yorumluyordu. Ali Abi'nin dükkanı yıkılıp yerine yeni bir bina yapılana dek kendisine severek gazete okudum.

11 - Büyüklerinizin size tembihlediği en az üç(3) nasihatı saymanızı istesek bunlar neler olabilir?

1- Gecenin üçü oldu, yeter artık, kapat şu bilgisayarı. MSN , internet yok. Ders çalış diye aldık onu.
2- Ne bu böyle oğlum, kiminle konuşuyorsun bu kadar? Ver şu cep telefonunu, iptal ettireceğim hattını huttunu.
3- Basket masket yok. Gitme oğlum, oynama, yapma şu sporu. Boyun geldi 2,30 a. Ne ayakkabı ne elbise. Yeter be...
... diye tembih ederlerdi de, eğer ki zamanımda bunlar olsaydı. Harhalde basit ve aynı nasihatler olabilir. Başta
top oynaMA, denize gitME, benzeri tembihler.

12 - Ailenizin size getirdiği yasaklardan hangisine daha çok tepki verirdiniz? Neden?

Top oynama, derlerdi. Dinlemezdim. Takımımım benim gibi kaleciye her zaman ihtiyacı vardı. Onları zor
durumda bırakamazdım. Gider, yan yana iki taşın arasına geçer, kaleyi korurdum. (Babam kalenin arkasında beklerdi, kurtardığım goller aldırmazdı. Başıma gelecekleri bilsem de kaleyi hiç terketmedim.)

13 - Hangi oyuncağınızı özleyerek hatırlıyorsunuz?

Hiçbirini. Hiç olmadı çünkü. Çok sonraları çocuklarıma aldığım oyuncakları onlara öğretme bahanesi ile :)
oynayarak bu özlemimi giderdim.

14 - Uçmak mı? yürümek mi? yüzmek mi?

Uçmak, yürümek, yüzmek. Sıranız bozulmasın :) Ama siz de İnönü'ye geldiğiniz için bana hak vereceksiniz.
Uçmak gibisi yok. Talip Bey bizi bir kez daha İnönü'ye çağıracağını söylemişti, o günü sabırsızlıkla bekliyorum. Hem yeniden uçmak için hem de yeniden birlikte olmak için.

15 - Küresel ısınmayla mücadele için, bizlere örnek olacak ne gibi alışkanlıklarınız var?

Küresel ısınmıyoruz. Evde kat kaloriferi var onunla ısınıyoruz. Şimdilerde İzmir'de doğalkaz çalışmaları
var. Madem doğal neden sokakları gazıyorlar anlamış değilim. Sizlere örnek olsun diyeceğim alışkanlıklarıma gelince, "Takıl bana hayatını yaşa." O kadar. Bu soruya istemim dışında yanıt verdim, özür dilerim, aklım hala yılanda :))))

16 - Aile dendiğinde sizin aklınıza ne geliyor?

Ana, baba, çocuklar. Ne güzel değil mi? Bitmedi dedeler, nineler, kardeşler, torunlar, yeğenler, eltiler,
bacanaklar, yengeler, amcalar, dayılar, teyzeler, kayınbirader, baldız 'ah nerde yok ki :)' ...uzar gider, sayfa yetmez.


17 - Ailece bir araya geldiğinizde (sizin ailenize has) geleneksel olarak yapılan (olmazsa olmaz) hangi yemekler olur o an sofranızda?

Nohut ya da kuru fasulye + pilav

18 - Yapmayı ya da yaşamayı isteyip de gerçekleştiremediğiniz içinizde ukde kalan bir şey var mıdır?

Çok. Önce ortaokulu bitirdiğimde müzik öğretmenim konservatuvara gitmemi öğütlemiş, babam "Kudret Ş. mı
olacaksın?" diye izin vermemişti. Lise son sınıfta Deniz Piyade Harb Okulu'na girmeye hak kazanmıştım, meşhur FİZİK'im "Olmazzz" dedi bu kez. Sonra öğretmen olmak istedim, sınavlara gireceğime yakın (12 Mart dönemi olduğı için) "Askere çağırdılar, yaylalar yaylaları öğrettiler". Bugünlerde içimde kalan başka ukdeler de var, bakalım gerçekleşecek mi, ya da bu kez ne engelliyecek, merak ediyorum.

19 - Hangi mevsimi seversiniz?

Hazan. Hüzün demektir. Sarı sarı yapraklar, esen deli rüzgarlar... hep hazan mevsimini hatırlatır.
En güzel şarkılarda hazan vardır, bu şarkıda olduğu gibi;

Yine hazan mevsimi geldi, Yine yapraklar rüzgârların peşi sıra gidecek, Yine deli gönlüm, yine bu mevsimde
Hicranını yalnız başına çekecek.

Geleceksin belki de, o zaman, Ne o yapraklar, ne o rüzgârlar ve ne ben olacağım, Yine deli gönlüm, yine bu mevsimde Hicranını yalnız başına çekecek.

Başka mevsimler için de şarkılar söylenmiş, bestelenmiş olabilir, ama hazan mevsimi gibisi yok.

20 - Elinizde olsa gelecek nesillere faydalı olacak neler yapmak istersiniz?

Kalıcı bir şey bırakmak. Şiir, beste, yazı, roman ve benzeri gibi. Gerçekleştirdiğim bir şey olduğu için
mutluyum. Sayısal A.Ş.nin son ürünü olan Redhouse 3. Jenerasyon İngilizce-Türkçe CD sözlüğünün hazırlanmasında görev aldığım gibi CD'de seslendirdiğim yaklaşık 38000 Türkçe kelime bulunuyor.

Sevgili Dost,

Biz sizi öyle tanıdık ki efendim siz hala yere göğe sığmayan KOCAMAN bir çocuksunuz.. Siz öyle güzel bir insan ve arkadaşsınız ki sıcaklığınızı hissetmemek ne mümkün ve biz sizin o coşkulu ruhunuza hayranız..
Diliyorum Allah'tan daima sağlık huzur içinde ve gönlünüzdeki mutluluklarla yaşayınız.. Biz ''Milliyet Blog Ailemiz'' hem bu söyleşiye katıldığınız ve ayrıca bizlere bu yaşlarda dahi müziği sevdirdiğiniz için, çok teşekkür ediyoruz..

''Hayat sevince sevilince güzel'' İlyas Bayram'ın yüreği hepsinden güzel..

İnanmayanlar tıklar bakar kardeşim :)
http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=815160

''Melekler yüreğinizden öpsün Sevgili İlyas Bayram''

Gönül notum:
Sevgili İlyas Bayram Beyefendinin, söyleşi sonrasında ''Milliyet Bloga'' ve bana teşekkür yazısı.. Bende buradan değerbilir bu güzel insana MB. Ailemiz ve kendi adıma teşekkür ediyorum! İyi ki biz varız!

Teşekkürler Milliyet Blog ve Sabiha Rana: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=85452


Evettt artık bütün dünyanın da bildiği gibi, :) ''Onlar KOCAMAN Çocuklar'' adı altında ''Milliyet Blog'da'' siz dostlarımızın da nazik katılımlarıyla, söyleşiler yaptık.. Biz bu söyleşileri e-posta yoluyla gerçekleştirdik ve sizlerinde bildiği gibi biz bu söyleşileri hazır ettikçe yayınlıyoruz.. Konuyla ilgili blogumuz: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=76762

Söyleşiye katılan dostlarımızın isimleri:

Alev Meisel (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=81365
Celal Çelik (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=90208
Aydın Sevinç(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=82411
İlyas Bayram (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=84955
Zeynep Gülay Kibaroğlu (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=101023
Ufaklık (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=90406
Kwan Yin (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=86021
Aydın Tiryaki (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=79270
Sema Çürük (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92141
Muzaffer Cellek (şükür söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=98929
Vakayinüvis ''Gülname Kurtgöz''(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=78875
Ali Gülcü (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=87829
Ohannis(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=7960717
Özgün Kaplama (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=81520
September1özlem (Özlem Gürlük) (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=93157
Mehtap Erel(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=80828
Talip Bölükbaşı (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92950
Metin Özkaya (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=84083
Okan Tınmaz(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=80033
Coşkun Karabulut (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=85479
Murat Ertaş (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=102648
Ahmet Balcı (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=88021
Pirmete(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=80439
Faruk Sürener (Tarik) (söyleştuk) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=82830
Ahmet Yılmaz (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=93521
Alaattin Bender (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=88520
Yakamoz35 (Murat Gülcek) (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=100328
Arif Öğütçü (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=88956
Shalimar (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=99406
Savaş Şakar (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=91485
Ahmet Üstündağ (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=93877
Alyoşa Hülya Gülcek (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=109649
Emoş (şükür söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=132072
Akar (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=133578
Dilek Ç. (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=144134

Göstermiş olduğunuz sıcak ilgiye ve de değerli katılımlarınıza çok teşekkür ediyorum..

Gönül notum: Sevgili dostlar, bir adet fotoğrafınızı tabii sizin tercihinize göre, bu çocukluk fotoğrafınız da olabilir, ekte yollamayı unutmayınız olur mu? Sizin bir fotoğrafınız olmazsa, biz kiminle söyleştiğimizi nasıl bileceğiz? :(

Gönül notum:Efendim. Eğer aklınıza ve yüreğinize neden hep aynı sorular diye, bir soru işareti düşmüşse Kİ
düşünmüşüzdür mutlaka ''hayat hep aynı'' ama biz canlılar farklı zamanlarda dünyaya geliyor, farklı duygular hissediyor ve farklı hayatlar yaşıyoruz...

''Hayatın soruları aynıdır. Çünkü; yanıtları farklıdır. Bizler o farklılıkta saklıyız..''

Söyleşi Yönetmeni: Çingen Sabiş.

 
Toplam blog
: 1989
: 4996
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

Gazeteci - Yazar (NLP Uzmanı - İlişki ve Yaşam Koçu) Yaşarken dünyayı dolaşmayı, topraktan güneşe..