Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '07

 
Kategori
Özel Günler
 

Onlar mı kör yoksa biz mi?

Onlar mı kör yoksa biz mi?
 

Takvim sayfalarında geçer mutlaka.. Okumuşsunuzdur da.. Bu hafta körler haftası.. Önceleri benim de pek haberim olmazdı ''Körler Haftası''olduğundan.. Ama artık biliyorum ve duyarlıyım bu konuda.. Nereden mi biliyorum;

Eşimin şirketinin patronu.. Her sene körler haftasında, körler adına düzenlediği yemekli toplantılar yapar da, oradan biliyorum.. Büyük bir katılım olur her sene.. Bu yemekli toplantıya.. Toplantıya işadamları da katılır.. Görme özürlü vatandaşlar da.. Ve Altı Nokta Körler Dernegine bagışlarda bulunurlar.. Görme özürlü vatandaşlarımızın sorunları konuşulur aynı zamanda.. İçlerine girdiğiniz zaman onlara ait pek çok şey ögreniveriyorsunuz hiç bilmediğiniz... Aklınıza gelen sorular tek tek cevaplanıveriyor onlara ait.. Körlüğün sebeplerinden tutun da, kör vatandaşlarımıza nasıl bir davranış sergilemeniz gerektiğine kadar herşeyi ögreniveriyorsunuz..

Altı Nokta Körler Vakfı 1972 yılında, İstanbul'da 13 Mart'ta kurulmuş.. Körlerin veya az görenlerin yaşamına yeni bir umut ışıgı dogmuş.. Onların köylerine, evlerine, odalarına ve kendi çaresizliklerine mahkum eden, eğitimsizliğin verdiği karanlıga dogan yeni bir umut ışıgı olmuş Altı Nokta Körler Dernegi..

Yine 1972 yılında Milliyet Gazetesi Baş yazarı.. Rahmetli Abdi İpekçi tarafından, Türkiye genelinde başlatılan kampanya ile, Altı NOkta Körler Vakfının binası inşa edilerek görmeyen vatandaşlarımızın hizmetine açılmış.

Devamı gelmiş bu çalışmaların.. İlk ögretim okullarında göz taramaları başlatılmış.. Beşiktaş lions kulübünün katkılarıyla kabartma (Braille) ve kaset kütüphanesi açılmış.. Vakıf göz polikliniği uzman doktorları, ekonomik ücretlerle halk muayeneleri başlatılmış.. v.b hizmetler daha pek çok.

Görme özürlü bir kişiye nasıl davranacagımızı bilemeyiz çoklukla.. Onun kendimizden daha eksik vasıflara sahip oldugunu düşünürüz degil mi? Acizmiş gibi sanki.. Korunmaya muhtaçmış gibi..

Veyahut da görme yetenegi olmadıgı için, onu bizlerden farklı kılan olağanüstü yetenekleri oldugunu düşünürüz.. Bizlerin duymadığı sesleri duyan kötü şeyleri hissedebilen insanlar oldugunu düşünürüz, oysa onların da bizlerden farkı yok. Mucizevi yeteneklere sahip değiller yani..

Ben şöyle bir beş dakika gözlerimi kapayarak kendimi onların yerine koydum.. Karanlıgı hiç sevmedim.. Dayanamadım ve gözlerimi açtım..

Gözlerimizin görme yeteneğimizin değerini bilelim ve o bilinçle yaşayalım.. Gözlerimiz gördüğü halde bazı şeyleri görmezden gelmeyelim. Her ne kadar da yardıma muhtaç insanlar degillerse de onlar adına düzenlenen gecelere katılalım. Onlar için şehir meydanlarına kurulan kumbaralara elimizden geldiği kadarını atalım. Atalım ki yemekte bizim de tuzumuz bulunsun, değil mi ya??

Sevgi'yle..

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..