Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Onların hikayesi

Onların hikayesi
 

Yaşamla ölüm arasında duran çizginin inceliğini anlamakta pek becerikli sayılmayız. Hele erken yaşlarımızda, böyle bir ayırımın var olup olmadığını anlamak oldukçazor gelir. Ama; beklenmedik oluşum ve olaylar, inanılması zor rastlantılarlabaşımıza geldiğinde çaresizlikle cevabını bulup veremediğimiz soruların içindekalırız. Bazen, önümüzde kısalmış haliyle ve gerimizde soluk-silik izleriylekendine belli etmeye çalışır. Ona doğru gitmemeyi doğuran istekle kendinigösteren ayak direme çabamız, hayatın güzelliklerini arkada bırakıp gitmemizibiraz geciktirir gözükse de, pek fayda etmeyecektir. Böyle bir sonucu bilmemizerağmen; direniriz…

HÜKÜM her zaman galip gelir…

Bukaçınılmaz sonla, Sizden uzaklaşanlarla beraber bir şeylerinizin de onlarlagittiğini anlamakta geç kalmaz insan.

Hersevilenin, her sevdiğinizin yanına verdiklerinizin, Sizden koparılmış birerparça olmasının acısına katlanmalısınız. Zaten başka bir yol bulmanıza da imkânyoktur.

Garip birşekilde , kopa kopa eksiliyor olmasına rağmen; içinizde tuttuğunuz , o , yıllardır yazıp çizdiğiniz hayat defterinin , yaşadığınız sürece bitmeyeceğigerçeğini bilerek, içini doldurmaya çalışırsınız.. Siz yazmasanız da, - Zaman-bunu yapıp duruyordur zaten..

Oturduğunuzbir kahve köşesi, deniz kenarındaki bir masa, bir alış veriş kuyruğunda geçenzaman artık önem kazanmış, yaşam takviminizde ciddî şekilde yer alır olmuştur.O anların içindeyken, yaşayıp gelinen yılların görüntülerinin yer aldığı birfilmin ötesinde berisinde kendini izlemek üzer insanı..

O anlar;tutuştuğun kavgaların , hesabı kapanmamış aşkların , pişmanlık ve hüzünle Senikıskıvrak yakaladığı anlardır. Öfken ve içinde kopan fırtınalar , Seni ancakyorar , acı verir ve sızlatır.

Beklettiğim, katlandığım sızılarım çoktur benim.. Her yenisi ve ekleneni ile , kaybettiğimive eksildiğimi hissediyorum. Ama, bütün ağrılarımı , sızılarımı kıskançlıklasaklayıp, özenle içimde taşıyorum.. Her biri, bazen ya bir şarkı, bazen soğukbir içki, veya gün batımında yaldızlarını masama gönderen akşam güneşi olupçıkabiliyor..

Fırça veboyalarımla olan çabalarım kadar, yazıda da uğraşım olsaydı ; okuduklarınızıSizlere daha beğeneceğiniz bir görünümle sunabilmem mümkün olabilirdi.. Bukadarını becerebildim…

Bir şair veyazar olduğum söylenemez. Ama , sahip olduğum neslin gördüğü eğitim ve öğrenim;Cumhuriyet’in ikinci kuşağı olarak , bizleri Onun hedef ve beklentileri içindebüyütüp geliştirdi.

Bu oluşumunbizlerdeki iz düşümü; Cumhuriyet ve onun kurumlarının en önemlisi olan Millieğitim uygulamalarının , orta ve lise düzeyindeki öğrencilerin edebiyatailgilerinin fazla olduğunu gösterir yöndedir. Yaşıtlarımın , arkadaşlarımın herbirinin birer şâir , yazar olabilmeyi düşlediklerini biliyorum. Olanlar davar..

İşte;ONLARIN HİKAYESİ , içimde durup duran bir iki sayfalık bir zaman parçası ileonun içinde olup bitmiş bir öykünün becerebildiğimce kağıtlara aktarımındanbaşka bir şey değildir..

Bunuyapmaya çabaladığım günlerin ortalarında; 23 Nisan 2006 larda Ankara’dan gelipbeni şereflendiren ve yazdıklarımı okuyup , bitirmem için yüreklendiren sevgilihocam Prof. Dr. Berin U. Yurdadoğ’a ; teşekkürü borç bilirim.

İki yılı aşkın bir zaman dilimi içinde ortaya çıkarabildiğim gerçek bir yaşantıkesiminin blog'da yazı dizisi olak 'Sizlere' ulaşmasında bana gösterdii yardımve yönlendirmeleri içi Sevgili Muzaffer Cellek' e teşekkür etmeliyim.

Aşağıda bulacağınız kısa bilgilendirme notu ONLARIN HİKAYESİ ' ni yorumlamanızayardımcı olavcaktr.

<ı>Okuduğunuzsayfalardaki manzûm ve mensûr yazıların bazı yerlerinde karşılaştığınız -kelime, tümce ve terimlerin - eski dilde söylenişleri ile kaleme alınmış olması, benim yazı dilimin öyle olduğu mânâsına gelmez.

<ı>Kahramanların, o yıllara gelinceye kadar edindikleri eğitim ve kültür birikimlerinin doğalsonucu olarak , o zamanlar hiç te yadırganmayan, günlük yaşamın içinde herzaman kullanılagelmiş bir dildir.

<ı>Ben; ogünlerin duygu ve davranış biçimlerinde yer alan sesleniş ve konuşmaörnekleriyle ; o ortamı daha iyi yansıtabilmek istedim. Kulaklarımda kalan, bilgi dağarcığımda olanlarla yetinebildim.

<ı>“ONLAR’ın HİKÂYESİ “ ; düz yazıların ve bir serbest vezin şiirin dışında;onaltılık (16) mısralar ve toplam ( 1121) (Binyüzyirmibir)adet beyittenoluşmuştur.

Saygılarımla.
Yücel Aktaş

 
Toplam blog
: 53
: 469
Kayıt tarihi
: 03.10.08
 
 

1- Ankara 1938 doğumlu 2-İlk ve orta eğitim- Bursa - 3-Lise terk ve Hv. Kvv.Teknik Okullarından Mu..