Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '18

 
Kategori
Seçim
 

Önümüzdeki Seçimler, Bülent Ecevit ve Ahmet Necdet Sezer

Önümüzdeki Seçimler, Bülent Ecevit ve Ahmet Necdet Sezer
 

Bülent Ecevit gelmiş geçmiş en dürüst Başbakandı. Başbakanken bile sabahları gazetesini, ekmeğini almaya kendisi gider, giderken komşunun kapısını da tıklatır, bir şey lazımsa alayım derdi. Bir kuruş bile yemedi. Ama iktidarda kalabilmek için yiyenlere göz yumdu. Ecevit kabinesindeki Gümrük Bakanı Mataracı ve daha birkaç bakan daha sonraları yargılandılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. Ecevit o kadar dürüsttü ki, benzin darlığında her benzinciye birer defter, başına da bir görevli koymuştu. Her aracın aylık benzin kotasından fazla benzin (veya mazot) alamaması için zecri tedbirler almıştı. Bugün sağ olsaydı ve devlet başkanlığına aday olsaydı ne kadar oy alırdı, bilmiyorum. Hatta aday olabilir miydi veya çatı adayı olabilir miydi onu da bilmiyorum.

Ahmet Necdet Sezer de gelmiş geçmiş en dürüst devlet başkanlarından biriydi. Çarşıya, pazara alışverişini yapmaya kendi giderdi. Akıllıydı, bilgiliydi, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına kadar yükselmiş değerli bir hukukçuydu. Cumhuriyetçiydi, demokrattı, Atatürkçüydü. Tabii, ister istemez insanın aklına gelmiyor değil. Şimdi onu niye devlet başkanı adayı göstermiyorlar diye, örneğin çatı adayı.

Ben düşündüm de galiba sebebini buldum. Halktan oy alabilmek için bütün bu iyi vasıflar yeterli değil. Tabii ki bu vasıflar hepsi artı vasıflar. Ama yeterli değil. Neden yeterli değil? İlle de bir şeyler yapacaksın. Sadece cumhuriyetçi, dürüst falan filan olmak yetmiyor. İlle de bir şeyler yapacaksın. Ne yapacaklarını ne yaptıklarını da söyleyeceksin (yeni moda tabirle ifade edeceksin), iyi anlatacaksın ve inandırıcı olacaksın.

Yap da ne yaparsan yap. İster Marmaray yap ister Avrasya tüneli yap ister İzmit Körfezinin üstüne köprü yap, ister havaalanı yap, ister hızlı tren yap, ister duble yollar yap, ister Çanakkale Boğazı’nın üstüne köprü yap  ister hastaneler yap, ister nüfus sureti almayı, hastaneden randevu almayı, pasaport almayı, cenaze işleri ve sair işlemleri kolaylaştır yani vatandaşın hayatını ve günlük işlerini kolaylaştıracak bürokratik kolaylıklar getir, ister PKK’nın belini kır, velhasıl bir şeyler yap veya yapacaklarını anlat. Örneğin Ecevit’in bir köy kent projesi vardı ama pek etkili olmamıştı. Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir İç Anadolu projesi vardı; yurtdışında doktora yapmış uzmanları Türkiye’ye getirecek, İç Anadolu’da büyük bir alanda büyük paketleme tesisleri kuracak, Çin’den ham madde ve yarı mamul maddeler getirip, bu tesislerde bunları ambalajlayıp ihraç edecekti. Ama sonraları nedense bu projeyi dillendirmekten vazgeçti. Yine CHP’nin vaat ettiği bir diğer büyük proje de İstanbul’da üçüncü havaalanının devreye girmesinden sonra kaldırılacak olan AHL’ nın yerine Türkiye’nin en büyük parkını yapmak. İşte böyle büyük projelerden bahsediyorum.

Velhasıl-ı kelam öyle anlaşılıyor ki halkın oyunu alabilmek için dürüstlük, cumhuriyetçilik, Atatürkçülük gibi vasıflar yetmiyor; bütün bunlar takdir ediliyor ama vatandaşın günlük hayatına yansıyan veya yansıyacak bölümü yeterli olmuyor. Şimdi size bir kehanette bulunayım. Önümüzdeki seçimleri kim kazanacak biliyor musunuz?  Halka kim daha çok, daha büyük, daha önemli, daha gerçekçi ve halkın hayatına olumlu yansımaları olacak projeler sunabilir ve dahi inandırıcı olabilirse, işte o lider veya o parti seçimlerin galibi olacaktır.
 
Sürç-ü lisan ettiysek af ola. Kalın sağlıcakla.

 

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..