Onun kim olduğu çok mu önemli?

İhanet, hayatımızın hiçbir safhasında, hiç birimizin kubullenmekten haz etmeyeceği bir davranış biçimidir.

"Kutsal sayılan şeylere el uzatma, kötülük etme veya karşı davranma, güveni kötüye kullanma, aldatma, vefasızlık, sadakatsizlik" gibi anlamlar içeren kelimeyi, biz daha çok, bizimle beraber olduğu, bizden biri gibi göründüğü halde, bize karşı kalleşçe davranan insanlar için kullanırız.

Son zamanlarda sıkça yaşadığımız PKK terör eylemi haberleri Basın'da verilirken, nedense bu kelime çok kullanılıyor. Topuyla, tüfeğiyle, ülkemize saldıran, bizim düşmanımız olan herkesin yardımına alarak karşımıza çıkan, Mehmetçiklerimizin şehit olmasını zafer danslarıyla karşılayan bir terör örgütünü, hâlâ içimizden birileri gibi kabul etmek ve onların saldırılarını ihanet olarak adlandırmak, ne kadar doğru bilemiyorum.

Bu bakış açısının PKK ile "Kürt vatandaşlarımız" arasında bir bağ kurulmasından kaynaklandığını sanıyorum. Böyle bir bağ hem var, hem yok. Bu ayırımı biz tam anlamıyla yapamadığımız gibi, sanki Kürt vatandaşlarımız da yapamıyorlar.

Etnik kökeni ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan, bu vatanın nimetlerinden istifade eden, külfetlerini de bölüşen, "vatandaş" bilincine sahip herkes, bizim halkımızdır, milletimizdir, dostumuzdur, kardeşimizdir,

Kürt orjinli olmakla beraber kendini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gören hiç kimsenin PKK'dan yana olması, bu terörü desteklemesi, fidan gibi gençlerin hayatlarının baharında ölümüne göz yumması, sessiz kalması beklenemez.

Kendini sadece "Kürt" olarak kabul edip, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşamış olmaktan mutsuzluk duyan, gönlünde PKK'ya farklı bir yer ayıran ve için için terörün başarısı için dua edenlere de herhalde "vatandaşımız" diyemeyiz.

Bu sebeple yapılan bu türlü kanlı eylemlerin faililleri için "hainlik, ihanet" gibi kelimeler kullanılmasını, olayların böyle algılanmasını ve anlatılmasını yanlış buluyorum.

Hele bazı gazetelerin PKK terör eylemlerini planlayanların hangi hain olduğunu anlatmaya çalışan haberlerini, farkında olmadan yapılmış büyük bir gaf olarak nitelendiriyorum.

Vaktiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde asteğmenlik yaptığı gibi bir iddiadan yola çıkılarak, efsanevi bir kahraman yaratmak, her çatışmanın planının ondan çıktığını yazmak, zaman zaman öldüğü, zaman zaman yeniden ortaya çıktığı gibi yalan olduğu kendi içindeki çelişkilerden belli olan haberlerle bu kişiye neredeyse ölümsüzlük vasfı kazandırmak, talihsiz ve bilinçsiz bir gazetecilik(!) anlayışından başka bir şey olmasa gerek.

Basın bugün amacı dışında kullanılıyor olsa da, medya sahipleri de bu şekilde daha çok ticari amaçlarını gerçekleştirmeye çalışsalar da, hiç değilse, bir gazete, gazete olarak yapması ve yapmaması gereken şeylerin farkında olmalıdır.

"İşte o hain" şeklinde atılan bir manşet, sizce ne anlam ifade ediyor? Böyle bir başlığın kime zarar verdiği, kime yarar sağladığı, kimin propagandasını yaptığı, kime hizmet ettiği, kimin ekmeğine yağ sürdüğü hiç düşünülmez mi? Bu kadar basit bir muhakemeyi, bir sorgulamayı yapmadan gazetecilik olur mu?

Böylesine ciddi ve elem verici olaylardan bile magazin haberi çıkarmaya çalışanların, "hain" başlıklarıyla çıkan haberlerle bazı kişileri farkında olmadan yücelttiğini görünce, asıl ihanet bu dememek için insan kendini zor tutuyor.