Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '07

 
Kategori
Ankara
 

Önünü göremeyen yöneticiler

Ankara susuzlukla karşı karşıya.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, okulların geç açılmasını istiyor.

Aynı belediye başkanı Hürriyet gazetesinin haberine göre bir kaç yıl önce önüne gelen su projesini önceliğimiz metro diyerek reddetmiştir.

Yöneticiliğin en önemli yönü geleceği okuyabilmektir.

Hele hele bu yönetici belediye başkanıysa bunu mutlaka yapması lazım.

Şimdi işimiz kadere, yağmur duasına kaldı. Oysa bunun işareti yıllar önce verilmişti. Bu blog sayfalarında bile bu konu ile ilgili çok sayıda yazı yazılmıştı.

En azından bazı tedbirler alınabilirdi. Az su kullanımı için eğitim çalışmaları yapılabilirdi.

Televizyonlara çıkıp boy göstermekle bu iş olmuyor. Herkes bu sorumluluğunu bilmelidir.

Ankara, Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı bir kent. Atatürkle özdeşleşmiş bir kent.

Bu kentin belediye başkanı her türlü olumsuzluğu hesaplamak zorundadır.

Siyasi polemikler yerine, biraz kendisini bilimselliğe vermiş olsaydı, bu sıkıntıları Ankara halkı yaşamayacaktı. Herkes tatile gitsin, Ankara boşaltınsın gibi toplumla dalga geçilen söylemler çok yakışıksız.

Ankara'yı çok büyük problemler beklemektedir. Belediye başkanı işine bakacağına polemiklere girmekte, köşe yazarlarıyla çatışmaktadır.

Çok kötü yönetilmeye hakkımız yoktur. Bizi yönetenlerin daha duyarlı olması gerkmektedir.

Belediye başkanları tüm kentin belediye başkanıdır. Hiçbir grup ve siyasi görüşün önceliği yoktur.

Ama görünen o ki Belediye başkanları spor klüpleri dahil her kesime el atmış, yönetici durumuna geçmiştir.

Çağdaş kentlerin belediye başkanları sadece kendi yandaşlarını değil tüm halkı ve kenti kucaklamalıdır.

Yıllarca bu kenti yöneten belediye başkanları taraf olarak kendilerini taraf gösterek toplumun önemli kesimlerini küstürmüşlerdir. Herkes sorumluluğunu bilmelidir. Halkımızdan özür dilenmeli. Yapılan yanlışlar halka anlatılmalıdır.

Ankara'nın susuz kalışını kadere, tanrıya yükleme hafifliğine girilmemeli. Böyle bir davranış halkı kandırmak olur.

Çok eski çağlarda bile savaş kıtlık durumları, kuraklıklar düşünülerek tedbirler alındığını tarihi kaynaklardan ve su ile ilgili tarihi eserlerden sarnıçlardan görmekteyiz.

Herkes tatile çıksın. Memleketine gitsin demek, aynen ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin demek gibi oluyor. Vakit çok geçmeden gerekli tedbirler alınmalıdır.

Küresel ısınma gerçeği ciddiye alınmalı, kaderci anlayıştan bilimselliğe geçilmelidir.

Ülkemizde bir su politikası oluşturularak, yaşama geçirilmelidir.

Uluslararası arenada su ile ilgili çıkarlarımız korunmalıdır.

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..