Onur Aldatmaz, aldanmadı, en mükemmel izdivacı yaptı...

Yeni evliler Selin Onur Aldatmaz

Dillere destan bir düğün ki, uzun yıllar hafızalardan gitmeyecek olan,

Dillere düşmeyen, ama kalplerde, katmerli güller gibi aşk ile açan, derya kadar geniş güzellikler içinde bir sevda ki, dillerden düşmeyecek olan.

Bir güzellikler resmigeçidiydi bu düğün. Bir şıklık, bir zarafet yarışıydı sanki Bartın’ın Grand Astra Oteli havuzu başında adım adım izlenen ve gıpta edilen

Seçkin ailelerin düğünüydü ki, bütün Bartın’lılar oradaydı sanki.

Onlar, diğer düğünlerde gördüğümüz ışıldaklı gece feneri gibi gökyüzüne balonlar uçurmadılar. Onların gönlü, zaten uçmaklıydı, “lüzumu yok” denilmiş olmalı ki, her şey gökyüzüne, bir yıldırım aşkla zaten yazılmıştı. Kaderleri gökyüzündeki güzelliklerdeydi zaten.. Herkesler o gece, bu büyük saadeti, gökyüzünden okudular. Tıpkı “ C’est ecrit dans le ciel” denildiği gibi.

Buraya kadar, mutlu bir tablo çizdik. Kimdi bu evlenenler? Kimdi bu mutlu tablonun baş aktörleri? Hemen söyleyelim

GELİN SELİN HANIMIN ARKADAŞLARININ BİR KISMI PİSTTE. PİSTİ ONLAR KIZIŞTIRDILAR HALİYLE.

Bartın’ın tanınmış ailelerinden Belgin Varol Durkan’ın kızı Selin Hanım ile, Gülin Gürkan Aldatmaz’ların oğulları Onur Aldatmaz’ların düğün şöleniydi bu. Nikahlarını o gece Belediye Başkanı Cemal Akın kıydı. Milletvekili ve eski bakanların da davetli olduğu gecede, masalardan içkiler su gibi aktı. Herkes pür neşe içinde pistleri ısındırdılar, uzun müddet inmediler pistlerden. Gelinin ve damadın arkadaşları, düğünün neşesini getirdiler. Kuşum Aydın da geceye neşe kattı şarkıları ve esprileri ile.

Velhasıl kelam bir şıklık yarışı içinde bir tablo gibiydi düğün. Bu tabloyu, yakışıklı damat ile aşımlı gelin Hanım çizdiler.

Herkes oradaydı. Ortak olarak birleşilen noktayı, şu şekilde sezinledik. Damat Onur Aldatmaz, aldanmayıp, tam kendisine layık bir eş seçmiş olmasıydı. Birbirlerine çok yakışıyorlardı.

Masalarda seramikten yapılmış, her davetliye birer tane hediye bardak sunuldu o gece. Herkes arı gibi çalıştı. Ayakta kalanlara hemen yer bulundu havuz başında olmasa da. Tanınmış bütün aileler oradaydı.

MİNİK NEDİMELER DE PİSTTEN HİÇ İNMEDİLER VE ÇOK SEVİLDİLER.

Daha sonra sahnedeki pistler, ısınınca, vücutlar da ısındı. Ceketler fora edildi. Buna, damat da uydu. Ondan sonra neşenin küpü dolup dolup boşaldı zaten.

Bir sevda, böylece havuz başında noktalandı, tescillendi. Saadetler paylaşıldı. Aileler bir daha yakın oldular birbirlerine.

Bu nadir düğün, uzun zaman akıllardan silinmeyecek. Herkes o gün, seve seve Milliyet Blog objektifine poz verdi buradaki davetlilerin yaradan çoğu, zaten biliyorlarmış bizi. Şimdi de şeklen gördüler. Biz de onlarla kaynaştık. “Bartın’ın ilk ve son Fahri Hemşerisi, olmanın,” tadını çıkardık.

Biz de yeni evlilere saadetler dileriz. “Saadetleri bir gökyüzü maviliği kadar derin ve sonsuz, yeşilliği ömrü kadar da ebedi olsun” deriz.