Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '14

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Onurluca kaybetmek, onursuzca kazanmaktan iyidir.

Demokrasiyi içine sindirmiş insanlar için, kazanmaktan çok, katılım önemlidir.

Verdiğiniz mücadelede, girdiğiniz yarışta tek başınıza da kalabilirsiniz. İnandığınız ilkelerden ödün vermeden, onurlu bir şekilde yarışır, kaybedebilirsiniz.

Ama bu kayıp, sizin onurunuzu, ilkelerinizi, kimlik ve kişiliğinizi kaybetmekten daha çok zarar vermez size.

Birincisinde yalnızca bir yarışı kaybedersiniz ama ikincisinde kendinizi, inançlarınızı ve en önemlisi onurunuzu kaybedersiniz.

O zaman onursuzca kazanmak yerine, onurluca kaybetmeyi tercih edenler; gün gelecek; kaybetmedikleri onurlarının, kaybettiklerini sandıkları bir dolu kazançtan çok daha önemli ve değerli olduğunu anlayacaklardır.

Bilindiği üzere, yaklaşık 12 yıldır ülkemizi AK Parti yönetiyor ve ilginçtir, siyaset bilimine ve eşyanın tabiatına aykırı biçimde her seçimde oylarını artırarak iktidara geliyorlar.

Elbette bu normal değildir ve belli süreden sonra bir iktidar değişikliği ülke menfaatleri için gerekli ve zorunludur.

Ancak demokrasilerde iktidar olabilmenin yolu, halkın çoğunluğunu kazanmaktan geçiyor.

Halkı küçümseyerek, yok sayarak, üstenci ve elitist politikalarla halkın çoğunluğunu sağlayamayan, halkın yanına inmeyen, halka dokunmayanlar, onlardan gerekli ilgi ve itibarı görmeyince, daha da hırçınlaşarak halka zulmetmeye başlıyorlar.

Şimdiye kadar” muhafazakar, İslamcı bir kişi bizi cumhurbaşkanı olarak temsil edemez” diyenler, bugün salt kazanmak ya da birilerine kaybettirmek uğruna ona benzeyen birini aday gösterme aczini gösteriyorlar.

AK Partinin adayı olarak seçimlere girecek Erdoğan’ın işini kolaylaştıranlar, yine işin kolayına kaçtılar. Zor ama onurlu bir mücadele yerine, Erdoğan kazanmasın yeter ki mantığıyla, yine aynı özelliklere sahip bir başkasını aday göstererek kendi kitlesine de ihanet ettiler.

Şimdi inanıyorum ki, halka rağmen halka dayattıkları adaya oy vermeyenleri ihanetle suçlayacaklar.

Oysa iktidarda AK Parti olduktan sonra Cumhurbaşkanı Ekmelettin olsa ne yazar!. Önemli olan iktidarı demokratik yollarla değiştirebilecek zorlu ama onurlu mücadeleyi verebilmek.

Bu gerçeği görmek istemeyen endişeli modernler, aslında bu tavırlarıyla asıl kendilerinin, ülkemize ve halkımıza kötülük yaptıklarının farkında değiller.

Sayın İhsanoğlu, toplumun büyük çoğunluğunun tanımadığı bir kişi.

Siyaset üstü cumhurbaşkanı diye ambalajlanıp topluma sunulmak istenen İhsanoğlu’nun Mısır da yapılan darbe karşısında aldığı tutum siyasi değil midir?

Kaldı ki İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği, Ortadoğu’da izlenen siyasetin bir parçası ve sonuçta politik bir kurum değil de nedir?

Siyasetten bağımsız bir cumhurbaşkanı adayı diye halka yutturulmaya çalışılan bir kişiyi, toplumun kabul edebileceğine inanmak aymazlığını gösterenler, şunu unutmasınlar; yaşamları boyunca kendi partileri içerisinde onurluca siyaset yapan yüzlerce cumhurbaşkanı adayı varken, kendi siyasi ikballeri uğruna böyle bir tezgahın içerisine girenleri bu halk hiçbir zaman unutmayacaktır.

Bunun somut örneğini HDP adayında yaşıyoruz.

Selahattin Demirtaş’ı aday gösteren HDP, seçimi kazanamayacaklarını bilmiyor mu?

Eğer seçim ikinci tura kalırsa pazarlık şansını korumak, değilse de, kaybederse bile onurluca kaybetmeyi tercih ederek, siyaseten en doğru olanını yapıyorlar.

Demirtaş’ın kaybetmesi ne HDP, ne de ülke için dünyanın sonu olmayacağı gibi, Erdoğan’ın seçilmesi belki birileri için iyi olmayabilir ama hiç bir zaman kıyamet habercisi de olmayacaktır.

Tarih boyunca bizleri korkularımızla yönetenler, bir dönem komünizmle, bir dönem bölücülük tehlikesiyle o da yetmedi, şeriat geliyor paranoyasıyla korkutmaya çalıştılar.

Şimdi de “Erdoğan geliyor, ülke elden gidiyor.” Korkusu salarak yönetmeyi deniyorlar.

Ne de olsa en yakın müttefikleri de tahliye sonrası “hesap soracağız” diyerek intikam söylemleriyle ortalıkta yine caka satıyorlar.

Ancak artık toplum böyle ucuz senaryolara kanmıyor.

Senin elinde Rıza Türmen gibi, Deniz Baykal, Hikmet Çetin gibi, devlet geleneğinden gelmiş, deneyimli siyasetçiler dururken; siyasi hesaplar uğruna tekelci sermayenin işaret ettiği adayı dayatmanın vebali büyüktür.

Özellikle de CHP, müttefiklerini doğru seçmediği zaman hep hüsrana uğramıştır.

Bu seçimlerde de kendi doğal müttefikleri yerine çareyi başka mecralarda arayarak belki de kendi sonunu hazırlıyor.

Keşke onurluca kaybetmeyi seçseydi!

 

AYHAN ONGUN( Gazeteci-Yazar) 01.07.2014/BODRUM

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..