Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Önyargılarımız

Önyargılarımız
 

''Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ayrılmış tek basına yaşayan hamile bir kadın, kendisine arkadaş olması açısından dağda yaralı bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar. Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşır. Birkaç ay sonra kadının çocuğu doğar. Tek basına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır.

Günler geçer ve kadın bir gün birkaç dakikalığına bile olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır. Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır. Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir... Gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür. hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne odaya yönelir. Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmıs bir yılanı görür.''

Genel olarak yaşama, özelde de çevremize karşı fındık kabuğunu doldurmayacak şeylerden adeta yarattığımız önyargılarımızın, aslında en çok da kendimize ve sevdiklerimize zarar verdiğini ıskalarız çoğunlukla.

Bir düşünürün dediği gibi ''insanların size karşı olmaları diye bir şey yoktur, onlar kendilerinden yanadırlar o kadar''

Hiç kimse bir başkasına karşı, önyargılı olduğunu düşünmez. Gerçeği bildiğini zanneder ve bu gerçeğin onun haklılık zemini olduğu paranoyasından kurtaramaz kendisini. O nedenledir ki, önyargılılığı diğer insanlar tespit eder.

Halbuki unutmamamız gereken; hakkında olumsuz fikirlerimizin olduğu insanların da göründüğü gibi olmayabileceği ve elbette değişme ihtimalinin de olduğudur.

Kullandığımız bilgisayarların içindeki bilgilerin doğruluğunu, zaman zaman kontrol ederiz, güncelleriz. Zira bunu yapmazsak, dolaylı olarak bazı zararlara uğrayabiliriz.

Oysa bilgisayarlara gösterdiğimiz bu hassasiyeti, çevremizdeki insanlara da tanımakta aynı beceriyi gösteremeyiz.

Sonra gelsin kırgınlıklar, bozuşmalar, kavgalar. Her taraf kendi haklılığını ilan ederek ve bunu da kendi çevresinde oluşturduğu önyargı kalkanı ile güçlendirerek özel hapishanesini oluşturur. İşte buna onur diyebilenlerle doludur etrafımız.

Halbuki tüm bunlar, oluşturduğumuz önyargılarımızın sağlam temellerinden başka bir şey değildir. Herkesin ve her şeyin değişebileceğini, farklılaşabileceğini, üzerlerine yapıştırılmış olan sıfatları terk edebileceğini fark edemediğimiz sürece İngilizlerin dediği gibi'' hırsızı değil yakalananı asmaya devam ederiz.

Elbette hepimizin aynı yoğunlukta göstermesek de sevinç, üzüntü, kaygı, heyecan, çılgınlık, kıskançlık, kin, intikam, sevgi, nefret vb duygularımız vardır. Ancak, dünya, kendimize gösterilmesini istediğimiz tolerans, yanlış anlaşılmama özrümüzün kabul edilmesi ve saygıyı bizim de başkalarına gösterdiğimiz sürece, daha yaşanır olacaktır.

 
Toplam blog
: 8
: 4380
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Yazarak düşünmeyi severim. Üniversite mezunuyum. Danışmanım ve gezmeyi çok severim...