Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Önyargılı olmayanlara: Kurabiye hırsızı...

Önyargılı olmayanlara: Kurabiye hırsızı...
 

"Bir akşam vakti bir kadın havaalanında uçağının kalkış saatini bekliyordu. Daha epeyce zaman vardı. Kadın bir süre havaalanındaki dükkanları dolaştı. Sonunda, kendine bir kitap ve bir paket kurabiye alıp, oturacak bir yer aramaya başladı.

Aldığı kitap çok sürükleyici bir romandı. Ama, kadın kendini kitaba ne kadar kaptırırsa kaptırsın, oturduğu bankın öbür ucundaki adamın olabildiğince cüretkar bir şekilde aralarında duran paketten kurabiyeleri birer birer aldığını görebiliyordu.

Kadın bir yandan kitabını okuyup, öte yandan ağır ağır kurabiye yiyor; arada bir saatine bakıyordu. Yanında oturan kurabiye hırsızı da, kurabiyeleri birer ikişer almaya devam ediyordu.

Roman kendisini çok sarsa da, adama karşı içinde giderek artan bir öfkenin birikmesine de engel olamıyordu, için için; "Kibar biri olmasam, adamın gözüne yumruğu patlatırdım" diye söyleniyordu.

O böyle söylene dursun, kurabiye hırsızı işine devam ediyordu. Kadının elinin kurabiyeye her uzanışının ardından, o da bir kurabiye alıyordu. Bir kadın, bir o.

En sonunda, pakette tek bir kurabiye kaldı. Kadın 'kurabiye hırsızı' adını taktığı adamın şimdi ne yapacağını merak ediyordu.Göz ucuyla adama baktı. Adamın yüzünde asabi bir gülümseme vardı. O edayla son kurabiyeye uzandı, ikiye böldü ve yarısını kadına uzatıp diğer yarısını kendi ağzına attı. Kadın yarım kurabiyeyi adamın elinden kapar gibi aldığında: "Aman Allah'ım! Ne cüretkar ve kaba bir adam!" diye düşünüyordu.

O sırada, bineceği uçağın yolcularının hazırlanmaları anons edilince, kadın derin bir oh çekti içinden. Eşyalarını topladı, oturduğu yerden çıkış kapısına doğru yürüdü. Kurabiye hırsızına ise asla dönüp bakmadı. Uçağa bindi, koltuğuna rahatça uzandı, sonra da bitmek üzere olan kitabına döndü.

Kitabı almak için çantasına uzandığında, kadını bir sürpriz bekliyordu. Aldığı bir paket kurabiye hala çantadaydı. "Bunlar benim kurabiyelerim ise" diye düşündü kadın, "yediklerim onundu." Özür dilemek için çok geç kalmıştı.

'Kurabiye hırsızı', adam değil, kendisiydi..."

Bazen öyledir, "kenidinize ait" olduğunu sandığınız şeyler bir anda başkasının çıkar...

Yıllardır çözer, sonunda bulursunuz ki, geç kalmışsınızdır. Birisi sizden önce o surunu çözmüştür.

O yazayı, şiir yazmış, o problemi çözmüş, o kurabiyeleri yemiştir.

Önemli olan kurabiyelerinizin size ait olması da değildir; onları önyargısız paylaşmanız ve yediğiniz anki mutluluktur.

Ama çoğu zaman hem başkasının kurabiyesi yiyip, hem de o kişiye "sinir" oluruz. O konuşmadıkça, cevap vermedikçe daha da sinirleniriz...

O ise, size son kurabiyesini kırıp, yarısını uzatmıştır bile...

Önyargılı olan olmayan herkese...

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..