Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Operadaki Hayalet

Operadaki Hayalet
 

Pazar sabahları, en keyifli şeylerden biri klasik müzik eşliğinde kahvaltı hazırlamak ve kahvaltı etmektir. Müzik için seçimim, radyo ODTÜ ya da NTV radyodur. Radyo ODTÜ' de sabah klasik müzikle başlayan yayını, Flamenko ve Latin, daha sonra ise tangolar ve ah mazi izliyor. Pazar sabahı bu yayın akışı, özellikle tangolar nefis mi nefis...

Klasik müziği ve operayı, babamın her türden müziğe olan ilgisi nedeniyle ben de çocuk yaşlarda sevmeye başladım. Başlıca klasikleri, ayrıca ABBA, Bee Geess, Boney M LP leri, Nükhet Duru, Sezen Aksu Nilüfer LP leri, birgün eve alıp gelmesi bana ayrı bir dünyanın zengin kapılarını açmıştı. Daha sonra Ankara’da 1980’li yıllarda CSO konserlerinin müdavimi olmuştuk. Cuma akşamları Ulus’taki salonun kapısında konserin başlamasını beklemek bile ayrı bir heyecandı, işten çıkıp bir telaş burada buluşulur, sanki bütün haftanın stres ve yorgunluğu o salonun akustiğinde dağılırdı. Evlilik, çocuk gaileleriyle müzik dinlemeler uzun yıllar cd lerle ev ortamına taşındı ama, o ünlü Londra ya da Broadway müzikalleriyle birgün tanışmayı hep çok istiyordum.

Kültür, gezme ve araştırma merakıyla dolu biri olarak "ölmeden önce yapmam gerenler listesi"nde olan bu etkinliği , 2000 yılında Operadaki Hayalet’le gerçekleştirdim. Efsanevi "Cats" ve " Miserables" müzikallerini de Londra'ya gidip gelen arkadaşlardan hep duyardık.

Operadaki Hayalet , Londra’da 1986 yılından beri oynayan bir müzikal ve bugüne kadar 25 ayrı ülkede gösterilerek 100 milyon kişi tarafından izlenmiş. Şu anda Londra ve New York başta olmak üzere birkaç ülkede gösteriliyor.

Bir başyapıt olarak değerlendirilen İngiliz besteci Andrew Lloyd Webber 'in Phantom of the Opera müzikali, unutulmaz müziği, fantastik kurgusu , muhteşem oyunculuk performansıyla Her Majesty’ s Hall’da izlediğim günlerden sihirli bir havayla çıkıp geliyor bugün günüme…

Londra müzeleri ve müzikalleriyle ünlü bir şehir. Bu şehirde yapılacak en iyi şey, her birini gezmenin bir günü alacağı müzelere dalmak ve zamanın sayfalarına gitmek, bir akşam müzikal izlemek, kültürel zenginliğe doymak ve kültüre sahip çıkışa hayran olmak…

Bu şehirle ilgili anılarım çok fazla ve bunları başka bir yazıda toplamak da istiyorum.

Phantom of tha Opera'yı bir yerlerden bulup mutlaka dinleyin, eminim seversiniz.

Müzikaller ve tango esintisinde bir Pazar dilerim.

 
Toplam blog
: 144
: 1429
Kayıt tarihi
: 12.09.07
 
 

ODTÜ İşletme mezunuyum, felsefe bölümünde master eğitimi aldım, uzun yıllar bankacılık ve finansm..