Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '10

 
Kategori
Mizah
 

Öpsem mi öpmesem mi?

Bayram günü erkenden kalktım. Yüzümü yıkamadan önce tıraş oldum. Sonra yüzümü yıkadım. Yepyeni takım elbisemi giydim. Kahvaltımı yaptıktan sonra annem ve babamla bayramlaştım. Çikolata, şeker ve baklava faslından sonra annem, ev sahibimiz ve üst kat komşumuz Ayşe teyzeye gitmemi ve bayramını kutlamamı istedi. Anneme torunu Esra gelmiş mi diye sordum. Annem gelmemiş dedi. Patiğin yünüyle karışık ayak kokan o eve hiç gitmek istemiyorum, dedim. Annem ve babam anlık bir gülmeden sonra ciddileşip “gideceksin” dediler. İkisi de biliyordu kendileri ile bayramlaştıktan sonra kaçacağımı ve gece yarısı eve geleceğimi. Şu bayramları hiç sevmiyorum. Gelen giden çok oluyor. Uslu uslu oturmak, el öpmek, yapmacık hareketler yapıp sevmediğim insanları seviyormuş gibi görünmekten nefret ediyorum. Artık bayramlarda eskisi gibi kızlarda gelmiyor. Hepsi evlenmiş. Yok canım tadı tuzu kalmadı bayramların.

Toparlandım. Ayakkabılarımın tabanına basıp bir üst kata çıktım. Cikcikli zile bastım ve beklemeye başladım. Beklerken de düşünüyordum. Bu cikcikli zil arkadaş ortamında konu olmuştu bir ara. Güya gecekonduda oturan ne köylü ne şehirli olan bir kadının kocası zengin olmuş ve bir apartmana taşınmışlar. Kadın cikcikli zili çok seviyormuş. Evinin zilini cikcikli olanından taktırmış. Kadın apartmana taşınmış ama eski çevresinden arkadaşlarından bir türlü kopamamış. Arkadaşları aşağıdan zile basıyormuş sonra da bilmem ne hanım diye bağırıyormuş. O da pencereye çıkıp kadınlara kırışıyormuş. Arkadaş çok kızardı bu duruma. Ulan derdi düne kadar gız bilmem ne diye çağırılan, bir ayağında lastik çizme, diğer ayağında terlik olan bu kadın şimdi cikcikli zili var diye hanımefendi oluyor diyordu.

Hala bekliyorum. İnşallah kapıyı açmazda çeker giderim. Son bir kez daha zile basayım da işi garantiye alayım dedim. Zile bastım. Beklemeye devam ediyorum. Evde kimsenin olmadığından emin olmak için kulağımı kapıya dayadım. İçerden terliği yerde sürüyerek yavaş yavaş kapıya yanaşan birisinin sesi geliyordu. Eyvah! Bu Ayşe teyze olabilirdi. İnşallah o değildir de çeker giderim. Bir de kapı açıldı. İçimden selamın aleyküm dedim kendi kendime. Karşımda Ayşe teyze. Ellerini yeni yıkamış, sular yere damlıyor. Herhalde ellerini havluya silmeyi unutmuş. Hemen bayramlaşıp kaçmalıyım.

— İyi bayramlar Ayşe teyze, bayramını kutlar ailen ve sevdiklerinle beraber nice sağlıklı mutlu bayramlar dilerim. Haydi, size iyi günler. Tam kaçacaktım. Ayşe teyze garip garip baktı.

— Hiç böyle bayramı mı kutlanır. Gir içeri de bir bayramlaşalım.

— Yok sağolun.

— Yoksa bayramlaşmayacak mısın benimle.

— Yok bayramlaşacağım da. Şey.

— Gir gir.

— Gireyim bari.

İçeri girerken kapıyı neden geç açtığını sordum. Tuvaletteymiş. Salona girdik, kanepeye oturdum. Sonra ayağa kalktım. Elini öpmem gerekiyordu. Elini bana doğru uzattı “öp" dedi. Baktım. Eller buruşuk ve damarlı, kararmış iyice. Öpsem mi öpmesem mi? İçimden bir ses öp ulan öp diyor. Öpsem mi öpmesem mi? Ulan şöyle ojeli, pamuk gibi bir el olsa kaçırmayacağım öpeceğimde. El havada bekliyor. Öpsem mi öpmesem mi? Daha yeni tuvaletten çıkmış. Öpsem mi öpmesem mi? Eller ıslak, sular yere damlıyor. Öpsem mi öpmesem mi? El havada bekliyor. Öpsem mi öpmesem mi? El yavaş yavaş ağzıma doğru uzuyor. Öpsem mi öpmesem mi? Elin dudağımla buluşmasına 1 cm’den az kaldı. Öpsem mi öpmesem mi? El ağzıma giriyor öpsem mi ö…öp… me… Cup diye öptüm başıma da koydum. Bir titreme bir bulantı geldi. Tükürüğümü yutmamam lazım. Beş dakika geçti. Tükmük hala ağzımda bekliyor. Birikti iyice. A desem süzülüp akacak ağzımdan. Tükürecek yerde yok. Bir tuvaletini kullanabilir miyim teyze desem, daha tuvaletten yeni çıktı, zehirlenme olasılığı yüksek. Buruşuk eller bana buruşuk bağırsakları anımsattı bir an.

Efendi efendi oturuyorum, ağzım tükmükle dolu. Yerde halı var. İçimden halının üzerine tükürmek geliyor ama olmaz. Sehpanın üzerinden bir peçete aldım. Sonra bir tanesinin bu kadar tükmüğü emmeyeceğini düşünerek iki tane daha aldım. Elimde üç tane peçete var. Peçetelere tükürmek için hazırlanmışken bir an bir el elindeki cevizli lokumu ağzıma doğru uzatmaya başladı. Lokum bir uçak gibi yanaşıyordu. Dudaklarımı sağa sola kaçırdım ama nafile, hedefi tutturdu Ayşe teyze. Lokum dudaklarımın arasından ağzıma girdi. Yutsam mı yutmasam mı? Yut ulan yut diyor içimden bir ses. Bu acıdan kurtulmanın tek yolu gözlerini kapatıp hepsini bir anda yutmak. Gözlerimi kapattım ve hepsini yuttum. Yuttuktan sonra derin bir nefes aldım. Kafamı kaldırdım. Karşımda kocaman gözlükleri ile ev sahibimiz Ayşe teyze.

On beş dakika kadar sessizce oturduk. Bende konuşacak hal kalmadı zaten. Ağzıma sürekli acı bir su geliyordu. Pis bir bulantı beni perişan etmişti. Bir an önce kalkıp gitmek lazımdı. “Eh artık teyzeciğim, dedim. Ben müsaadenizi isteyeyim.” “Dur daha, dedi. Daha sana baklava getireceğim, kendi ellerimle açtım. Gazete tatlısı, çok lezzetli oldu çok.” Şaşırdım kaldım. İlk önce teşekkür ettim sonra yemeyeceğimi söyledim. Kırılmasın diye evde o kadar çok yedim ki dedim bende yiyecek hal kalmadı. İnanın bir baklava daha yersem şeker komasına girerim, dedim. Anlamsızca baktı. Sonra “iyi o zaman, ” dedi. Kalktım. Yürümeye başladık. Kapıyı ben açarım dedi. Onun kapıyı açmasını kim bekleyecek, kendim açarım teyze dedim. Kapıyı açtım dışarıya çıktım. Kapının önünde dikeldi. Haydi tekrardan bayramın mübarek olsun dedi ve yine elini uzattı. Sağol Ayşe teyze seninde bayramın gubarek olsun dedim. Kelimeler harfler birbirine karışıyordu. El yine havada bekliyordu. Bu sefer öpsem mi öpmesem mi demedim. Gözlerimi yumdum ve öptüm. Merdivenlerden aşağıya inecektim durdum. Hala dışarıda bekliyordu.

“Ayşe teyze” dedim.

“Ne, ” dedi.

“Torunun Esra İzmir’den ne zaman gelecek?”

“Yarın”

“O zaman yarın yine bayramlaşırız, ”

Merdivenlerden aşağıya iniyordum arkamdan bağırdı.

“Sen daha bu eli çok öpeceksin.”

Koray YALÇINKAYA

 
Toplam blog
: 7
: 815
Kayıt tarihi
: 24.07.10
 
 

1980 yılında Ankara'da doğdum. Hayatımın büyük bir kısmı farklı şehirlerde farklı insanlarla geçti. ..