Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

09 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Oradan, buradan

Oradan, buradan
 

Siyasetle uğraştıklarını söyleyenlerin, hergün ayni konuda başka şeyler söylemelerinden ve hepsine kendilerine göre ikna edici gerekçe bulmalarından öylesine sıkıldım ki, bugün doğrudan her hangi bir konuya değinmeyeceğim. Dedik ya oradan buradan.

Başbakan Erdoğan annesini kaybetti. Aile büyüklerinin kaybı herzaman zordur ve yaş kaç olursa olsun erkendir. Başbakanın acısını anlıyorum, allah sabır versin.

Aileden herhangi birinin kaybıda zordur hele bu kayıp evlatsa, daha da zordur. Hergün, davulla zurnayla uğurladıkları evlatlarının şehit haberini alan anne ve babalar için durum pek mi kolaydır. Evet, görevdir, vatan hizmetidir, şehitte olunur, gazide. Ancak siyaset kurumunun asli görevi bu çatışmaları önlemek değil midir? En acıtanı ise demokrasi, kişisel özgürlükler ve benzeri ulvi kavramlar için tedbir alınmakta geçikilmesi değil midir? Evlatlarını bilmedikleri, hiç görmedikleri bir dağın başında şehit veren bütün anne ve babalara da sabırlar dilerim. 

TBMM de TSK nın yurt dışında kullanımına ilişkin tezkere kabul edildi. Hepsi iyi de AKP Hükümeti bunun kullanılmasına ne zaman karar verecek. Önümüz kış, şartlar dahada zorlaşacak. Emin olduğum nokta TSK nın çok soğuk da bile verilen görevi yapabileceği. Ancak doğal olarak vereceği zayiat büyük olacaktır. Bu da siyasetin yanlış hesaplarından birisi. Daha ılık havalarda hedefleri ve kapsamı geniş tutulmuş bir sınır dışı harekat, pkk nın kuzey Irak yapılanmasını çökertebilirdi. Tümüyle temizler demek çok zor, bunu ancak basının bir bölümünün yandaş medya adını taktıkları gurup söyler. Terörle mücadelede bir faaliyeti bitirmek yoktur, sadece rahat hareket edemeyeceği marjinal hale getirebilirsiniz. Bazı anlı şanlı köşe yazarlarının olayı siyasete bırakın silahla bir şey çözülmez görüşlerinin başlama noktası burasıdır. Yoksa lojistik desteği ve eğitimi tamam üstelik Parlementoda siyasi desteği olan bir güruhla masa başına oturamazsınız. Eğer yanılıp oturursanız isteklerin tamamını kabul etmek zorunda kalırsınız ki bu yürürlükteki Anayasanın ilk üç maddesine aykırıdır ve bu üç maddeyi değiştirecek siyasetçi bu ülkede barınamaz tekrar seçim de kazanamaz. Hani derler ya '' o iş zor biraz'', işte ona benzer bir şey. Kimse hayal görmemeli...

BDP nin her talebi, bir öncekinden daha fazlası. İki konunun tartışılmasından inatla kaçıyorlar. İlki bölgede yaşayan insanların yerel ve genel seçimlerde oylarını, bana göre çaresizlikten almalarına karşılık tümünü temsil ettikleri gerçek dışı iddia, diğeri ise pkk yı kendi parçaları olarak görmeleri. Artık siyaset kurumu bir şekilde becerip oturup karar vermek zorunda. Bu olayı çözümünde iki yol var ve her ikisininde sonu masada bitiyor. Ya BDP nin, dolaysıyla pkk nın dediğini yapacaksınız ve bu iki gurupla birden masaya oturup elden geldiği kadar isteklerini yerine getireceksiniz. Bu arada yeni Anayasayı hazırlayıp federatif yapıya geçit veren bazı yenilikleri koyacaksınız, bölgedeki asayiş ve kontrolü pkk nın dağdan inmiş teröristlerine bırakacaksınız. Bu insanlar kendi bölgelerinde, burası neresiyse vergi toplayacaklar ve kendi eğitim düzenlerini kuracaklar, kendi dış politika girişimlerini başlatacaklar. Tabii ayrılmak istemedikleri için (!) Büyükelçi atayamayacaklar. Bu alternatifi seçmezseniz pkk yı yurt içinde ve kuzey Irakta marjinal hale getirmek için TSK nın önündeki bürokratik engelleri temizleyeceksiniz onu daha önce dört kere yapıldığı gibi hareket edemez lojistik destek alamaz hale getireceksiniz, dağa çıkışları engelleyeceksiniz, sonra masaya oturup istediklerinden ve hakkettiklerinden , yasal olanları vereceksiniz . Bu arada yasaları ve Anayasayı değiştirip isteyenin bazı okullarda kendi dilleriyle eğitim görmesini sağlayacaksınız. Mahalli idareler yasasını genişletip kendilerini yönetmelerini sağlayacak ancak kontrol esaslarını da getireceksiniz. Artık yüreğiniz hangi çözümü kaldırırsa...

Siyaset kurumu ilke olarak yeniden seçilmek için herşeyi kullanır. Zannetmeyin ki bu sadece bizde böyledir. Örneğin, popularitesi çok aşağılara inmiş, tekrar seçilebilmesi mucizelere kalmış,seçim döneminde ani bir kararla baba olmaya karar vermiş Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy nin, Ülkesindeki oyları garantilemek için Ermenistana gitmesi, Türkiye belirli bir tarihe kadar soy kırımı tanımazssa çok fena olacak gibi laflar etmesi, Ermenistan Cumhurbaşkanı ile Ağrı dağına bakıp iç çekmeleri, buna en iyi örneklerden biiridir. Bu arada Türkiyenin o kendi işine baksın anlamına gelecek bir cevabı, Dışişleri Bakanı düzeyinden vermesi de çok olumlu bir karşılıktır. Her zaman söylediğim ve yazdığım gibi Türkiye diplomasi geleneği olan bir ülkedir, herkez laf ederken bunu dikkate almalıdır.

Her ne hikmetse tüm karmaşık olayların çözülememesinin nedeni siyaset kurumunun dünyanın hemen her yerinde kendi çıkarlarını kollayan hantal yapılı sadece konuşup üstelik bu demokrasi gereği diyerek tüm kritik kararları vermekte geç kalmalarından kaynaklanmaktadır. Bu durum kimi zaman para kaybına sıklıkla zaman kaybına ve en önemlisi can kaybına sebep olur.

Temel soru şu ''Bu doğru mu, dünyada herşey kendisini yenilerken neden bu kurum yenilemez ve hep ayni yanlışları yapar üstelik doğru olduğunda israrcı olur, ve bedelini de hep beraber öderiz ''

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..