Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '08

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Oral Çalışlar Radikal Gazetesi’nde

Oral Çalışlar Radikal Gazetesi’nde
 


Geçen hafta Murat Belge ve Gökhan Özgün’ün Radikal Gazetesi’nden ayrılmış olmasının, gazete içinde ciddi bir denge yitimine neden olacağını söylemiş ve Radikal Gazetesi Genel yayın Yönetmeni İsmet Berkan’ın bu dengesizliği gidermek için adım atması gerektiğini dile getirmiştim.

Son günlerde web’deki medyanın perde arkasından haberler aktaran sitelerde Radikal Gazetesi’ne geçiş yapma olasılığı olan yazarlara dair haberler çıkmaya başladı.

Son ve en ciddi haber ise Cumhuriyet Gazetesi yazarı Oral Çalışlar’ın 15 Haziran’dan itibaren Radikal Gazetesi'nde yazmaya başlayacağı yönünde. Oral Çalışlar’ın Cumhuriyet Gazetesi’nde uzun bir zamandır sırıttığı gerek Cumhuriyet Gazetesi sempatizanları, gerekse de gazetenin yayın politikasından memnun olmayanlar tarfından dile getiriliyordu. Hani nerdeyse Oral Çalışlar’ın gazeteden ayrılması ya da kovulması üzerine bahis şirketleri bile devreye girmek üzereydi.

Bu geçiş elbette Murat Belge ve Gökhan Özgün’ün boşluğunu doldurabilecek bir şey değil. Çünkü Oral Çalışlar demokrat çevrelerde takdir gören bir isim olsa da, özgürlükçü sol zihniyetle arasında belirli mesafeler var. Medyada bu tür, iki arada bir derede kalmış isimler haydi fazla. Örneğin Milliyet Gazetesi’nden Derya Sazak, Can Dündar, Ece Temelkuran, Hürriyet Gazetesi’nden Yalçın Doğan geleneksel sol anlayışları ile sistemin ürettiği problemlere karşı demokrasi ve özgürlüklerden yana taraf olurken, diğer yandan geleneksel sol çizginin toplumsal dönüşüm noktalarında gerici bir niteliğe bürünmesinin etkisinde kalarak, sisteme direnç noktalarında destek olabiliyorlar. Bu noktada özgürlükçü sol kesimlerde yeterli güveni sağlayamıyorlar. Oral Çalışlar derin bir demokrasi bilincine ve geniş bir sol perpektife sahip olsa da, özgürlükçü sol kesimleri tatmin net bir söyleme sahip değil.

Oral Çalışlar’ın Cumhuriyet Gazetesinde, kendi siyasal kimliğinden ve düşüncelerinden taviz vermeyip, gazetenin yayın politikasının etkisinde kalmadan, özgürlükçü fikirlere sarılması takdir edilir bir tutumdu. Ancak bu durumun diğer yanıyla gazetenin yayın politikasına bir saygısızlık olduğunu da kabul etmek gerekir. Her gazete kendi düşüncelerine uygun bir yayın yapmak ve buna uygun bir ekip barındırmak hakkına fazlası ile sahip. Son tahlilde Murat Belge'de buna benzer bir gerekçe ile kendi fikirlerine daha uygun bir yayın kuruluşunu tercih etmişti.

Zaten web’deki medya arkası sitelerinde uzun süredir, İlhan Selçuk’un Oral Çalışlar’a yol göstermek istediği söyleniyordu ama büyük olasılıkla Ergenokon Soruşturması dolayısı ile ertelenmişti. Süreci hızlandıran şey ise Radikal Gazetesi’nin boşalan kadrolarını doldurma istemi oldu.

Gelen haberler bu arayışın Oral Çalışlar’la sonlanmayacağı yönünde. İddialara göre Baskın Oran, Ahmet İnsel ve Ayşe Kadıoğlu’na da gazetede düzenli köşe yazarlığı için teklif yapılmış. Bu isimlerin tamamının ortak noktası ise, Murat Belge’nin zihin dünyasını paylaşıyor olmaları. Diğer bir ortak noktaları ise zaten hali hazırda Radikal Gazetesi’nin Pazar günleri yayınlanan “İki” ekinde düzenli olarak yazı yazıyor oluşları. İlk ortak noktaları olumlu bir katkı sağlayabilecek izlenimi uyandırsa da, ikinci ortak noktaları gazeteye ekstradan bir katkı sunmayacakları izlenimi uyandırıyor. Zaten yazarlardan Baskın Oran ve Ayşe Kadıoğlu’nun teklife sıcak bakmadıkları dile getiriliyor.

Ben, Oral Çalışlar ve adı geçen isimlerden bir veya bir kaçının daha gazeteye katılmasının bu boşluğu doldurmak açısından yeterli olduğu kanaatinde değilim. Bu noktada Mete Tunçay ismini hala önemsiyorum. Ama eğer daha geniş bir atılım gerçekleştirilmek isteniyorsa, bence Ruşen Çakır ismi de kesinlikle düşünülmeli.

Web’de, medya arkası dedikoduları aktaran sitelerde yer alan ufak bir bilgi ise oldukça dikkat çekici idi. Bu bilgiye göre Murat Belge’nin Taraf Gazetesine geçmesine çok üzülen Aydın Doğan’ın, İsmet Berkan’a bu boşluğu telafi etmesi için yetki vermiş. Bu, eğer doğru bir bilgi ise, ülkedeki en güçlü medya patronunun düşüncelerini ve medyaya bakışını sergilemesi adına sevindirici bir durum. Aslen kendisine para kazandırma niteliği olmayan ve zaten kar etmeyen bir gazetede çalışan bir yazarın ayrılmasına üzülmesi, olaya farklı noktalardan bakabildiğinin, sermayedarlıktan burjuvalığa geçebildiğinin göstergesi.

Konu ile ilgili son yorumu Cumhuriyet Gazetesi üzerine yapmak istiyorum. Cumhuriyet Gazetesi’nden ayrılan yazarlar kadrosuna yeni bir isim daha katıldı. Yayın sektörümüzün bu en eski ismi, günümüzde diğer yayın organları için tam bir okul niteliğine sahip. Yalnız bu okulun bir garipliği var. Okullar öğrencilerini belirledikleri müfredat doğrultusunda eğitir ve verdikleri eğitime uygun niteliğine sahip olduklarını anladıkları zaman mezun ederler.

Cumhuriyet Gazetesi ekolünden çıkan öğrencilerin tamamı ise, o ekolün anlayışına zıt insanlara dönüşüyorlar. İsterseniz bu isimleri kısaca hatırlayalım;

Mehmet Barlas, Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Okay Gönensin, İsmet Berkan,Yalçın Doğan, Altan Öymen,Doğan Hızlan,Meral Tamer, Sedat Ergin, Şahin Alpay, Murat Belge, Osman Ulagay, Gencay Gürsoy, Bilal Çetin, Enis Berberoğlu,Ömer Madra, Enis Batur, Hadi Uluengin, Mehmet Altan, Haluk Şahin, Atilla Dorsay, Ümit Kıvanç, Umur Talu, Fatih Altaylı…

İsimlere tek tek Cumhuriyet Gazetesi’nin gözünden bakacak olursak, gazete nerdeyse “vatan haini” yetiştirme merkezi gibi gözüküyor.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..