Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '13

 
Kategori
Hayvan Psikolojisi
 

Ordan, şurdan, burdan

Ordan, şurdan, burdan
 

güvercin


Ayıları seviyorum. Onların küçük kızları kaçırıp, yıllarca besleyip büyüttüklerine, onları sevdiklerine, belki aşık olduklarına dair hikayeler dinlemiştim. Ayıların o devasa ama her tarafı yuvarlak ve yumuşacık gövdeleri, masum bakışları, balı sevmeleri, armudun iyisini bilip, arayıp,bulup, yemeleri hep ilgimi çekmiştir. Bugünkü Hürriyette başka bazı özelliklerini de okudum, öğrendim, Yavuz Donat’ın köşesinde.  Ayılar çam ağaçlarına çıkmayı severlermiş. Bazen de çam ağacı, ihtimal ki nisbeten genç ve ince olanları ayının ağırlığına dayanamaz ve devrilirmiş, tabi ayıyla beraber. Çam devirdin lafı da buradan gelirmiş. Yani ayı gibi çam devirdin anlamına gelirmiş.

Köpekleri de severim, kedileri de. Yine bugünkü Yavuz Donat’ın köşesinde okudum. Köpekler iki tip insana saldırmazlarmış. Biri çıplak bir insana, ikincisi sarhoş bir insana. Şimdi çağrışım yaptı ve bir özlüsöz hatırladım. Deli bile sarhoştan korkarmış. Köpeklerin sarhoştan kaçması boşuna değil demek ki.

Kedilere gelince, onları çok sevdiğimi beni tanıyan herkes bilir. Sokakta veya herhangi bir yerde herhangi bir kedi gördüm mü, dayanamam, hemen pisi pisi diye çağırırım. İçim kaynar, adeta bütün vucudumu bir mutluluk kaplar. Bazısı gelir bazısı gelmez, nazlanır. Gelenlerden bazıları sürtünür, kendini sevdirir, mırıldar... ve tam sizin onu okşamaktan onun da kendini okşatmaktan mutlu olduğunuz ve bundan emin olduğunuz anda, kedi aniden sanki bir anda canını çok acıtmışınız gibi, sanki etinden et kesmişler gibi bir çığlık atar, simultane olarak elinize öyle bir tırnık atar ve aynı anda öyle bir kaçar ki siz neye uğradığınızı şaşırırır, kanayan elinize bakakalırsınız. Kaç defa böyle elime tırmık yemişimdir. Yine de kedileri sevmekten vazgeçemiyorum, kızları, kadınları sevmekten vazgeçemediğim gibi.

Akvaryum balıklarını da seviyorum. Ama tuzlu su veya deniz suyu balıklarını. Bunların şekilleri, desenleri, renkleri, parlaklıları hiçbir ressamın tablosunda göremediğim kadar muhteşem. Hiçbir insanın, hiç bir bilgisayarın, bu şekilleri, bu desenleri, bu renkleri bir araya getirebilecek kabiliyette olduklarını sanmıyorum. Burada bir mesaj var, ve bu balıklar sadece bu mesajı verebilmek için yaratılmışlar belkide.

Güvercinleri, sülünleri, tavus kuşlarını da seviyorum. Bağdat caddesine, Göztepe’de bir petshop var. Bahçesinde sağ tarafta ve sol tarafta, iki büyük kafes var, ama çok büyük, hayvanların sıkılmayacağı genişlik ve ferahlıkta. İçlerinde güvercinler, sülünler vb kuşlar var. Dün baktım, bir güvercin gördüm. Bembeyaz, tüyleri  vucudunun değişik bölgelerinde değişik yönlerde taranmış ve üzerine sabitleştirici sprey sıkılmış gibi. Hiç bir kuaför hiçbir bayanın saçını bukadar sanatkarane tarayamaz. Hayvanın her tarafı bembeyaz sadece iki yerinde ince ve sütlü kahve renginde halkalar var. Biri sanırım ayaklarında... Biri de neresinde biliyormusunuz? Muhteşem güzellikte ve parlaklıkta ela gözlerinin hemen etrafında iki milimetre kalınlığında aynı sütlükahve renginden halkalar. Bakarken, bu güzellik karşısında transa geçebilirsiniz. Bu güzellik karşısında hayran olmak  hafif kalır, yeterince uzun bakarsanız düşüp bayılabilirsiniz. Şimdi soruyorum, bu güzelliğin evrimle, devrimle bir alakası olabilirmi? Bu güzelliğe yaşam savaşında, neslin devamında vesaire gerek var mı? Belki burada bir mesaj var. Belki burada Yüce Yaratıcı bir mesaj vermek istiyor. Anlamak isteyene, görmek isteyene, anlayabilene ve görebilene.

Kalın sağlıcakla...İyi pazarlar...

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..