Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Ordu asli görevine

Ordu asli görevine
 

Ne zamanki TSK kendi asli görevine döner, işte o zaman Türkiye rahat bir nefes alır. Hem ordu halk nezdinde güvenilir bir kurum olma hüviyetine erişme sürecine girer, hemde ülkenin demokratik yapısında belirgin bir iyileşme kendisini gösterir.

Her dönem yapılan anket sonuçları ordunun halk nezdinde güvenilir olduğunu ve güvenilirlik ölçüsünde en üst noktada olduğunu gösteriyordu. Son yıllarda yapılan seçimlerde ise halk TSK paralelinde olan partilerin aksine tamda karşı kutupta yer alanlara yönelik tercih yapıyor ve bunun en somut örneğini de 2002 yılından beri AKP’ye gösterdiği teveccühten anlıyoruz. Bu çelişkili durumu şu şekilde okumak hiçde tuhaf kaçmaz. TSK istisnasız olarak kendi görev alanına yani dış güvenliğe dönmeli.

TSK ne yapıyor?

Her dönem yeni bir takım atraksiyonlarla ülke siyasetine yön vermeye çalışıyor. İmtiyazlı yapısından yararlanmak sureti ile olur olmaz zamanlarda basın mensuplarını toplayıp, ülke gündemine dair bil cümle görüş bildiriyor. Gerekçe olarak ise ileriye sürmüş olduğu şey Anayasal yapıya aykırı bir tavrın olmadığı yönündedir.

Biliyorsunuz TSK’nın İç Hizmet denen bir kanunu vardır ve bu kanunun 35. Maddesi şu şekilde düzenlenmiştir. “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır”.

İç Hizmet Kanununa ait olan bu madde her dönem hukukçular tarafından tartışılmıştır. Çünkü içeriği bir hayli lastiklidir. Ne yana çeksen gelir. Ülkede yaşanan bir dizi olağan olayı Cumhuriyet’e kast olarak niteleyip durumdan vazife çıkarmak sureti ile müdahaleyi kendinde hak görebilirsin. Nitekim bu güne kadar TSK bu madde aracılığı ile sürekli olarak durumdan vazife çıkartmış ve gündemdeki her türlü siyasi gelişmede görüşünü bildirmek suretiyle siyasete balans ayarı çekmiştir..

Ama devir değişti ve bu değişen devri görmemek için halen direnen bir TSK var ve illede ülkenin hal ve gidişatına yön verecek.

Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında izlediğim Emekli Tümgeneral Armağan Kuluoğlu tamda şu yukarıda belirtmiş olduğumuz hususlara dikkat çekmek sureti ile TSK’nın tavrının hiçde anormal olmadığına dair vurgular yaparak konuşuyordu. Karşısında Taraf Gazetesinin iki önemli yazarı oturuyordu. Önder Aytaç ve Rasim Ozan Kütahyalı. “Islak İmza” mevzusunu tartışıyorlar.

General şöyle bir ifade kullanıyordu.

“TSK için ülkenin hal ve gidişatında iki önemli sorun vardır. Birisi İrtica, diğeri bölücülük. Bu iki hususta TSK taraftır, bu böyle biline.”

TSK bu konularda tehdit hissettiği anda müdahalesini yapar. TSK ile Sivil Siyasetin birbirine girdiği nokta tamda burasıdır ve bu durum ülke bütünlüğüne ve Cumhuriyet’e kast niteliği taşır. İç Hizmet Kanununun 35. Maddesinden alınan güç ile TSK bu sorunların üzerine gider ve halleder.

Bu durum TSK’nın sayıca azımsanmayacak düzeydeki personelinin içselleştirdiği bir durumdur ve yıllardan beri kavga, gürültü, patırtı eşliğinde sürüp gider.

Bu süreçte ordunun nasılda yıprandığına tanık oluyoruz. Asli görevi ülke sınırlarını korumak olan TSK, asli görevini bir kenara itmiş, iç siyasetle meşgul ve adeta bir Siyasi Parti gibi çalışıyor. Elindeki imkân ve olanaklar nezdinde dahada fazlasını yapıyor. Fişleme, damgalama, andıçlama, lahiyalar yayınlama, iç siyasete yön verecek eylem planları ve daha nice şey. Bu yapı içerisindeki bir ordunun dış güvenlik süreci içerisinde başarılı olmasına dair bir beklentimiz söz konusu olabilir mi?

Oysa devir gösteriyorki bu ülke ne bölünebilir ve bölüneceğine dair bir emare söz konusudur, nede bu ülkeye şeriat hukuku gelir.

Aynı devir gösteriyorki sorunlarımızın çözümü ve ülkenin rahatlaması için daha fazla demokrasiye ihtiyaç vardır. TSK bizlerden daha iyi bilmektedir bu ülkenin şeriatla yönetilemeyeceğini ve bölünemeyeceğini. Ama bu gündem maddeleri soyut bir hale dönüşürse işte o zaman TSK’nın kendisinde müdahaleyi hak görme adına başka oyuncaklar bulma telaşı saracak.

AKP şeriatı getiriyor mu?

Yaklaşık on yıldır ülkenin tepesindeler, şeriat geleceğine dair bir görüntü yok.

PKK ülkeyi bölecekti. O da şehir efsanesine dönüştü.

O halde.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..