Ordu'da üç beş güzel...

"Nasıl diyebilirdim ki";çiçeklerim hasta ben gelemiyorum. Bu ihtimali düşünmek uykumu kaçırdı. Neyseki kızların ateşi düştü hafif öksürük ve burun akıntısıyla Ordu yolculuğum başladı.

Samsundan üç saatte yol aldım Ordu'ya. Onüç saat yolculuktan sonra çok kısa geldi Ordu yolu... birçok tünel var heleki beni ençok şaşkın eden 3820 km'lik tünel oldu... Benim bildiğim en uzun tünel...

Samsundaki kahvaltı önerim cevapsız kaldı .Karadenizlilerin yaylada, ya da uzayda olduklarını düşündüm... şaka tabii ki:))) Beni en çok heyecanlandıran yıldız'la (yekruseha)buluşmam. tesadüfün güzelliği Mb'deki birinci yaşımın dolma 25.7.2008 tarihine yıldızla ilk karşılaşmamıza denk gelmesi... Toplantıya katılan arkadaşlarım bilirler heyecan dorukta paylaşmanın ve paylaşılmanın verdiği hoşnutluk... Gar'dayım hemen telefona sarıldım yıldız "tamam ablam geldim" nasıl tanıyacağım seni? tarif ne olabilır tabii ki üzerimizdeki kıyafet rengi, ikimizde mavi maviydik buda bir tesadüf:))) hani hayal resmi çizilir, tam resmini çizdiğim gibi zarif, gözleri elâ tam bir karadeniz güzeliyle karşı karşıyayım.. yazdıkları gibi doğal ve samimi...
__"Yıldız"
__"Nergiz abla"

Bizi karşılayıp, kucaklamasını kelimeler bulup anlatamam ... çiçeklerimle birlikte yıldızın evine yola koyulduk. Çık çık bitmiyor altıncı katta bizim yıldızın kuş yuvası , öyle dememe bakmayın kocaman teras katı ... "Benim yükseklik korkum var napcaz ki"; off o da ne? Arzu (yıldızın yengesi) bir masa donatmış ki düğün sofrası sanki ...Kendimi kraliçe gibi hissettim mısafir olmanın en güzel yanı bu işte... yeme içme bölümü değil tabii ki güler yüzle karşılanma...

Kara kız burada devreye giriyor karadeniz takası demesıne bakmayın son model dört teker gıcır gıcır hemide kapkara bir kız.. yıldız biraz sürat düşkünü "aman yavaş"... Ordu BOZTEPE deyiz... Gördüğüm manzara harika Ordu ışıl ışıl ayağımızın altında doğallığı hiç bozulmamış belkide en nadide doğal güzelliklerimizden birtanesi... Bol bol resim çektik ama makinenin azizliğine uğradık... Ordu yerleşim olarak küçük bir ilimiz ama gezilesi görülesi bir yer, sahil boyu ılık esen rüzgarla birlikte yosun kokusunu duymak yok mu? İşte yaşamı duyumsamak bu...

Tuğba, Cansu, Erdem Yıldız'ın yeğenleri benim çiçeklerle kaynaştılar belkide hiç unutamayacaklar bu sanaldan gerçek yaşama dönen buluşmamızı. Hep yaşamlarının biryerlerinde varolacaktır eminim... Binlerce teşekkürler MİLLİYET BLOG, Paylaşmanın paylaşılmanın keyfini bize sunduğun için...

Aslında niyetim günü birlikti. "Kaç gün mü kaldım ?"beş gün Yıldızım'la bir aradaydık. Sabahlamadık ilk gece saat iki sularında yattık. Laf aramızda yıldız tavuk misali erken yatma peşinde iş yorgunluğu tabii o da haklı. Blogdan iki kişi bir araya gelirde dedikodu yapılmaz mı? valla tanıdık ortak tüm bloger arkadaşların kulaklarını çınlattık...
Yeni tanışmamışız da yıllar öncesinden kurulmuş bir dostluk var yüreklerimizde sanki... Uzaklardaki dost elim, yüreğim yıldızım herşey için binlerce teşekkürler...

Yıldızın köyü Güzelyurt yirmi dakika şehre yol boyu yeşillik, rüzgâr hoşgeldin dercesine yüzümüze ılık ılık vuruyor... Ee Ordu'ya gelipte Çakır ananın ellerinden öpmeden gitmeden olmaz yaklaştık iki katlı evlerinin önlerinde bekliyor. İsmini gözlerinden almış olacak maviş maviş tebessümle bakıyor... sıcacık huzur doluydu kucağı, yurdumun insanın en büyük özelliği misafir perverliği, hoş beş hatır sormalar aha-da mutfaktayız kınalı ellerınle neler neler hazırlamış kilo falan artık umrumda değil artık yiyecekler enfes gözüküyor. Kokuları dış kapıya vurmuştu zaten.Bana "afiyet olsun, çakır anamın ellerine sağlık"...
"Gitme kal"diyor... hüzün bastı hemen oracıkta değil gözlerim dolmak gözyaşım yanağımdan süzülüyor.

Yıldızla buluşmamız küçücük Milliyet Blog toplantısıydı. O kadar büyüktü paylaştığımız anlar...