Ordu olay

HOŞGELDİN GINALI SALİ

Mesir macunu törenlerindeki mutluluğunu anlatmıştık geçenlerde Sayın Bülent Arınç’ ın.

Kanal 52 de yaptığım bir programda da Sayın Başbakana açık bir çağrıda bulunarak, bırakın mesir macunu işlerini gelin Ordu’ ya demiştim.

Gerçekten de havaya atılan macunları kapma yarışı veren başbakan ve Arınç’ ın yüzlerindeki ifade çok güzeldi.

Ama biliyorsunuz fındık bu konularda çok daha meşhurdur. Keşke beni duysalar da, fındık harmana indiğinde buraya gelip tören yapsalar…. (Aganigi durumlarına katkı için )

Neyse efendim, şimdi size Ordu’nun cemiyet hayatından BİR portre aktarayım.

Duydum ki Gınalı Sali ( Salih Şan ) Ordu’ ya dönüyormuş. Tanıyanlar bilir ki, muhteşem bir adamdır. Öyküleri dilden dile dolaşır.

Yıllar önce Turist Otele gelen Halit Akçatepe’ nin yanında rol alan bir genç kızı tavlamak için gece saat dörtlere kadar salonda oturan ama gecenin hitamında eve yalnız giden, Bursa’ da okurken sevdiği kızın oturduğu evin bahçesine damperli bir kamyonla gül döktüren Gınalı Sali, öyle renkli bir vatandaştır ki şaşarsınız.

Mesela kız arkadaşı ile bir akşam buluşmasında Ünye Çamlık civarlarında müzikli bir restauranta giden Gınalı Sali ve arkadaşı masaya oturur. Garson siparişleri alır ve güzel bir akşam yemeği başlar. Ancak hiç beklenmedik bir durum ortaya çıkmıştır. Gınalının yanındaki arkadaşının gözleri sürekli orkestrada bateri çalan gençtedir. Sali bu duruma çok bozulur ama çaktırmaz.

İçi içini yiyen Gınalı en sonunda dayanamaz ve bir hışımla yerinden kalkar. Kızın şaşkın ve ürkek bakışları altında orkestraya doğru yönelir.

Herkesin gözü Sali’ nin üstündedir. Sakin adımlarla bateristin yanına giden Gınalı zamanın en büyük kağıt parasını çıkarır ve davulun üstüne koyup bateristin kulağına;

- “Al bakalım şunu da bir daha da bizim masaya bakma” der.

Büyük bahşişi kapan delikanlı bütün gece kafası arkada davul çalar. Gınalı da geceyi kurtarır.

Müthiş bir adamdır. Herkes onu çok gamsız bilir ama son derece duygusaldır.

Yine yıllar önce şimdiki Belediye Düğün Salonunun olduğu yerdeki Ayışığı’ nda (Enis Ayar açmıştı) dönemin ANAP Milletvekili Nuri Topkaya yanında içen ama küfelik durumda olan yeğeni TRT yapımcısı Kahraman Afyonoğlu’ nu eve götürmesi için Gınalıyı yanına çağırır. Hafif matiz durumda olan Gınalı yine de saygıyı elden bırakmaz ve yerlere kadar eğilip ceketinin düğmelerini ilikleyerek

- “Emrin olur amca” diyerek Kahraman Afyonoğlu’ nun koluna girer.

Afyonoğlu tam arıza vaziyetindedir ve gelmek istemez. Gınalı olanca kibarlığı ile

- “Lütfen Kahraman Bey, yapmayın ne olur, haydi şimdi eve gidiyoruz, sizi

bekliyorlar”

der. Yani Topkaya’ nın yanındayken çok kibardır ancak onun yanından biraz uzaklaşan Gınalı birden değişir ve deli deliyi görünce çomağını saklar atasözünden hareketle tam bir Osmanlı yeniçerisi kılığına girer.

- “Yürü lennnn” diye bir nağra atar.

Kahraman şakınlıkla bakmaktadır Gınalı’ ya. “ Yürü beeaa” diye tekrar bağıran Gınalı hoyrat bir şekilde koluna girer Kahraman’ ın ve evin yolunu tutarlar…

Yani, halden anlar Gınalı Sali…

Dediğim gibi; Ordu’ ya dönüyormuş… Bu demektir ki daha çok maceralarına şahit olacağız.

Ancak evlilik onu çok ehlileştirmiş diyorlar. Yengenin eline sağlık yoksa bu adam zaptolmazdı.

İşte böyle sevgili okurlar.

Diyeceksiniz ki Türkiye’ nin bu kadar ağır bir gündemi varken ne alakası var Gınalının.

Var var…. Olmaz mı hiç.

Sizi bilmiyorum ama benim kafamı dağıtmaya ihtiyacım var. Valla çok karıştı kafam.

İlhan Selçuk gazetesine bomba atanların cemiyetine iltihak etmekten suçlanıyor, Ertuğrul Paşa rahmetli Bahriye Üçok’ un cenazesinde irticacı terörizme lanet edip yolları aşındırırken bugün neler yapıyor.

Demokrasi iyidir ama benim haklarım için diyenler özel anayasa maddeleri için koşturuyorlar. Velhasılı kelam şu küçük beynim zaten fazla çalışmıyorken bu olaylar iyice sigortamı attırıyor.

Ben bu haldeyim. O yüzden hoş geldin Gınalı Sali…