Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '11

 
Kategori
Futbol
 

OrduSpor, Süper oldu

OrduSpor, Süper oldu
 

irfanla antepli sporcunun mücadelesi.


Mor menekşe… 

Sezonun sonuna doğru yaklaşırken artık yerinde duramayan Orduspor’un birinci lige çıkması için önce Çaykur Rize’yi, sonra ya Linyit’i, ya da Gaziantep’i devirmesi gerekiyordu. 

Yavaştan yavaştan Ordu’da bir hareketlenme, kendini bir silkeleme, bir kendine gelme durumları geldi, geldi ve geçen hafta Çaykurspor ile yapacağımız karşılaşmaya dayandı. Ama ne dayandı. Maçın TRT’3’te yayımlama saatinde başına kurulduğumda, evimin de tam da Stadyumun ışıklarını gören yerde olması, oradan yükselen ses ve coşkuyu duyması ayrı bir hava kattı. Allah daha ilk dört dakikada bir gol, kırk dakikada 4 gol olunca, espri başladı doksanda dokuz gol, olmadı tabii… 

Her neyse, ikinci maçı çok büyük gerginlikle izledik. Ordu, Rize’de oynuyordu ve gerilim had safhadaydı. İki Karadenizli, iki hırçın dalga… İki stresli laz) fıkra gibi değil mi? 

Oradan da sağ salim çıktık açık alınla (3-3) 

Linyit elenmiş, bize Gaziantep kalmıştı. 

Ama maç bizimdi. Abi, harbiden maçı ya alacaktık, ya alacaktık. 

Maça hazırlık Cuma’dan başladı. 

Hakem Fırat AYDINUS olunca daha bir sevindik. Beyefendi, yerinde kararlar veren... Görecektik. Antep’in sanayisi güçlüdür, ya satın alırsa maçı? Hafif hafif bir endişe hakim bizde. 

Ama güçlüyüz… Bir rüzgar yakalamışız, yelkenler pupa… 

Cumartesi kafanızı nere çevirseniz her yer mor beyaz. 

Koyu renk GS’li olarak kendime gidip 52 Store’dan Mor mor svit almışım. Son parasını buna yatıran şövalyeydim. 

Pazar sabah kalkıp üzerime geçirdim renkleri. Akşama kadar çıkarmayacaktım. Öyle de yaptım. 

Asmışım Kırmızı beyaz bayrağı balkona. 

Akşam olmak bilmiyor, maç saati yaklaştıkça ortalık korna seslerinden, mor-beyaz renklerinden geçilmiyordu. 

Belki de en güzeli, en anlamlısı maç saati yaklaştığında, tıpkı bir ramazan iftarı gibi sokakların boşalmasıydı. 

Öyle inanmıştı Ordulu. 

Ankara bile mor beyaz ve nüfusunun çoğu Ordu olmuştu:)) 

Maç başladığında söylediğim; sakın ilk dakikalarda gol olmasın! 

Antep her ne kadar atak yapamasa da bir özelliğini gördüm; iyi, adam gibi pres yapıyorlardı. Hepsi gençti. 

Ama olsun! Bizim; irfanımız, Ahmet'imiz, Müslüm'ümüz, Abdullah'ımız Akomaki'miz, Kürşat'ımız, kaleci Fevzi'miz, Selçuk vardı. 

İnanan onbir adam. 

Sahada harika bir hakem. 

Artık 75. Dakikadan sonra biz de gerilmiş, oyuncularda gerilmiş, rakiplerde gerilmiş, iyice bi yürekler sıkışmış maç izliyorduk. 

Maç ya uzatmalara kalırsa? Kalmasın mukaddes kalmasın. 

Bi gol istedik. O an 84. Dk filan evde pembe kuvars taşı, ameteist taşı. Pozitif taşlar. 

Ameteisti tv başına, kocaman bir avuç büyüklüğünde pembe kuvarz taşı iki elimin içine aldım ve “Tanrım, Ordu’nun birinci lige çıkmasına, ekonomik anlamda desteğe, Ordu'nun kendi güvenini geri gelmesine, tanıtıma ihtiyacı var diye en az iki dk. Gözlerimi kapayıp maçı izlemedim. 

Baktım bişey olmuyo kulağıma gol sesi gelmiyo… Allah bilir ya dedim açtım gözlerimi maçı izlemeye başladım. Dakika işte 86 falan. Yalan yok, Bana mı kalmış lan trans, elektrik yollama duası kabul olacak Müslüman dedim içimden. Dedim de harbi yalan yok. 

Dakika seksensekiz gol geldi vallaha) 

Uyuştum, elimde taş beynim resetledi. Ortalık yıkıldı. Ben hala düdük duymamış Aman Allahım ne olur gol yemeyelim diye ön sevinç yaşamıyorum buna da yalan yok… 

Arada spiker mor menekşeler diyor hoşuma da gidiyor hani. Düdüğü çal Fırat artık bitsin bu işkence… 

Gerisi rüya gibi. Bir saat lan konvoya gitsem şimdi, yok, gitmeyeyim başıma iş almayayım. Böyle balkondan bağıralım. Mor- beyaz- şampiyon Ordu… 

Lalaalalala lala laaaa ooooooorrrr –ddddduuuuuuu sporrrrr. 

Kesmiyor bir saat sonra attık kendimizi sokaklara. Ya bir şey diyeyim mi? Nasıl ses ve sevinçtir? 

En komiği ise elbette komiklikler beni bulur… Maskeli hani şu goril maskeler var ya… Ondan bi grup arabanın önünü kestiler tamam, ama sonra biri gelip, abla bayanmışın yav geç sen dediler… hahaha. 

Millet sarhoş-hem mecazi-hem gerçek. 

Nasıl bir mutluluk. Tarifi yok. En son GS’nin şampiyonluğunda katılmıştım konvoya… 

Ohh ses gitti bizde… Elde bayraklar. Tanımadığım iki genç kızda atladılar arabaya. 

Sokaklar yıkılıyoooooo… Ve sabah hala korna sesleri vardı sanırım bizmkiler geldi. Ama biz uzağız biraz şehirden. 

Sağolun mor menekşeler be. 

Şimdi düşünüyorum; GS Ordu’ya geldiğinde, hangi tarafta oturacağım? Bir kara düşünce aldı başını gidiyor) 

Not: hatalı yazımlar için özür, acele ve sevinçle yazılmıştır. 

not1: Bir yandan yemeğimi yerken yazıyı yayıma veriyorum. Pencere açık ve arkadan korna sesleeriyle Afrika'da kupa sırasında çalınan neydi yaaaa hani ses çıkaran onların sesi geliyor. 

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..