Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '12

 
Kategori
Futbol
 

Orduspor'da Abdülkadir Kayalı diye birisi

Orduspor'da Abdülkadir Kayalı diye birisi
 

Ordu'da oynanan 6. hafta mücadelesinde Orduspor son derece akıllı bir oyunla Galatasaray'ı 2-0 mağlup etti. Aslında maçın en kısa özeti de bu.

Her iki takım da oyunu rakip alana taşıma gayretiyle başladı maça. Bu nedenle kıran kırana bir orta saha mücadelesi izledik.

Orduspor kendi yarı alanını çok iyi parselledi ve takımca topun arkasına geçti. Bu oyun tarzı Galatasaray'ın pas yapmasını ve oyun kurmasını engelledi.

İlk yarının son 15 dakikasında Galatasaray hem topa daha çok sahip olmaya, hem de gol pozisyonları bulmaya başladı ancak bunları değerlendiremedi. Özellikle Burak, her iki yarıda kaçırdığı net gol pozisyonları ile günün "beceriksiziydi".

İkinci yarıda ise Orduspor, herkesin beklediği Galatasaray baskısına müsade etmedi. İlk yarıda olduğu gibi Galatasaray'a oyun oynayacak alan bırakmadı ve maçı hep kontrolünde tuttu.

Orduspor'un en takdir edilecek yanı; önde olmasına rağmen kendi kalesine yaslanmamasıydı. Ligdeki bütün takımlar (büyükler dahil) bunu örnek almalı ve öne geçince nasıl oynanması gerektiğini Orduspor'dan öğrenmeli.

Tebrikler Orduspor'a.

Ancaak..

Bence maçtan daha önemli bir husus var! Sanırım bu tüm takımların, alt yapılarının ve tüm "spor"severlerin sorunu.

Orduspor'da Abdülkadir Kayalı diye bir "topçu" var. 1991 doğumlu. Yani daha 21 yaşında. Ankaragücü alt yapısında yetişmiş, 2008'de Fenerbahçe'ye transfer olmuş, İBB'de kiralık oynamış ve bu sezon Orduspor'a gelmiş.

72. dakikada oyuna girdi. 75. dakikada soldan ilerlerken Semih Kaya'nın hiç bir müdahalesi olmamasına rağmen kendini dönerek yere atınca, pozisyonda faul olmamasına rağmen Semih Kaya'nın haksız yere sarı kart görmesine sebep oldu. Semih'in daha önce bir sarı kartı daha olsaydı bu pozisyon çok tartışılırdı.

Aynı Abdülkadir Kayalı, yine sol kanatta, bu kez kalesinden açılan Muslera'nın bir müdahalesi olmamasına rağmen kendini müthiş bir tekme yemiş gibi yere atarak kıvranmaya başladı. E Muslera alışkın değil tabii, çok sinirlendi ve ayağa kalkmasını isteyerek tepkisini gösterdi.

Sahtekarlık, meslektaşının emeğini çalmak, seyirciyi galeyana getirmek, hakemi kandırmak hep penaltı pozisyonunda olmuyor. Sahanın her yerinde sahtekarlık sahtekarlıktır.

Sahtekarlık sadece büyük takım oyuncularında da olmuyor, diğer takımlarımızı da sarmış.

Ama hepsinden önemlisi; 21 yaşında bir gencin bu derece, hemen her pozisyonda buna yeltenmesi oldukça düşündürücü. 21 yaşında ama numaraları çoktaaan ustalık dönemine ulaşmış.

....

Yazarın notu: Maçtan sonra Fatih Terim'in "centilmen" olabildiğini göstermek adına, Eboue'ye yapılan hareketin penaltı olmadığını ve sarı kart gerektirdiğini söylemesi son derece yanlıştı. Pozisyon net bir penaltıydı ancak hakem görmedi. Böylece Eboue'yi bir nevi satmış oldu. Bu centilmenlik gösterisini BJK maçından sonra Burak için yapmasını beklerdim.

Yazarın notu-2: Sözü diğer futbolculara getirerek kısır tartışmalar içine girmek isteyenler için hemen belirteyim; hepsini yazmaya çalışıyorum, yazacağım. Örneğin bakınız:

http://blog.milliyet.com.tr/mehmet-topal---burak-yilmaz/Blog/?BlogNo=376481

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..