Organeller köyü: köyde bir gün (tarih: 18 haziran2009)

Küçük bir köy varmış. Bu köyün dört bir yanı kanallarla çevriliymiş. Bu kanalların ismi ise Endoplazmik Retikulum´muş. Köyün trafiği ondan sorulur, küçük bir aksama olsa herkesten azar işitirmiş. Fakat görevini de taktiriyle yaparmış. Endoplazmik Retikulumu sinirlendiren şu ribozomlarda olmasa, iyice rahatlıyacakmış.Yaramaz ribozomlar gün boyu; köyün Sitoplazma denilen bayırlarında koşar, kanalların üzerinde oyun oynarmış. Yine günlerden bir gün köy sabaha uyanmış.

Köyün orta yerindeki şatodan sesler yükseliyormuş. ”Var mı benden güzeli, sarı saçlarımı savurayım da görsün herkes beni. ”Çekirdek her zamanki kendini beğenmiş tavrıyla ip gibi taneli, sarı, uzun saçlarını penceresinden savurmuş. Köyü yöneten çekirdeğin bu davranışlarına kimse aldırış etmezmiş. Tersine herkes onu sever, köyü iyi yönettiğini söylermiş. Birden kapı çalınmış, çekirdeğin girin demesiyle çekirdekçikler odaya doluşmuşlar. Çekirdeğin arkasına dizilen yavrucaklar, sahibelerinin gittiği yolu izleyerek bahçeye ulaşmışlar. Çekirdek beyaz limuzinine atlamış, çekirdekçikleri de arkaya bindirip, gaza basıp bir süre ilerlemiş. Derken trafiğin bir noktasında aksama yaşanmış. Hemen yaşlı başlı bir ribozom gelerek yolu bir miktar protein ile sıvazlamış.

Çekirdek yoluna devam etmiş ve köyün çöplüğüne ulaşmış. Dev bir koful, çöplükteki bütün artıkları yiyip içiyormuş. Obez koful fısıltıyla”1081, 1082” diyerek yediği artıkları sayıyormuş. Ardından çiftliğe gitmiş. Çiftlikte de durum farksızmış. Kloroplast fasulye ekiyor, Kromoplast olgunlaşan sarılı kırmızılı biberleri topluyormuş. Lökoplast ise patetesleri suluyormuş. Buradan da ayrıldıktan sonra, çekirdeğin içi iyice rahatlamış. Yolda giderken eski dostu Golgi ile karşılaşmış. Golgi paketlediği salgı maddelerini Hücre Zarına taşıyormuş. Bunun üzerine limuzininin arka koltuğuna Golgi binmiş. Beraber Hücre Zarının yanına gitmişler. Çekirdeği gören Hücre Zarı yakınmaya başlamış. “ Bütün gün diğer köylerle olan bağlantınızı sağlıyorum, tek başıma yalnızım. Canımda sıkılıyor. Hele şu arkama bir duvar dikmişsiniz sert mi sert. Hiç rahat edemiyorum. Yıllardır kahrınızı çektim, ben anlamam, maaşıma zam isterim. “

Çekirdek bunları duyunca çok şaşırmış. Bu güne kadar ilk defa, bir köylünün azından bunca olumsuz söz işitmiş. Çekirdek sıkıntılı bir biçimde şatoya dönmüş. Golgi onunla gelmeyip, Hücre Zarı ile bir süre daha konuşmuş. Çekirdek, Hücre Zarı´nın maaşına küçük bir miktar zam uygulamış. O günden sonra her gün Hücre Zarı´nın yanına gidip, onu yalnız bırakmamış.