- Kategori
- Organik Ürünler
Organik beslenme, "güzelleştiriyor"
Organik gıda kullananlar güzelleşiyormuş. Yöre halkının kanaati bu. Biz de her zamanki gibi "organik güzeli" seçtik. İsmi Elif (En alttaki resim)
Amasra’da, sıra sıra satıcılar, kurdukları tezgahlarda “Organik Tarım” ürünlerini sergiliyorlar. Meraklıları alışverişteler. İlgi çok büyük.
Bu organik ve doğal gıda meselesi moda haline geldi. Dünya gittikçe hem kirleniyor, hem büyüyor, hem küçülüp berbatlaşıyor ve hem de sağlığımızı tehdit ediyor.
Dünyayı çamaşır makinesine sığdırabilsek kolay. 40 derecelik suyla hızlı devinimle çalıştırırsanız, eh, bir parça aklanır paklanır amma, makineye sığmaz meret.
Amasralı üreticiler, organik sertifikaları ile organik tarım ürünlerinin satışı için stant açmışlar amma, hiç birinin “sertifikadan” haberleri yok. Doğal gıda şimdi moda ya. Onlar da modaya uyuyor.
Ama, herkesin evinin bahçesinde meyve ve sebze tarımı yapmasına olanak var temiz havalı, kirlenmemiş yörelerde. Bahçenize yakın lağımlı ırmaklar olmayacak. İs, duman çıkaran, kül kusan fabrika bacaları olmayacak. Asitli sularla toprak sulanmamış olacak. Kısacası, ölme eşeğim ölme. Bahara yonca bitecek. Ha “biraz daha sabret” mantalitesi anlayacağınız.
Ekmek zamanla bozulur. İyiye alamettir. İçinde katkı maddesi var demektir bunun adı. Uzun müddet dayanması için henüz formülü yok.
Öğrendiğimize göre, organik ürünlerin ömrü, kısa oluyormuş.
Dengeli beslenme alışkanlıkları olan kimseler, doğal gıda ürünleriyle beslenmese de olurmuş.. Ne demekse. Bunu doktorlar diyormuş ayrıca. Bir de yaygın bir kanaat var buralarda. “Organik gıdalarla beslenmek, güzelliğe etkiliyor”
Bu gün, pek çok ürünün genleri ile oynandığını biliyoruz. Doğal ürün kullandığımızda ise, vücudumuzu kirleten nesnelerden korunmamıza vesile oluyor.
Dünyada “kara delik” atmosferde büyüyor. Hayvansal dışkı yığınlarına, devletlerin aldırdığı yok. En başta Amerika. Bu yüzden de balıklar karaya vurmakta, cıvalı katranlı, asitli fabrika suları nehirlere karışıyor. Oradan da sulama suyunu kirletiyor. Önlem alma hak getire. Yer altı sularımız da kirleniyor bu arada. Velhasıl, yediklerimiz, içtiklerimiz, dumanlı, sisli, berbat bir şey. Tencerede kaynatılınca, farkına varmıyoruz. Her gün birer milim halinde zehirleniyoruz çaktırmadan.
İnsanlar, bir an için kendini kırlara atıverdiği zaman çocuklar gibi şen olması, doğallığa temizliğe olan hem hasret hem muhtaç olmalarından tabi.
Amasra belki bir ilkleri başlatıyor. Bizim Bartın’da da başladı temiz gıda satışı amma, her satıcının dediğine nasıl inanacaksınız? Sertifika soracaksınız tabi.
Dahası var. İşsiz yöre halkına iş vaat ederek direnci kırmağa çalışanlar, avlarını pençelerine yavaş yavaş almak için çoktan harekete geçtiler bile. Kömür çıkarmak için, bir yöreyi haritadan silmeğe değer mi? Ah bu yoksulluğun gözü kör olsun.
Ört ki, ölem!