Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '07

 
Kategori
Organik Ürünler
 

Organik yaşam

Organik yaşam
 

Geçen yılda en çok konuşulan konulardan biri beslenmenin sağlıkla ilişkisi idi. Gazete, televizyon ve diğer yayın organlarının en çok ilgi gören haberleri arasında sağlıklı yaşam - beslenme ile ilişkili olanlar da vardı. Beslenmenin sağlıkla ilişkisi en önemli gündemlerimizden biri haline geldi sonuç olarak.

Küçüğümüzden büyüğümüze eskiye oranla artık sağlığımıza daha dikkat eder bir hale geldik. Yediklerimizin içtiklerimizin hesabını yapar olduk. Sebze ve meyvelerin, özellikle renkli, taze ve organik olanların sağlığa yararları olduğuna kanaat getirdik artık. Sigarayı bıraktık, tuzu- şekeri azalttık. Öğün aralarındaki çikolataları, cipsleri bıraktık. Üstelik haftanın üç günü spor yapmadan duramaz olduk. Spor hayatımızın önemli bir parçası olup çıktı. Sağlığımızın değerini yeni anladık. Artık ''can bogazdan gelir'' deyip yumulmuyoruz yediklerimize.

Beslenme uzmanları ne derse oları yapıyoruz artık. Bir ara çikolatayı yasaklamışlardı bize. Sağlığa zararlı diye. Çikolatanın kakao nedeniyle zengin bir antioksidan deposu oldugu belirlenince ya Allah yemeye devam etmeye başladık ama yine de sınırlı bir şekilde pek tabii ki.

Bu sene organik ürünler ön plana çıkmaya başladı. Pazarlarda artık her ürünün sebzenin meyvenin organik olanı satılmaya başlandı. Yediğimiz herşeyde hormon olduğu için, sebzemizde, meyvemizde, etimizde tavuğumuzda. Bizler daha doğal nasıl beslenebiliriz diye araştırır bir hale geldik. Köy pazarlarına rağbet ettik ilk önce ''daha dogaldır'' diyerek. Güvendik.. Gerçekten de öyleydi.. Ama artık onlar da ögrendi daha çabuk, daha kolay yoldan ürün yetiştirmenin yolunu. Hormonsuz taze sogan bile yiyemez hale geldik.

Organik ürünlere ragbet etmemizin nedeni ürünlerin sadece hormon, antibiyotik ve böcek öldürücülerinden uzak yetiştirilmeleri degil. Organik ürünler doğal ortamda ve kendi çabalarıyla büyüyüp geliştiklerinden, yaprak ve çiçeğe dönüştüklerinde daha yüksek oranda antioksidan güç taşıyormuş. Bu güçler insanlar da aynı görevi üstleniyor ve antioksidannın kapasitesini yükseltiyormuş.

Okuya okuya biz de artık birer beslenme uzmanı olduk. Ama kafamız karışıyor bazen de; ne yiyip ne yememiz gerektiğini bilemiyoruz. Doğruları şaşırıyoruz. Bir ara tereyağdan uzak durun dediler; daha sonra da... Nenelerimiz dedelerimiz tereyağ yerdi önceden, uzun yaşadılar. Tereyağa devam dediler. Güzelim ıspanak demir yüklüydü; temel reis ıspanakla güç buluyordu. Aslında o kadar da demir yokmuş dendi sonradan. Üstelik böbreklere de kum yapıyormuş falan...

İstanbul'da organik ürün pazarı kuruluyormuş haftanın belirli günlerinde, ne güzel. Ama henüz daha bizim buraya kurulmaya başlanmadı. Ben düşünüyorum orta halli bir ekolojik market kurmayı. Meraklıyım bu alana üstelik. Çevremdeki insanların organik ürünlerle tanışmalarında, hormonlu gıdalardan uzaklaşmalarında benim de küçük bir katkım olsun istiyorum. Bakalım inşallah önümüzdeki sene gerçekleştirebileceğim bu hayalimi.

Sağlıklı, hormondan uzak, doğal yoldan yetiştirilen besinlere yönelmek gerektiğine inanıyorum çünkü. Çocuklarımızı hormonsuz gıdalarla sağlıklı bir şekilde büyütmek gerektiğine ve her sebzenin meyvenin zamanında, yani mevsiminde yenmesi gerektiğine inanıyorum. Son yıllarda artan kanser hastalıklarının hormonlu gıdalardan kaynaklandığını hepimiz biliyoruz artık.

Sevgi'Yle..

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..