Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '06

 
Kategori
Haber
 

Organize işler

Organize işler
 

"Erdem alışkanlığını edinmeliyiz" SOKRATES
İki gün önce elime aldığım bir dergide duyduğum haber beni oldukça sarstı. Okulun peşinde koştururken bazen güncellikten ister istemez uzak kalıyor insan.
Neyse haberin bizatihi, tarafımdan sarsıcı yönü Yaşar Nuri Öztürk' ün ' Halkın Yükşeliş Partisi' diye bir parti kurmuş olması.
Zaten ismini duyunca suretime nasıl bir kimlik eklesem diye düşünüverdim istemeden. Siyasette prim yapmada sınır tanımıyoruz artık.

Acaba dedim Sayın Öztürk hangi duygularımızı kabartmaya çalışıp bizi peşinden sürükleyecek pardon(!) sürüklemek isteyecek?

Nereye dokunacak?

Laiklilikten girer muhtemelen. Kendisi bir din adamı olarak din ve devlet işlerini nasıl ayıracak işte bu merakımı kamçılıyor.

Kendi çapında aldığı radikal kararlar var kanımca. Umarım emprik felsefeden(deneyci) ilham alıp bunu bizim üzerimizde uygulamaya kalkmaz.

Yada bu felsefeden haberi olmaması tercihimdir.

* * *

Komik taraflarından biri de ismi geldi. Herhalde bizi kurtaracak daha iyi bir isim bulamazdı!

Okuduğum Öztürk' le yapılan bir röportajdı. Röportajın en ilgi çekici yanı Yaşar Nuri'nin dikenli üslubuydu.

Mesela gazeteci soruyor "türbana nasıl bir çözüm getireceksiniz?" Sayın Öztürk'ün cevabı: "Benim alnımda enayimi yazıyor açıklayayım!".

Gazeteci bunun üzerine "Pek diplomat bir ağza sahip oluğunuz söylenemez, insanı dövecekmiş gibi konuşuyorsunuz, seçmene bu haliniz hoş gözükecek mi?" deyince Öztürk'ün cevabı takdire şayan nitelikte "Bu bir tavır. Atatürk diplomasisi. Karıma bile şirin gözükmek gibi bir kaygım yok. Neye yaşayacağız, güleceğiz? Türkiye'nin anası ağlıyor, siyaseti de böyle yapacağım." Bu sözleri paylaştığım bir arkadaşım "al işte, hakikaten siyasetçi (!) olmuş" dedi. "Allah kurtarsın" dedim.

Ama kimi kurtarsın? Bizi mi yoksa Yaşar Nuri Beyi mi? Ona tam karar veremedim.

Bir de bu tavrın Atatürk tavrı olduğunu iddia ediyor, Atatürk'ün tavrının hiç bir zaman bu yönlü olduğuna katılmıyorum ben. Gülümsemeden yok efendim asık suratla üstelikte ahkam keserek bu ülkenin kaderini değiştirdiğini söylemek bünyemde maraz çıkarır haklı olarak.

Bu sözlerin ardından "millet ya bize vekalet verir ya belasını bulur" demesi en can alıcısıydı. "Zaten belamızı bulmuşuz demek daha kötüsü de varmış" diye iç geçirdim.

Türkiye'nin anasının neden ağladığı ortada vesselam!

Ayrıca bu ağlama kargaşasının iki ihtimali olabilir ya böyle siyasetçiler olduğu için yahut böyle insanlar siyasete atıldığı için. Başka neden kavrulsun ki Türkiye?

Röportajda bir de "din ile devleti laiklikle İslam'ı Muhammed'le Mustafa'yı" buluşturacakmış. Sayın Öztürk'te ütopya sağlam galiba yada bu propangadayla Türkiye' yi gerçekten kurtaracağını sanıyor.. Kolay gele !

* * *

Konfüçyüs, "Bilmek uygulamaktır" demiş. Biz bu sözün sadece uygulama kısmına girebiliyoruz, bilmek kısmını atlıyoruz, bilginin gölgesinden kaçıyoruz böylece...

Bir de kendini ikinci Atatürk ilan etmiş durumda. Kendini bu rüyadan nasıl uyandıracak hatta kim uyandıracak bilmiyorum. Ama birinin hayata döndürmesi şart !

Bu kişinin Konfüçyüs olmayacağı kesin...

Muhtemelen Sayın T. Erdoğan bu ulvi görevi seve seve üstlenir kanaatimce. Yakında televizyonlarımızdan, birbirlerine laf göndermelerini hatta bu süreçle gelişen komik skeçleri izleyeceğimize eminim. Yıllarca böyle olmadı mı?

Hangi siyasetçi seçim öncesi bulunduğu vaatleri seçildikten sonra yapma yürekliliği gösterip uygulamaya geçirdi. Çiller, üniversite sınavını kaldırıyordu. Hoş bunun kalkması zaten arızalı, baştan bozuk eğitim sistemimizi ne hale getirirdi tahayyül edemeyeceğim.

Hastaneler önünde tıp diplomalarını "gel vatandaş geel" diye satan birileri olur muydu acaba?

Eskiden demokraside çareler tükenmezdi şimdi bürokraside çareler tükenmiyor. Sıkıştıkça bakkal açar gibi parti açıyoruz.

Bu arada geçen gün bir derste siyaset kelimesinin 'seyislik' ten geldiğini öğrendim. Ee bu durumda siyasetçileri daha bir anlayışla karşıladım! ?

Vakit geçiyor, hipodromlar yeni sesleri bekliyor, birileri kafasına göre at koştururken gözlerimizi kapamalarına izin vermemeliyiz.

Çünkü bunun bedeli sırtımızda yeterince ağırlaşmaya başladı artık !

Üstümüze at misali çıkanları yahut bizi at sananları tepemizden indirme vakti gelmedi mi?

Bütün bunların üzerine tercih sizin dersem yanlış bir cümle olur çünkü bu tercih sadece sizin değil hepimizin....!

 
Toplam blog
: 10
: 561
Kayıt tarihi
: 18.11.06
 
 

Çok şey söylemek mi önemli olan yahut az şey söyleyip dolu dolu şeyler anlatmak mı? Ama ben sade..