Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '15

 
Kategori
Güncel
 

Örgüt, eylem ve ölüm!

Örgüt, eylem ve ölüm!
 

Dün, Çağlayan Adliyesi kötü bir olaya sahne oldu.

Binaya gizlice giren eylemciler, Gezi protestoları sırasında ölen Berkin Elvan davasıyla ilgili soruşturmaya bakan Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin aldı

Akşam saatlerinde teröristlerin savcıyı rehin tuttuğu odadan silah sesleri gelmesi üzerine yapılan operasyon sonrasında iki terörist öldürüldü, ağır yaralanan savcı ise hastaneye kaldırıldı ama kurtarılamadı.

Öncelikle birilerinin, kendilerini devletin üstünde görmesini, bu kompleksleri üzerinden idareye nizamat vermeye kalkmasını onaylamadığımı beyan etmek isterim. Zira hak veya adalet yalnızca bizim işimize yaradığında değil, ancak yerini bulduğunde makbul ve muteberdir.

Burada, örgüt mensuplarının yargı kurumu üzerinden devletin işleyişine müdahale ettiklerini görüyoruz. Bu durumun, devlet nizamı açısından kabulü bir yana düşünülmesi bile zaittir. Üstelik savcı veya hakimi rehin alarak, hukuk adamlarına gözdağı vererek, adliye önlerinde "dayanışma" adı altında nümayişler yaparak adalet sağlanamaz. Bunların etkisinde verilen mahkeme kararları da hukuki olamaz.

Savcı Kiraz'ı rehin alan DHKP-C'liler dahil tüm örgütler güya düzenin yozlaştığından, vatandaşa insanca yaşama hakkı vermediğinden vs. şikayet ederler. Biz de buna bakarak, örgüt mensuplarının amacının devletteki bozuk gidişata dur demek olduğunu anlarız değil mi? Fakat eylemin sonucuna baktığımızda, protesto ettikleri devletten bin kat daha zalimce davrandıklarını, masum insanların canlarına kıydıklarını görürüz.

İnsanın saygıyı hakedebilmesi için, teşebbüsünün bir mantığı olmalı, eylemi haklı bir nedene dayanmalıdır. Doğrusu ben, Çağlayan Adliyesi'nde Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin aldıktan sonra öldüren (ya da ölümüne sebep olan) eylemcilerin haklı bir yanını göremiyorum. Başına silah dayanan bir yargı mensubunun adil kararlar verebileceğini de düşünemiyorum. Ruhsuz, katı ve merhametsiz biri değilim ama eylemcilerin ölümüne üzülmeyi başaramadım. Daha doğrusu, devletin savcısı olmak dışında hiç bir suçu bulunmayan savunmasız bir insanı öldürmenin, kabul edilebilir bir nedeni olabileceğine kendimi ikna edemedim. Eylemi vicdanımda meşrulaştıramadım. Savcının ölümüne ise üzüldüm. Çünkü savcının bu olayda, birilerinin vicdanını rahatsız edebilecek "ama o da şunu yaptı" denilebilecek kadar bile bir suçu yoktu.

Birileri çeşitli eylem, protesto ve mitinglerle sürekli olarak devletin işleyişine müdahale ediyor. Devletin neyi yapıp neyi yapmayacağını tayin etmeye kalkıyor. Gösterilerde resmi veya sivil bir çok insan ölüyor. Tabi eylemcilere göre bunun suçlusu da polis veya devlet oluyor. Halbuki, kimsenin hükümetlere yol gösterme, onlara düzen verme gibi bir görevi yoktur. Suçlanan polisinse bir vazifesi vardır. O da emniyet ve asayişi korumaktır. DHKP-C'nin medyaya yansıyan isteklerine baktığımızda, müesses nizam karşısındaki tavırlarını daha iyi anlayabiliriz.

"1- Berkin Elvan’ı katleden polisler canlı yayında itirafta bulunsun…
2- Bu polisler Halk Mahkemelerinde yargılansın…
3- Berkin Elvan için yapılan eylemlere katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan, işten atılan, tutuklanan herkesin suçlamaları kaldırılsın…
4- Eylemcilerin, güvenli bir şekilde adliyeden ayrılmasına izin verilsin…
5-İçlerinde, Ümit Kocasakal, Sezgin Tanrıkulu, ÇHD’den bir avukat , Halk Meclislerinden bir kişinin de bulunacağı bir heyetle kurulsun ve iletişim bunlarla yapılsın... "(1)

Burada yönetimi ağır biçimde eleştiren ve gönlü eylemcilerle beraber olan kimselere bir çift sözüm var. Şimdi sizler, fırsatı yakalayan ya da eline silah alan herkesin buna benzer isteklerle devletin karşısına çıktığını düşünün. Sakın ola, ülkede adil bir yönetim olsa kimse eylem yapmaz deme gafletinde bulunmayın. Çünkü insanlar adaleti herkes için değil, sadece kendileri için istemeye meyillidirler. Her eylemin ve her protestonun altında, "benim dediğim olmalı" bencilliği vardır.

Evet Berkin elvan'ın ölümü bir acıdır. Aynı şekilde onun davasına bakan savcının ölümü de bir acıdır. Şimdi birincinin acısını yere göğe sığdıramayıp, ikinciyi yok sayanlara sesleniyorum. Gerçekten sizin amacınız nedir? Ya da siz, hakikaten Berkin Elvan'ın yasını mı tutuyorsunuz, yoksa onun ölüsü üzerinden yaptığınız melanetleri meşrulaştırmaya mı çalışıyorsunuz?

Bilmelisiniz ki, (sizden veya değil) her insanın kurşun değdiğinde acıyan bir canı vardır. (Polis ve savcı dahil) her insanın anası, babası, kardeşi yahut eşi ve çocukları vardır. Onların sinelerinde atan da sizinki gibi, benimki gibi hisseden, duyan ve acıyan birer yürektir. Peki siz nasıl oluyor da savcının, polisin ya da onların ailelerinin insan olduğunu bir türlü hatırlayamıyorsunuz? Neden merhametinizi, görevini yaparken hayatını kaybeden polisten, savcıdan ve ailelerinden esirgiyorsunuz? Hissedemiyorsunuz, üzülemiyorsunuz değil mi? O zaman kendi yapamadığınızı başkalarından beklemeyin.

Sizin yürekleriniz bir ölü için ne kadar acır bilmiyorum ama bir polis veya savcının ailesinin içi kesinlikle ve şiddetli biçimde acır. Çünkü onlar, birileri gibi müesses nizama kafa tutan ve bu uğurda ölmeyi kutsayan bir ideolojinin takipçileri değildirler. Düzeni değiştirme veya ona yön verme amaçları da yoktur. Onlar insanca yaşamayı önemseyen, huzurdan yana olan sade vatandaşlardır. O nedenle evlatları, babaları, eşleri, kardeşleri öldürüldüğünde gerçekten üzülürler, hatta kahrolurlar. Zira kimse acıyı ateşin düştüğü yer kadar hissedemez.

Savcı Mehmet Selim Kiraz'a Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır ve baş sağlığı diliyorum. Bu olayı azmettiren ve üç insanın ölümüne sebep olan alçakları da şiddetle kınıyorum. Ayrıca insanların davaları uğruna ölüme gönderilmelerini de "yaşama hakkına saygısızlık" olarak görüyorum.

(1)- http://www.radikal.com.tr/turkiye/savciyi_rehin_alan_dhkclilerin_talepleri-1325298

 

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 1329 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..