Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Orhan Pamuk, bol bol Ayşe Kulin okumalı

Orhan Pamuk, bol bol Ayşe Kulin okumalı
 

Nobel ödüllü meşhur yazar Orhan Pamuk’un, son romanı “<ı>Masumiyet Müzesi”nde yapmak isteyip de bence yapamadığını; Ayşe Kulin, “<ı>Umut-Hayat Akan Bir Sudur” adlı romanında fevkalade başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş. “<ı>Umut”, belki “<ı>Masumiyet Müzesi”nden birkaç kuşak önceki dönemde cereyan ediyor ama romancıların çıkış noktası aynı: Anlattıkları dönemin tarz-ı hayatını, gerçeğe çok yakın olaylardan kurguladıkları kompozisyon içerisinde okurlarına aktarmak.

Masumiyet Müzesi’nin sonunu getirmekte ne kadar zorlanmış isem Umut’u elimden bırakmakta da o kadar zorlandım. Ve birkaç gün içerisinde okuyup bitirdim. Ayşe Kulin’in, çeşitli edebi türlerde yayınlanmış on sekiz eserinden tam on birini hatmetmiş birisi olarak, son kitabı olan “<ı>Umut” da beni hiç yanıltmadı. Tipik bir Kulin romanıydı.

Asırlık bir üniversal imparatorluğun ana unsuru olan insanlarının, bir ölüm-kalım savaşından çıkmış ulus devletin bireyleri, yeni cumhuriyetin vatandaşları olma yolundaki sosyolojik süreçlerini, o çok alışık olduğumuz harikulade roman üslubuyla yine çok güzel vermiş Ayşe Kulin.

Ve bu tarz bir roman nasıl yazılır sorularının cevapları, adeta bir ders niteliğinde, özellikle “<ı>Umut” olmak üzere “<ı>Umut-Veda” serisinde saklı.

Toptancılığa, köktenciliğe, ak ve kara ön kabullerine pek çok alışık olan bizler için o dönemin gri tonlarını anlamak adına kesinlikle okunması gereken iki kitap bence, Umut ve Veda. Osmanlı’yı da Genç Cumhuriyet’i de; Milliciler’i de Padişahcılar’ı da kendi çerçevelerinden görmek için ideal fırsatlar sunuyor okuruna. Ve illa ki birilerini; katıksız kahraman, birilerini başı koparılası vatan haini ilan etme telaşı içerisinde yapmış olduğumuz cahilane hatalarımızı.

O sancılı yıllarda birkaç istisnayı dışarıda tutarsak aşağı-yukarı herkes, vatanın selameti adına bir şeyler yapma uğraşı içerisindeydi. Niyetler çok benzerdi ama birilerinin çizdiği yol yanlış, birilerininki de doğruydu. Doğrular kazandı ve vatan kurtuldu. Hata yapanla, ihanet eden aynı şey değildir. İşte bir anlamda Ayşe Kulin, bu gerçeği tokat gibi çarpıyor, yazıma konu ettiğim son iki eserinde, okurun yüzüne.

Son ve küçük iki notumdan ilki şu “Umut” ile ilgili. Kitabın son sayfalarında*, Muhittin ile Sitare’nin evlendikten sonra yerleştikleri, Ankara’daki apartman dairelerinin bulunduğu binanın isimi “<ı>Sosyal Apartmanı” olarak veriliyor. Yazarın anlatımından anlayabildiğim kadarıyla, bu bina, şimdiki Kızılay Meydanı’nda yerleşik olan “<ı>Soysal İş Merkezi”. Acaba bu, “<ı>Sosyal-Soysal” farkı bir basım hatası ya da Yazar hatası mıdır, isim o yıllarda bu şekildeydi de sonradan mı değişti yoksa bunların hiçbirisi değil, anlatılan bina tamamen başka bir apartman mıdır, merak içinde kaldım.

Bu sorularımın cevapları hakkında da yorum ve katkıda bulunabilecek okurlar var ise ve bana yorum olarak yazarlarsa müteşekkir olacağım.

İkinci notuma gelince kitabın başında verilen iki ayrı koldan gelen soyağacından anladığımız kadarıyla Aram ile Sabahat da, büyük aşklarını, her şeye rağmen evlilikle sonuçlandırabilmişler ancak Yazar, romanda bu konuyu neticelendirmemiş. Keşke bu mevzuu da nihayetlendirmiş olsaymış diye düşünmeden geçemiyor insan. Kim bilir belki de serinin üçüncü kitabına bırakmıştır bu işi Ayşe Kulin, değil mi?


*Umut-Hayat Akan Bir Sudur, Ayşe Kulin, Everest Yayınları, 1.Basım, Sayfa:362.



@Geçen sene bugün "Laz Osman ve İş Kazası": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=96949

@İki sene önce bugün "Radyo Seksen Sekiz Buçuk": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=29270

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..