Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '10

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Orman ve orman köylümüz

Orman ve orman köylümüz
 

Orman dediğimiz de aklımıza yeşil örtü ile kaplanmış, içinde dereleri, akarsuları ve şelaleleri akan, gölleri bulunduran, yaban hayatına yuva olan, doğal bitki örtüsünü koruyan, toprak erozyonunu önleyen, bizleri çığdan ve selden koruyan, oksijen depomuz olan, bizlere yakacak odun ve ihtiyaçlarımız için kereste sağlayan, kimya sanayine hammadde veren, odun dışı ürünleri ile bizlere gelir sağlayan, ormandaki gerek kesim, gerekse bakım ve ağaçlandırma çalışmaları ile istihdam imkânı veren, ekonominin birçok sektörüne hammadde sağlayarak desteleyen, katma değer üreten ve yeni istihdam alanları yaratılmasına imkân veren binlerce ağacın kardeşçesine yaşadığı alanlar gelir.

Bugün ülkemizde 21, 2 milyon hektar orman alanımız bulunmaktadır. Bu alan ülke yüzölçümünün % 27, 2’sini oluşturmaktadır. Ormancılık sektörünün GSYİH içerisindeki payı odun ve odun dışı ürünlerle birlikte % 2 civarındadır.

Orman köylüsü dediğimizde ise ormanların içinde veya kenarında yaşamını sürdüren, geçimini başta orman olmak üzere ve dar da olsa sahip olduğu tarım alanlarından sağlayan, her mevsim doğanın çetin şartlarıyla mücadele eden, ormanların içinde yaşam alanları oluşturan, şehirlerden uzak, altyapı, sağlık ve eğitim imkânlarının sınırlı olduğu bir ölçüde mahrumiyet bölgesi gibi alanlarda yaşayan, sağlıklı gıdalarla beslenen, yaşam şartları zor olan, dünyada can güvenliği riskinin en yüksek olduğu iş dalı olan maden işçiliğinden sonra kooperatifleriyle orman işçiliği görevini üstlenen insanlar aklımıza gelir.

Öyle ki her ağaç kesimi döneminde orman köylülerimiz can verir. Elde edilen her tomrukta onların alın teri ve kanı vardır. Bu insanlarımız ne ekranlarımıza ne de gazete başlıklarına taşınır. Varlığını bile fark edemediğimiz bu insanlar ormanların yeşillikleri arasında yok olurlar ve ayni maden işçilerimizin yaşadıkları aile dramlarını yaşarlar.

Ülkemizde kırsal nüfusun yaklaşık yarısı olan 8 milyon orman köylüsü, 20 binden fazla orman köyünde yaşamakta, bu köylerinde yarıdan fazlasını orman içi köyler oluşturmaktadır. Bu köylerde yaşayan nüfus, toplam nüfusumuzun % 10’u aşmaktadır. Önemli bir gerçekte bu köylerimizden şehirlere olan göçün hızla devam etmesidir.

Ormana can katan unsurlardan biridir orman köylüsü, her ülkede orman köylülerinin özel bir yeri vardır. Özel yasalarla onlara destek sağlanır, yörelerinde yaşamaya devam etmeleri için özel imkânlar verilir. Çünkü ülkeler için şehrin çekiciliği nedeniyle orman köylerinin tümüyle boşalması sosyal ve ekonomik olarak kabul edilebilir bir durum değildir.

Orman köylüsü ormanlardan ekonomik katkı elde edilmesinde hizmet veren en önemli unsurlardan biridir. Orman köylüsü bulunduğu ormandaki ağaçlandırmada, bakımda ve üretimde başlıca işçi kaynağıdır. Orman yangınları karşısında en önemli destek gücüdür. Ormanda yetişen odun dışı ürünlerin toplanmasında ve ekonomiye kazandırılmasında gerekirse korunmasında ve geliştirilmesinde hareket noktasıdır.

Ama asıl önemli bir husus orman köylüsü yaşamını devam ettirmek için ormanda çalışmak ve iş kaynağının devamını sağlamak için ormanları korumak zorundadır. Orman köylüsü tamamı devlete ait olan ve devlet tarafından işletilen ormanlarımızdan sorumlu orman teşkilatımızın en büyük iş ortağıdır.

Orman köylümüzün ormanlar için taşıdığı önem anayasamızda yer almıştır. Anayasanın 169 ve 170. maddelerinde; ormanların korunması ve geliştirilmesi ile orman köylüsünün korunması ve kalkındırılmasının desteklenmesi için gerekli tedbirlerin devlet tarafından alınacağı belirtilmektedir. Bu maddeler devletin doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesindeki iradesini ortaya koyan en temel yasal dayanaktır. Anayasanın bu hükmüne göre şekillenen yasalar ile Orman İdaresi ile Orman Köylüleri arasındaki ilişkiler yürütülmektedir.

Zaman zaman bakanlık adları değişse de devlet tarafında, başta Orman Genel Müdürlüğü (OGM) olmak üzere, Orman Köy ilişkileri Genel Müdürlüğü, (OR-KÖY), Doğa Koruma ve Milli parklar Genel Müdürlüğü ve Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü (AGM) çatısı altında bölge ve il teşkilatları ile Orman Köylüleri tarafında ise, onların bir araya geldikleri tek örgütlü gücü olan Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği çatısı altındaki bölge birlikleri ve birim kooperatifler ile çalışmalar yürütülmektedir.

Küresel ısınmanın hız kazandığı, iklim değişikliği ile doğadaki dengelerin değiştiği yüzyılımızda ormanların değeri daha da artmıştır. Ormanlar ülkenin geleceğinin sigortası haline gelmişlerdir. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok sivil toplum örgütü orman alanlarının korunması ve geliştirilmesini için çalışmaktadırlar.

Bir zamanlar dünya genelinde ticari kaygılarla yoğun üretim süreci içinde hızla tüketilen orman kaynakları, bugün küresel ısınma ve iklim değişikliğinin meydana getirdiği doğal felaketler karşısında korunmaya ve orman üretimleri ve kullanılan yöntemler yeniden gözden geçirilmeye başlanmıştır.

Bu gerçekler ülkemiz içinde geçerlidir. Ticari kaygıları ön planda olan doğal olarak taşıdığı riskler nedeniyle azami kârı hedefleyen bir şirketin doğayı koruma konusundaki yaklaşımlarının bir devlet kuruluşundan veya bir kooperatiften öte olmasının beklenmesi yanıltıcıdır. Özellikle doğal ormanların ticari kaygıların ön planda olduğu bir sistem içinde kamu mallarını ve kamu haklarını gözeterek yönetilmesi ve işletilmesi mümkün değildir.

Nitekim bugüne kadar ülkemizde gerçekleştirilen özelleştirme uygulamaları ve sonuçları ortadadır. Özellikle ormancılık diğer sektörlere benzememektedir. Ormancılık çok uzun dönemli bir yatırımdır. Yatırımda geri dönüş süreleri uzundur. Gelir kaygısı bile düşünülmeden doğanın korunması ve varlığının geleceğe taşınması gibi ağır bir yük taşımaktadır. Bu görevi ya bir devlet kuruluşu ya da sosyal amaç taşıyan ekonomik örgüt olan orman kooperatifleri gerçekleştirebilir.

Ülkemizde orman teşkilatının kuruluşundan beri izlenen yöntem yerinde bir yöntemdir. Kamu tarafından yönetilen ormanlarımızda ormancılıkta kesim, sürütme, taşıma ve benzeri işlerin yasalar çerçevesinde (Orman Kanunu 40 madde ) öncelikle orman köylülerinin ve onların tek örgütü olan orman kooperatiflerine verilmesi, ormanlardaki odun dışı orman ürünlerinden orman köylülerinin yararlandırılması (Orman Kanunu, 37 Madde) ve Orman Kalkındırma Kooperatiflerine verilen yasal haklarının düzenlenmesi (Orman kanunu, 34 madde ) iyi bir uygulamadır.

Orman Teşkilatı ve Ormancılık kooperatifleri imkanlar ölçüsünde çalışmalar yürütmüşlerdir. Pek tabi ki bu çalışmalar sürecinde sorunların tümüyle çözümlendiği söylememiz güçtür. Milli Gelirden en az payı alan orman köylüsünün gelir düzeyinin artırılmasında sadece Orman Teşkilatının sağlayacağı avantajlar yeterli değildir. Ormanda köylülerin çalışma sürelerinin yıldan yıla ve üretim miktarına göre 2 ile 5 ay arasında değiştiği düşünülürse gelirin ne kadar düşük kaldığı anlaşılacaktır.

Bu nedenle diğer ilgili bakanlıklarında orman köylülerinin gelir düzeyini artıracak alternatif gelir kaynaklarının sağlıklı bir şekilde tespiti ve uygulamaları olmalıdır. Bu bilgilerden de görüleceği gibi orman köylüsünün çözüm beklediği en temel sorunlar başta gelir yetersizliği sorunu olmak üzere, buna bağlı sosyal güvence sorunudur.

Tabii bu arada Orman teşkilatınca özel sektöre kapıları açan orman kooperatiflerinin ve ortağı olan köylülerin gelirini olumsuz yönde etkileyecek dikili ağaç satışı uygulaması da tedirginlikle karşılanmaktadır. Bu uygulamanın yukarıda da belirttiğim nedenlerden dolayı özel sektörün ticari kaygılarla yapacakları bir uygulama olacağı ve orman köylüsüne anayasa ile verilen haklarında uygulanmasını zorlaştıracağı göz ardı edilmemelidir. Bu uygulamanın gelecekte gerek ormanlarımızda gerekse özel sektör ile orman köylüleri arasında telafisi mümkün olmayacak yaralar açabileceği şimdiden iyi görülmelidir.

Hiç şüphesiz gelir düzeyinin düşük, yaşam şartlarının zor olduğu bu alanlarda yaşayan ve ağır iş koşullarında çalışan orman köylülerimizin ve kooperatiflerinin sorunlarının çözümü yolunda alınacak kararlar başta köylülerimiz olmak üzere tüm ülkenin yararına olacaktır.

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..