Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Örnek kişiler neden çoğalamıyor?

Örnek kişiler neden çoğalamıyor?
 

Selçuklu Sultanı Alparslan ile Ordusu (Aıntı yeri: malkaram.com)


Giriş

Toplum günden güne nice yeni çelişkiler ile düşüp kalkmaktadır.

Bir bütün olarak Türkiye çarpıklıklar ülkesidir.

En büyük çelişkiler ağı da siyasette yaşanıyor.

‘Dün dündür bugün bugündür’ diyenler kazanıyor.

Birileri birilerine dün siyaset gereği sövüp sayıyor ise bir de bakıyorsunuz sarmaş dolaş olmuşlar.

İşin içinde nice dolaplar döndüğünü, olayın ne kadar ‘duygusal’ olduğunu kim bilebilir?

‘İki yiğit çıkmış meydane ikisi de birbirinden merdane’ durumları Kırk Pınar’da kalmış be Ömerim.

Şehit Alparslan ile Battal Gazi kadar olabilir mi hiç kimse?

I.

Toplum değişime zorlanıyor, toplum değişiyor, tüketim eğilimleri günden güne kamçılanıyor.

Ne suçlara biçilen ceza ne de alın terine verilen değer bizi mutlu kılmaktadır.

Çoğu zenginler ile kimi tuzu kurular ve siyasetçiler dışında ‘mutlu kişi’ göremiyorum ben.

Gizli zenginlikler ile vurgunların, soygunların ve kaçakçılıkların yoğunlaştırğı yıllara erdik sonunda.

İşsizler, mevsimlik işçiler, ev kadınları ile öğrenciler yarı aç yarı tok geziyor.

İş ‘aslanın ağzında’ denilse bile ‘gemisini yürüten’ gizli kaptanlardan da geçilmiyor ortalıkta.

Kırk kanaat geçinenler ile bir lokma bir hırka geçinmek zorunda olanlar saklı bir yerlerde.

Toplum kesimlerindeki açmazlar saymakla bitmiyor.

1950’lerde başlayan ‘kimin eli kimin cebinde’ bilmecesi bugün daha da yoğunlaştı.

II.

‘Her mahallede birer zengin türetmek’ düşü son otuz yıldan bu yana arttıkça arttı.

‘Bina çoğaldı zina çoğaldı’

‘Her şeyin çözümü para iledir’

‘Ölmek bile para ile, değil mi?

‘Zamdan değil onun katlanması ile çoğalacak zenginlerden kork’

 ‘Bir koyup beş kazanmak ortaklıkları ihaleleri götürüyor’

‘Araba çoğaldı soygun çoğaldı’

‘Dayın var mı arkanda sana ölüm yok’

‘Paranın açmayacağı kapı yoktur’

‘Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur, ot’

‘Torpil yetmez; para vermeden işe giremezsin’

‘Helâlinden kazanç azaldı’

‘Herkes  ya piyango, ya define, ya ihale ya da vurgun peşinde’

 ‘Paran varsa askerlikten bile yırtarsın’

‘Devletçilik kalktı diyorlar TOKİ de neyin nesi?’

‘Siyasetçiler de zenginler de hep bana, hep bana diyor. Yoksa fakirlik çoğalmaz’

‘Kentsel Dönüşüm'müş 2B imiş hepsi duygusal abim, bilmiyor muyuz bunlar boşa kürek sallamaz’

‘Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz’ gibi sözler yüzünden başımız dönmüyor mu?

III.

En büyük açmazlardan biri de yeni önderler ile yeni kahramanlardan yoksun oluşumuzdur.

Ne yazık ki bu kısırlık kendinden menkul siyasetçilerce geliştirilmektedir.

Oysa onlar binlerce Örnek Kişi karşısında hiç ayakta kalamazlar!

Her kesimden en az beş on kahraman çıkmalı ki bu millet uyanabilsin.

Kimi Deve Kuşları kimlerin ne gibi gizli yollara baş vurarak üne kavuştuğunu ne bilsin?

Ne bilsinler kimlerin Sırça Kümes olarak adlandırdığımız konaklar içinde yan gelip yattığını?

Kim bilebilir hangi yalan dolan ile kimlerin har vurup harman savurduğunu?

Örnek Kişiler  kimi siyasetçiler, kimi güdümlü dernekçiler ile yine kimi siyasi destekli yazarlar değildir.

Örnek kişiler eskiden öğretmenler, mühendisler, valiler, kaymakamlar, belediye başkanları imiş.

Sonra bazı fakirleri işe alan zenginler ile işsizlere iş bulan siyasetçiler çıkmış ortaya.

IV.

Her şeye rağmen Örnek Kişiler olmadan toplumda sevgi saygı, komşuluk ve dayanışma gelişmez.

Onlar kendi yağları ile kavrulan, genel geçer sorumlulukları olanlardır.

Gözleri ne yükseklerdedir ne de sızlanırlar kendi durumlarından.

Onlar ne maddi ne de siyasi rüşvete boyun eğerler.

Hiç bir işlerinde yalan dolan, hile ve iki yüzlülük yoktur.

Onlar geniş toplumun neler çektiğini bilen kardeşlerimizdir.

Akrabalarını da komşularını da çok iyi gözeterek yardımlaşmaya çalışırlar.

Onlar yakınlarındaki kişilerin dertleri ile uyurlar, uyanırlar.

Tasada, kıvançta; ölümde, bayramda, düğünde dernekte birliktedirler.

Gün olur uykusuz kalırlar, gün gelir aç kalırlar.

Onlar topraksız, işsiz, diplomasız, kılıkları bozuk da olsa bizden biridirler.

Alın teri göz nuru ile kazanmanın ne kadar büyük bir kazanç olduğunu bilirler.

Onlar siyasetin iki yüzlülük, çok kazancın ise yalan dolan olduğunu anlamışlardır.

Umudum o ki ‘onlar’ kazanacak, onlara karşı olanlar da kaybedecektir!

V.

Mutsuzlar da umutsuzlar da arttıkça artıyor erenler.

Yollardaki lüks arabaları gördükçe Kara Paracılar da Kaçakçılar da hız kesmiyor, diyorum.

Sırça Kümes erbabı da kış bastırınca inlerin çekilmediler haaa!

Can düşmanı sinsi terör inine çekilir de onlar inlerine çekilmez.

Ne demiş atalarımız, ‘Kurt puslu havayı sever!’

Olan ölenlere oluyor.

Şehitler de unutuldu be Ömerim.

VI.

Örnek Kişiler  öyle suya sabuna dokunan kişiler değiller.

Yeter ki herkes yuvasında mutlu olsun, çocuklarının da torunlarının da birer işi olsun.

Devlet kapısında olmasa bile yarım günlük de olsa bir işleri olsun isterler işsizler için.

Toprağı olmayanlara toprak verilsin, bir bağ bahçe ile üç beş inek verilsin isterler.

Akçalı işlerle de ilgilenmezler.

Kimileri gibi ne ellerinde ne bellerinde ne de sandıklarında sepetlerinde bir silahları vardır.

İsterler ki herkes kazansın, isteler ki üretici daha çok kazansın.

İsterler ki onlara yamuk bakanlar da suç işleyerek, karanlık işler çevirerek kazananlar da ezilsin.

Örnek Kişilerin siyasilerce engellendiklerini; sayılarının günden güne azaldığını sanıyorum.

Çünkü artık görülmüyorlar.

Ne yargıda ne bankada ne eğitimde ne çalışma hayatında ne basın yayında ne de siyasette onlar var.

Kimi kömür ocağında boğularak kimi dağ başında donarak ölüveriyor oracıkta.

Kimi ise gencecik yaşlarında asla dindaşımız olamayacak olan teröristlerce arkadan vurularak öldürülüyor.

Anlaşılan siyaset savaşı çıkar savaşı oldukça bu çarpıklıklar durmaz; körüklendikçe körüklenir.

Şimdiki  yeni tasarı ‘savaş’ yorgunluğundan kurtulmak için ‘barış’ yoluna düzülmek olmalı.

Oysa yollar da nice çarçakal ile toz duman dolu.

Toplum biçimden biçime girse de önleri siyasilerce kesilen Örnek Kişiler zor çoğalır be Ömerim.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..