Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '14

 
Kategori
Blog
 

Ört ki, Ölem !

Ört ki, Ölem !
 

Nabide KIlınç. Yöresinde sevilen, saygın bir isim.


ÖRT Kİ, ÖLEM,”  BİR "KEYİFLİ YAZI"  DİZİSİDİR

 

 DEVRİM GAZETESİ'NDE  Nabide Kılınç   tarafından yazıldı. Çarşamba 02 Kasım 2011 09,58 Bu      makale 1740 kez okunmuştur.

 

Kitap, Yeni Gün Ajans’ın kitapları içersinden çıktı. Elbette kitabın yazarıydı, tanıdığım Milliyet Blog’un sayfalarında keyifli yazıları ile tanıdığım Muzaffer CELLEK’in kitabı.

Muzaffer Cellek’i, YERKESİK hatırası ile tanıyorum. “Bir asker arkadaşı “ varmış. Adı da: “Yaşar” Hep Yerkesik’i anlatırmış. Benimle anılarım döküldü, Sayın Cellek’in.

Ancak benim için hep YERKESİK anlatıyorsun dese de yazar, kendisi için de hep BARTIN’ı dile gelen. Yazarın değimi ile “edası, nazı, sazı, işvesi, sevişi ile” bir başkadır benim memleketim” demektedir. Kitabın içinde de rastladım, Bartın sevdasına.

Bartın deyince kendini en Güney köşeye de atıyor Muzaffer Cellek. Ve sayın Cellek ile GÖKOVA’da buluştum ve tanıştım.

Nail Çakırhan ve Halet Çambel toplantısı için gelmişti. Tabii ki, “Halet Abla Destanı” onu etkileyen ve destanın gösterimi için Bartın Valisi İsa KÜÇÜK’le birlikte kalbi GÖKOVA’ya akmıştı. “ Halet Abla Destanı, Bartın Valimiz İsa Küçük” Beyefendinin etkilendiği ve yazdığı bir kitap.

ÖRT Kİ, ÖLEMKitabının yazarı kitabın sayfaları arasında Marmaris, Gökova ve Muğla anılarını mizahi denecek tarzda anıları ile buluşturuyor okurlarını.

Kitabı okuyup bitirdim. En çok beni etkileyen yazılardan birkaç örnek vereceğim. “Mor Salkımlar” Latife  Hanımın köşkünü anlatır. “Teslim olmayalım Halilim” Bodrum ve Çökertme türküsü ile ilgilidir. “İnci Avcıları” ve diğer bir çok yazılarını keyifle okudum yazarın.

Ünlü Hikayecimiz Tarık Dursun K. duygularını yazmış kitabın arkasına: ”Ege’nin o iç ısıtan samimiyeti, güzelliği, dilberliği, kıvraklığı, büyük bir içtenlikle sergileniyor bu kitapta” diye.

“Ört ki, ölem” sabahın “çığ’ından” çıkmış, ıslanmış, dirilmiş, olgunlaşmış,  geçmişle gelecek birbirine karışmış kitapta. Toplumsal duyarlılıklar en çarpıcı, en keyifli şekilde dile getirilmiş.

                                        AKYAKA'DA, ÇAKIRHAN'LARIN HALEN BOŞ VİLLASI

Gazeteciliğin verdiği yazınsal duygunluk ayrı bir tat vermiş, sayın CELEK’e. Ört ki, Ölem de insanın içtenliği, duruluğu var, sorgulayıc. Toplumsal gerçekleri,  keyifli dillerle aktarmış.

Yazarın etkilendiğim bir başka yazısı “Ulusal Onur.” 9 Eylül sabahı M. Kemal Paşa K.Yakada geceyi geçireceği eve geldiğinde yere yolluk olarak serilmiş Yunan Bayrağı gördüğünde “ Bir milletin istıklalini temsil eden bayrak, çiğnenmez. Ben onun hatasını tekrar edemem. Ve  bayrağı kaldırtır oradan. Zira Yunan Kralı yere serdirdiği Türk Bayrağını kapı önünde  çiğneyerek geçmiştir.

CELLEK'in notu. "NABİDE HANIM MADEEM Kİ YAZISINDA AŞAĞIDAKİ GİBİ SORUYOR, CEVAP VEREYİM.  BU PANO,  YENİDEN DÜZENLENMİŞ OLARAK SAĞLAM VE HALEN DİMDİK  O BİNANIN BAHÇESİNDE  O N U R L U   OLARAK DURMAKTADIR.

İşte o zaman ki, evin resminin de bulunduğu bu panoda bu onur yazılıdır. Bu pano, tarihi bir camekanı işaret etmektedir. Pano ne yazık ki, ayrıca bıçaklarla hayasız insanlarca  çarpı işaretleriyle doğranmış vaziyettedir. Yanında da ne bayrak direği vardır ne de dalgalanan bir bayrağı vardır. Panoyu sokak lambaları zor aydınlatmaktadır. Şimdi bu tarihi ev yerinde yoktur amma, panoda, evin eski hali resmedilmiştir. Yerinde de “ Çağlayan” isimli bir bina dikilidir. Bu ev vaktiyle koruma altına alınıp, yıkılmamalıydı. Büyük bir talihsizlik olmuştur

Ulusal Onur’un” nasıl korunduğu, korunacağı dünya milletlerine burada gösterilmiştir. Bahçe duvarına dayalı, ışıksız camekansız yanında direği ve bayrağı olamayan ve sokak lambaları ile aydınlatılan.

Ve yazarın yazısı üzerine dönemin valisinden ses gelir: “Konu K.Yaka belediyesi ne aktarılarak gereği, dilediğiniz gibi yapılacaktır.” Vali ayrıca, duyarlılığı için Cellek’i kutlamaktadır.

Sayın CELLEK. Bu pano yepyeni şekliyle inşa edilmiş olarak bir  onur abidesi olarak  duruyor mu ve korunuyor mu hala.

O evin yıkılıp gitmesi gerçekten büyük bir kayıptır. Yazarın dediği gibi “

Ört ki, ölem.

Milliyet Blog’un sayfalarında karşılaştığım yazar, Muzaffer Cellek’in kitabı “Ört ki, Ölem” arşivimdeki yerini aldı

Latin şarkılarında Akyaka’da gün batımı, Azmakta ördeklerin sesi, piyanoda tuşlar ve piyano resitali.

Ört ki, Ölem!

Yukarıdaki yazıyı, Muğlanın, etkili ve  54 yıllık  DEVRİM Gazetesinden aldım. Yani, orada yayına girmiş.  Blog yazarımız Sevgili Nabide'nin 4 yıl önce yayınlanan makalesinden aldım.  Google'u dolaşırken rastladım Nabide'nin yazısına. Eşek eşeği ödünç kaşıdığı bu devirde, kıskanılmadan bir yazar, diğerinin kalbine kalemi ile girebiliyor ve pek çok perdeler aralıyor. Bizler ki, bu BLOG dünyasında  siz arkadaşlarımızın blog yazılarını bile sonuna kadar okumaktan acizken, Nabide Kılıç Hanım'ın, üstün  okur ferasetiyle, kendini de aşarak öz benliğinin sıcak iklimlerinden ses veriyor böylece.

          Takdir etmemek, saygı duymamak mümkün değil. Yüce kalpliliği, insancıl yaklaşımları ve yazın hayatındaki şuurlu, inatlı takipçiliği ve duyarlılığı ile tanıdığımız Nabide Hanıma, bin şükran. Başka ne diyebilirim ki?!

          O, benionore etmiş. Bunu yaparken de "edebiyatçılığından" başka bir şey düşünmemiş. "Onore" edeyim diye de  yazmamış bunları Devrim Gazetesine. Ve "hakkınızda yazı yazdım" bile dememiş, çıtlatmamış taaaa bu zamana kadar. Nabide Kılıç  Hanım, Muğla ve çevresinin "Has" insanlarından.

          O, "yüce saygılara" layık.

( ÜSTTE ) SOLDA , 54 YILLIK DEVRİM GAZETESİNİN SAHİBİ VE BAŞYAZARI ÜNAL TÜRKEŞ,  VALİ KÜÇÜK V E EŞİ İLE SAĞ BAŞTA AKYAKA BELEDİYE BAŞKANI  TEMSİL GÜNÜ BİR ARADALAR.

VE DEVRİM GAZETESİNİN LOGOSU. 54 YILDIR ÇİZGİSİNDEN BİR ŞEY KAYBETMEYEN GAZETE

BİR AKVARYUMU ANDIRAN AKYAKA'DAKİ AZMAK DERESİ...İSA KÜÇÜK BEYİN HALET ABLASI  BU SEMTTE SAHNEYE KONMUŞTU

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..