Ört ki Ölem, bir keyifli yazılar dizisidir.

Gizemli Bir Söyleşi,

ÖRT Kİ ÖLEM BİR KEYİFLİ YAZILAR DİZİSİDİR…

Kitap  Yeni Gün Ağans’ın kitapları içerisinden çıktı. Elbette kitabın yazarıydı, tanıdığım. Milliyet Blog’un  sayfalarında keyifli yazıları ile tanıdığım Muzaffer CELLEK’in kitabı.

Muzaffer CELLEK’i  YERKESİK hatırasıyla tanıyorum. “Bir asker arkadaşı varmış, adı Yaşar”. Hep Yerkesik’i anlatırmış. Benimle anıları döküldü, Sayın  Cellek’in.

Ancak, benim için hep YERKESİK anlatıyorsun dese de yazar, kendisi için de hep Bartın dile gelen.. Yazarın deyimiyle “edası, nazı, sazı, işvesi,  sevişi ile bir başkadır benim memleketim”, demektedir. Kitabın içinde de   rastladım,  Bartın sevdasına.

Bartın deyince kendini en  güney  köşeye de atıyor Muzaffer Cellek.   Sayın Cellek ile GÖKOVA’da tanıştım, buluştum.

Nail ÇAKIRHAN ve Halet  ÇAMBEL  toplantısı için gelmişti.  Tabii ki, “Halet Abla Destanı”  onu etkileyen ve destanın gösterimi için Bartın Valisi İsa KÜÇÜK ’le birlikte  kalbi Gökova’ya atmıştı. “ Halet Abla Destanı Bartın Valimiz İsa Küçük”  beyefendinin  etkilendiği ve yazdığı bir kitap..

ÖRT Kİ ÖLEM kitabının yazarı kitabın sayfaları arasında Marmaris, Gökova, Muğla anılarını mizahi denecek tarzda anıları ile buluşturuyor okurlarını.

Kitabı okuyup bitirdim. En çok beni etkileyen yazılarından birkaç örnek vereceğim. “Mor Salkımlar” Latife hanım köşkünü anlatır. “Teslim olmayalım Halil’im” Bodrum Çökertme türküsü ile ilgilidir. “İnci Avcıları” ve  diğer bir-çok yazıları keyifle okudum.

Yazar Tarık Dursun  kitap için duygularını dile getirmiş. ÖRT Kİ ÖLEM kitabının yazarı Muzaffer Cellek  ile Gökova’da Azmak’ta konuşuyoruz… Tarık Dursun için en anlamlı bulduğum ve  etkilendiğim duyguları şöyle idi.”Kendileri kitabının içinde öz yaşam öyküsünü en çarpıcı şekilde anlatırken, “insan kendisini anlatırken bana sorarsanız en iyi biçimde albümlerde bulur. Fotoğrafı kim bulmuşsa onu saygıyla selamlıyorum. Bir resim ve annemin albümdeki fotoğrafların bence iki kusuru var. Birincisi hızla sararıyorlar. İkincisi, yansıttıkları insanlarını hiç yaşlandırmıyorlar.”

Ört ki Ölem sabah çiğinden çıkmış ıslanmış, dirilmiş   olgunlaşmış geçmişle gelecek birbirine karışmış kitapta toplumsal duyarlılıklar en çarpıcı,  en keyifli şekilde dile getirilmiş.

Gazeteciliğinin verdiği yazınsal duygunluk  ayrı bir tat vermiş, Sayın Cellek’e.  Ört ki Ölem’de  insanın içtenliği , duruluğu var,  sorgulayıcı . Toplumsal gerçekleri keyifli dillerle aktarmış.

Yazarın etkilendiğim bir başka yazısı “Ulusal Onur” .  9 Eylül sabahı Mustafa Kemal Paşa  Karşıyaka’da geceyi geçireceği eve geldiğinde yere yolluk olarak serilmiş Yunan bayrağı gördüğünde “Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez”. Ben o’nun hatasını tekrar edemem. Ve bayrağı kaldırtır oradan. Zira Yunan kralı yere serdirdiği Türk Bayrağını kapı önünde çiğneyerek geçmiştir.

İşte o zaman ki evin resminin de bulunduğu bu panoda, bu onur yazılıdır. Bu pano tarihi bir mekanı  işaret etmektedir. Pano ne yazık ki, ayrıca, bıçaklarla hayasız insanlarca çarpı işaretleriyle doğranmış vaziyettedir. Yanında da ne bayrak direği vardır,  ne de dalgalanan bir bayrağı vardır. Panoyu sokak lambaları  zor aydınlatmaktadır. Şimdi bu tarihi ev yerinde yoktur ama,  pano’da,  evin eski hali resmedilmiştir. Yerinde de “çağlayan”  isimli bir bina dikilidir. Bu ev vaktiyle koruma altın alınıp, yıkılmamalıydı… Büyük bir talihsizlik olmuştur.

Ulusal onurun nasıl korunduğu, korunacağı, dünya milletlerine burada gösterilmiştir. Bahçe duvarına dayalı, ışıksız camekansız, yanında direği ve bayrağı olmayan ve sokak lambaları ile aydınlatılan .

Ve  yazarın yazısı üzerine,  dönemin Valisi’nden ses gelir.  Konu Karşıyaka Belediyesine aktarılarak gereği dilediğiniz gibi yapılacaktır, diye.

Sayın Cellek bu  pano yepyeni şekliyle inşa edilmiş olarak bir onur abidesi olarak duruyor mu ve korunuyor mu  hala?

O evin ise yıkılıp gitmesi gerçekten büyük  bir kayıptır…

Yazarın dediği gibi… Ört ki Ölem.

Milliyet Blog’un sayfalarında karşılaştığım yazar Muzaffer Cellek’in kitabı ÖRT Kİ ÖLEM arşivimdeki yerini aldı.

Latin şarkılarında Akyaka’da gün batımı . Azmakta  ördeklerin  sesi…  Piyano da tuşlar ve  piyano resitali…

ÖRT Kİ ÖLEM…