Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '11

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Orta Asya doğalgazı

Geçen günlerde görsel veya yazılı basında fazla ilgi çekmeyen  iki önemli olay oldu.

Birincisi  Türkmenler dünyanın ikinci büyük doğalgaz rezervini buldu, ikincisi ise Baltık Denizinin altından uzanan bir hatla Orta Asya doğalgazı Almanya üzerinden Avrupa’ya dağıtılmak üzere vanalarını açtı.

Türkmenistan‘da dünyanın en büyük ikinci gaz yatağı rezervi bulunduğu haberi yıllardır gündemimizdeki Trans Hazar Doğalgaz Boru Hattını hatırladım …

Türkmenistan‘da dünyanın ikinci doğalgaz yatağı keşfedildiği haberi güzel, ama bu gücü kimler, nasıl kontrol edecek? Bu sorunun cevabı elbette ciddi sorunlar da içeriyor. Türkiye bakalım, bu meselede ne kadar mesafe kat edecek

UZUN YILLARDIR HEP HAYALİMİZDİ;  Orta Asya’daki soydaşlarımızın topraklarından çıkan doğalgazın Azerbeycan oradan da Gürcistan üzerinden  Avrupa’ya taşımak, Asya-Avrupa arasında bir enerji köprüsü olmak, Rusya’nın her yıl kış aylarında yaptığı kaprislerden bıkan Avrupa’nın enerji üssü olmak…

AMA NE YAZIK Kİ BUDÜŞÜNCE SADECE HAYELDEN İLERİ GİDEMEDİ…

Bütün uğraşlarımıza rağmen Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerimiz istenen seviyeye çıkabilmiş değiliz.  Kardeş dediğimiz ülkelerle bile sorunlarımız var. Ancak Türkiye bugünkü gücünü ve pozisyonunu 20 yıl önce yakalayabilmiş olsaydı, doksanlı yıllarda Türk Cumhuriyetler ile iyi ilişkiler kuran Turgut Özal ve Süleyman Demirel hatta Alpaslan Türkeş gibi isimlerle  Türk dünyası bir çığır açmış olabilirdi. Fakat geçmişe mazi diyorlar.

ABD’nin Hazar havzası için önemsediği, arkasında durduğu projelerden biri olan ve Türkmenistan’ın zengin doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak hattın yapımı için de General Electric ,  Bechtel Group  ve Shell  konsorsiyum oluşturmuştu. Bu projeye önce Azerbaycan direndi, daha sonra da Türkmenbaşı, İran üzerinden boru hattı yapılması yönünde teklif öne sürdü ve maalesef proje hayata geçirilemedi.

Doksanlı yılların ortalarında Amerika’nın da çabalarıyla Türkiye’nin  Enerji Koridoru olması yönünde ciddi çalışmalar yapıldı. Özal ve Demirel’den sonra gelen isimler bu projeleri önemsemediler, Sovyetler’den ayrılan kardeş cumhuriyetlerin liderleri enerji koridoru meselesini kavrayamadıkları gibi Türkiye boru hatlarını savundukça da yer altı madenleri,  petrol ve gazları kontrollerinden çıkacakmış gibi davranıp, projelere el altından köstek olmaya başladılar.

Enerji koridoru sayesinde daha özgür, daha bağımsız, kendi kaynaklarını istedikleri gibi piyasaya sunma imkânı elde edeceklerinden bihaber oldular. Tekrar Rusya‘ya mahkûm kaldılar. Rusya da bunların gazını ucuza alıp satmaya devam etti.

Bu arada Almanya olayın önemini kavradı. Almanya’nın eski başbakanı Schröder, iktidarı sırasında Almanya-Rusya ilişkilerinin geliştirilmesine ağırlık verdi. Putin’i “kusursuz demokrat” olarak bile tanımladı.  Tabii bu methiye karşılıksız kalmamalı idi, ne mi oldu sonunda Schröder Başbakanlığı kaybettikten sonra Almanya-Rusya doğalgaz boru hattı konsorsiyumunun başına geçti… Hem de ayda 1 milyon Euro maaşla… Anlatmak istediğim burada maaş konusu değil, AB nin enerji politikasının tamamen Rusya-Almanya eksenine oturmasıdır.

Yapılan Proje basitti ; Orta Asya’dan gelen boru hattı sırasıyla Rusya, Baltık Denizi,  Almanya ve oradan da Avrupa’ya dağıtacak olan bir hat…

Söz konusu gelişme, Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin neden güney ekseninde kronikleştiğini ve Almanya’nın hem krizdeki hem de krizden kurtulma projelerindeki yerini anlamayı biraz daha kolaylaştırıyor. Bununla birlikte esas olarak AB’nin Fransa-Almanya çekirdeğiyle değil bundan böyle sadece Almanya ile şekilleneceğini gösteriyor. İşte tam burada olacakları gören Fransa Libya kartını  ortaya koyuyor, Arap Baharı adı ile yürüttüğü strateji ile Libya Petrolünün ve Doğalgazının üzerine oturmak için Kaddafi’yi deviriyor..

ABD-Rusya dengesi, birinin Ortadoğu diğerinin Orta Asya üzerinde yeniden yapılanma etkisine diğerinin ses çıkarmaması üzerine kurulu. Ortadoğu-Orta Asya hatlarının birbirine karışmaması ve Rusya-ABD dengesinin bozulmaması konusunda rol oynayan ülkelerden biri de Türkiye , ancak İsrail ile yaşanan gerginlik, Suriye’nin geleceğinin belirsizliği, NATO radarlarının Türkiye’ye yerleştirilmesi  kararı gibi bir dizi gelişme, giderek Türkiye’yi iki gücü dengeleyen oyuncu yapmaktan çıkarıp taraf olmaya zorluyor.

Türkiye’nin bölgesel rol kapsamında artık “enerji koridoru” olamayacağımız gerçeği ile de karşı karşıyayız.  Avrupa belirsiz hatlar yerine problem yaşasalar bile Rusya üzerinden doğrudan gelen hatları tercih ediyor.

Kuzey Avrupa Doğalgaz hattına alternatif durumundaki hatla ilgili olarak Azerbaycan, İran ve Türkiye arasındaki  sorunlar ise hala  sürüyor, Bu arada atı alan da Doğalgazı Avrupa’ya taşıyor… 

 
Toplam blog
: 26
: 3666
Kayıt tarihi
: 02.03.07
 
 

Eskişehir doğumluyum, bütün öğrenim hayatım Eskişehir'de geçdi... Kaç iş değiştirdiğimi ben bile ..