Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '17

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Orta Çağı Kapatan - Yeni Çağı Başlatan Sultanımız.

Orta Çağı Kapatan - Yeni Çağı Başlatan Sultanımız.
 

Orta Çağı Kapatan - Yeni Çağı Başlatan Sultanımız.


 

nazanss.blogspot.com

 

 

Yedinci Osmanlı padişahı ve İstanbul'un fatihi...

Eşsiz bir komutan, büyük bir idareci...

Şair ve âlim padişah Fatih Sultan Mehmet'in

 

 

Bazen bir yazı okursunuz, düşünürsünüz.

Olabilir mi?

Olur – Olmuş…

Nasıl?

Nasıl mı var, okuyun lütfen.

Geçen yazımda; Topkapı Şifresikitabımda Fatih Sultan Mehmet’ten çok az söz etmişim.

Her geçen gün onunla ilgili güzellikleri öğrenince kitabıma ilaveler de yapamayacağıma göre ikinci bir kitabı daha yazmam gerektiği ortaya çıkıyor.

İlkinde Fatih Sultan Mehmet’in soyundan gelen ve günümüzde Paris’te yaşayan ve aile içinde Şehzade olarak adlandırılan Fatihcanhan’ı yazmıştım.

Şimdi daha bir detay, daha bir anlatısı çok olan ve kendime taktığım ismim Nazanca olarak yazmalıyım.

Siz aktardığım yazıları okuyun lütfen ve bana da hak verin…

 

Tıp ve çevre koruması ile ilgili vasiyeti:

 “Ben ki İstanbul Fatihi abd- i aciz Fatih sultan Mehmet, bizatihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul'un Taşlık mevkünde kâin ve malumu’l - hudut olan 136 bap dükkânımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakfı sahihi eylerim.

 

Şöyleki; Bu gayri menkülatımdan elde olunacak nemalarla İstanbul'un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim. Bunlar ki, ellerindeki bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezerler.

 

Su sokaklara tükürenlerin, tükürükleri üzerine bu tozu dökerler ki yevmiye 20’şer akçe alsınlar; ayrıca on cerrah, on tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasp eyledim.

 

Bunlar ki, ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar bilaistisna her kapuyu vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar; var ise şifası, ya da mümkün ise şifayab olalar.

 

Değilse kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Darülaceze'ye kaldırılarak orda salah buldurulalar.

Ayrıcakülliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehit ya da şühedanın harimleri ve Medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler.

 

Ancak yemek yemeye veya almaya bizatihi kendileri gelmeyip yemekleri güneşin loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle.”

 

Devam ediyorum.

Güzel bir yüreği daha bir takdir edeceğiz.

 

“Evvelden olduğu gibi, herkes sanat ve ticaretinde, ibadetinde serbesttir.

Kiliseler açık bulunacak ancak çan çalınmayacaktır.”

 

Oysa onlar Koca Fatih’ten korkmuşlar, öldürüleceklerini sanmışlar.

Bu büyük yürekli kahraman onları hem savaşta, hem sulta şaşkına çevirmiş.

 

İstanbul’un fethi ile Osmanlı ‘Cihan Devleti’nin temelleri atılmış olmuş.

O öyle bir ataydı ki;

Medeniyetin, sanatsız olarak fertlerin gönüllerinde yer alacağına ihtimal vermiyordu.

O İyi savaşçı, iyi bir devlet adamı olduğu kadar, romantik bir âşıktı.

Sanatçıydı… Şairdi…

 

“Sevdün ol dilberi söz eslemedün vay gönül
Eyledün kendözüni âleme rüsvây gönül
Sana cevr eylemede kılmaz o pervây gönül
Cevre sabr eyleyimezsin n’ideyin hay gönül
Gönül eyvây gönül vay gönül eyvây gönül…

 

Fatih Sultan Mehmet bir rüyayı gerçeğe dönüştürmüştü.

Babası ve daha önceki Padişahlarında hayalleriydi İstanbul.

Ona nasip olmuştu.

Çocuk yaşından itibaren İstanbul için bilgiler edinmiş, çalışmış, öğrenmişti.

İstanbul’u Feth edecekti.

Olmazsa olmazlar vardır ya Sultan Mehmet için de İstanbul’u almamak olmazlarda yer alıyordu. Onun uykusunu kaçıran, canını sıkan sebeplerde çok fazlaydı.

 

İstanbul fethinin sebeplerini de sıralamakta yarar var:


Bizans'ın, Osmanlı Devleti'nin, Rumeli'deki ilerlemesine ve büyümesine engel olması…

Bizans'ın Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtarak Anadolu'daki Türk birliğini bozmaya çalışması…

 

Bizans’ın Osmanlı şehzadelerini kışkırtarak Osmanlı, Devleti'nde taht kavgalarına neden olması…

 

Bizans'ın, Avrupa Hıristiyan dünyasını kışkırtıp, Haçlı Seferleri’ne zemin hazırlaması…

 

Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi içi, İstanbul'un alınmasının gerekmesi…

 

İpek Yolu'nun Avrupa'ya açılan koluna hâkim olmak… Kara ve deniz ticareti bakımından İstanbul'un önemli bir konuma sahip olması…

 

Boğazlar yolu ile ekonomik canlılığın mevcudiyeti Anadolu ve Rumeli arasındaki askeri geçişin kolaylaştırılmak…

 

Peki, İstanbul alındıktan sonra Dünyada ve Anadolu’da ne gibi etkiler yaratmış?

Onlara da bakmak gerek…

 

İç sonuçlar;

 

O zamana kadar sadece bir devlet olan Osmanlı, artık bir imparatorluk haline gelmişti.

 

Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan, 1000 yıllık Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı.

 

Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan, Bizans artık bunu yapamayacaktı.

 

Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti.

Kumandan, Fatih Sultan Mehmed olmuş ve peygamberinin övgüsünü almıştı.

 

Dış sonuçlar;

 

Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı'yı Balkanlar'dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı.

 

İstanbul'dan İtalya'ya kaçan sanatkârlar ve bilim adamları, Rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı.

 

Dünyanın en büyük imparatorluğundan olan Doğu Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu.

 

Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı.

 

Ticaret yollarının birer - birer Türklerin eline geçmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya zorladı ve coğrafi keşifler ortaya çıktı.

 

Büyük ve kalın surların toplarla yıkılabileceğini göre Avrupa, bu yöntemi derebeylikler üzerinde denemiştir.

 

Böylelikle küçük derebeylikler yıkılıp yerine büyük krallıklar kurulmuştur.

 

İstanbul'dan ayrılan Bizanslı bilginler, Avrupa'da Reform hareketlerini başlatmışlardır.

 

Bunları okuduğunuzda;

Fatih Sultan Mehmet’in onlara ne kadar büyük bir iyilik yaptığını da anlıyorsunuz.

Bir çeşit kamçılanmışlar,

Bir çeşit hırslanmışlar ve yeni birçok önemli meseleyi halletmişler.

Değil mi ki, İstanbul’dan kaçan sanatkâr, bilim adamları

Rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlar o zaman bayağı karlılar.

Elbette dünyada çok şey değişmiş.

 

Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ başlamış.

Ve Allah’a binlerce kere hamd olsun ki onu da bizim Fatih Sultan Mehmet’imiz yapmış.

 

 

Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....