Orta yaşlı 'marş' motorları

Türkçemiz geçenlerde yeni bir deyim kazandı: "Motor Erkek"
Biz bu deyimi, ayrım gözetmeksizin her gördüğü kadını yatağa atan, olmadı yatağa atmaya çalışan, tüm hayat felsefesini bunun üzerine kurmuş, 'adam' manasında kullanmaya başladık.
Bize askerde bir marş söyletirlerdi.
"Sarışın, kumral, fark etmez.
Komandolar affetmez!"

Bu motor erkeklerde marş gibi bir şey yani!
"Marş Motoru."
Bir de arama motorları var ama onların konumuzla pek bir alakası yok.
Kırklı yaşların son demlerine, gelmiş.
Birbirinden şeker iki tane motor ağabeyim var benim.

Bir tanesi genç kızlardan, diğeri orta yaşın üzerindeki bayanlardan hoşlanıyor.
Tercihlerine saygı duymaktan başka yapılabilecek bir şey yok.
Bugün ikisini bir araya getirdim yine.
Onların yanında hiç konuşmam, sorulmadan da cevap vermem. Susarım...
Yorum bile yapmam.
Çaktırmadan gülerim.

Genç kızlardan hoşlanan ağabeyim dertli!
Sevgilisinden ayrılmış.
Buruk, hayata küsmüş gibi. Bu gün msn'de biraz konuşmuşlar ama samimi değilmiş kız.
—Üstat, o gün bu gün kız yüzüme bakmıyor. Bir kere konuşmayı denedim. Baktım olacak gibi değil. Çektim resti, işine gelirse kızım dedim. Bu yaştan sonra çoluk çocukla uğraşacak halim yok ki benim.
—Genç sevgili bulmuştur kendine çocuğum. Ne yapsın kız senin gibi kart horozla.
—Olabilir bak bu hiç aklıma gelmedi

Motor ağabeylerden bir tanesinin kalemi çok kuvvetli!
—Bak sana istersen bu konuda yardımcı olabilirim
- Nasıl?
—Kızın resmini bana ver. Kızın resmine baka baka bir yazı yazayım. Eğer iki gün içinde ayaklarına kapanmazsa ben hiçbir şey bilmiyorum.

Adam yazar değil, cinci hoca!
Vudu büyüsü yapacak.
— Resmi ne yapacaksın oğlum, yazıyı yazacaksan resimsiz yaz.
— İsmi neydi kızın?
—Sana ne şekerim kızın isminden.
—Yazıyı yazarken nasıl hitap edeceğim kıza?
- Canım, cicim, sevgilim falan de, ismini veremem ben, ismini verince utanmadan telefon numarasını da istersin sen şimdi.
— Ne odun adamsın ya, ismi ile hitap etmem gerekiyor işte.
—İsim tamam da resmi ne yapacaksın sen.
—Kızın resmine bakıp âşık olacağım. Âşık olmadan yazamam ki ben!!!

Burada yazılamayacak kadar kanlı bir tartışmanın ardından;
Kızın ismi ve fotoğrafı verildi.
İş yalnızca yazıyı kaleme almaya kaldı.
Yazar olan ağabey toparlandı, tam çıkmak üzereyken, diğeri arkasından seslendi:
- Bak yazıyı bu akşam gönder, çok ihtiyacım var.
Umutsuz bir ifadeyle döndü öteki:
- Âşık olmam lazım önce, olmazsam yazamam!