Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '12

 
Kategori
Deneme
 

Orta yazı

Orta yazı
 

http://www.defterk.com/yazar.asp?yaziID=747


Aynı inatçı gurup, ısrarını sürdürüyor.

İlle de “orta yazı yaz” diyorlar, bana…

Gün ramazan, üstelik kadir gecesini idrak edeceğiz.

Bin geceden hayırlı böyle bir akşamın sabahında orta yazı zor, ama deneyelim.

Çünkü, Abant misali o küçük muhabbet ortamlarında çok güzellikler var.

Onları diğer okuyucularımla paylaşmak istiyorum ki, güme gitmesin yaşananlar…

Öyle güzel akşamlardan birinde konu iftara çağırdığımız misafirlerimiz ve zaman meselesi…

Malum değişiyoruz ve zaman sürat çağı…

Sohbetin en koyu yerinde bile cep telefonundan iletişim kurmadığımız bir tek uzaylılar kalıyo bazen.

İnsan manzaramız bu… Cümleler yarım kalıyor, gülen yüzler aniden soluyor, Allahına, uluorta dalıyoruz mevzuya ki, konu alıp başını gitmiş, hatırımıza kalan yerde yeller esiyor. Çok yiyoruz ya iftarda …

“Yemek” dedim de aklıma geldi, hem orta yazı hem de iftar sonrası.

“Bilgisayar boş mu?” diye aklımıza geldiğinde gitmeyen misafire hayıflanmalar, çoluk çocuğa bağırıp çağırmalar hayatımızın bir parçası oldu.

“Ya daha saat kaç, bir çay daha içelim, daha tatlı yemedik, iftarda çok az yediniz ama, gidip de napacaksınız, ne güzel oturuyoruz, ben zaten geç yatıyorum. Nasılsa işe gitmek ramazanda o kadar sorun değil, işyerinde uyuyacağımıza evimizde uyuruz, Ramazan ne kadar güzel, sohbete doyum olmuyor, ne var ne yok başka, nasıl gidiyor hayat,” derken birbirimize ne kadar samimiyiz veya ne kadar ortada duruyorsak o kadar orta yazı yazacam ben de…

Dün akşamki ikinci konu, durduğumuz yer, konum ve bakış açımızdı… Hepimiz bir şekilde memurduk ya!.. Ondan galiba, yeni kanun tasarısı, atma yükselme, ast üst ilişkileri, haberleşme-yatay dikey- siyasi ilişkiler, etkileri, tepkileri neyse bir sürü konu.

Siyasetçiye nasıl bakıyoruz, siyasetçi memur denizinde, bu kadro ve yetki karmaşasında bize nasıl bakıyo filan…

Kahretsin, telefonlarla mücadeleden orta yazıyı merkeze alamadım bir türlü… Eksen kayması devam ediyor. Ağırlık merkezini hesaplaması için yeni tanıdığım mühendis arkadaş bakıyorum ama gözlükleri gece görüşüne sahip değil ya, o karanlıkta bana yardımcı olamaz.

İşe almada yazılıdan başladık, mutabıktık ama, mulakat konusunda bir birimize girdik.

Öyle ya “üç soru soruluyor” diyor bir arkadaş “rutin bir tekrar herkese soruluyor ve herkes biliyor. İnsan babasının ismini bilmez mi? Herkes bildiği halde alınacak bir kişi olduğu için üç kişiden ikisi kaybediyor”diyor.

Tamam da, kriter ne olacak sözlüde?…

Büyük tartışma.

“Siyasetçi ne düşünüyor” kimin aklına gelmez o noktada? Hangimiz tavsiyesiz girdik işe mesela?

Bakış açımız burada devreye giriyor. Odaklanmamız gereken doğrular insani boyuttan ele alınmalı flan derken aklıma amca oğlu geliyor.

Anlatmıştım bir başka yazımda…

Ay, kara kış… Zemheri ayı… Bizim Alaattin’in yeni aldığı sığırı bir türlü balya otunu yemiyor. “Kuru kuru önüne attım, ıslattım, suya kaynattım, yok, yemiyor sarı, sapsarı, altın sarısı otu bir türlü yemiyor” diyor…

“- eee ne yaptın?”

“napacağımı bilemeden birkaç gün uğraştım. Birden aklıma bir fikir geldi. Derhal şehre indim. Gözlükçüden camları yem yeşil bir gözlük aldım eve döndüm. Hayvanın boynuzlarından ve boğazından dolandırdığım bir kalın telle gözlerine camları yemyeşil gözlükleri taktım. “Bismillah” dedim, sapsarı balya otunu kara kışta bizim kara kızın önüne koydum. Tam hayvan işte… Öyle bir yemeye başladı ki, seveyim diye yanına yaklaşınca boynuzladı beni”.. dedi…

Gün Ramazan, Gece Kadir Gece’si….

Olup bitenlere, manzaraya nasıl bakıyoruz? Gözlerimizde nasıl bir gözlük var. Kimimiz materyalist , kimimiz kapitalist. Kimimiz herşey güzel derken kimimiz batıyoruz diyor.

Kimi ehl-i düynya kimi şeriat gözlüğü ile bakıyor. Dünyaya, insanlığa, ülkeye, halka, siyasete, gidişata, sosyal iktisadî ticarî ve kültürel gelişmelere kolay bir ifade ile Müslüman’ca bakabilmek.

Kur’an ve sünnet gözüyle bakmadığımız için, insanlığın bugün geldiği noktada insanı değerleri güncellemediğimiz için yanılıp duruyoruz.

“Daha meyve yemediniz” demeden orta yazıyı bitireyim.

Olur ya “evet, hani meyveleriniz, canımda çok çekti” derseniz naparım ben. Çünkü yazacak bir şeyim kalmadı…

………………………..

Kadir Geceniz Hayırlı olun, hayırlara vesile olsun, bütün yapmacık tavırlarımız son bulsun.

İyi iftarlar efendim.

Sevgi ve saygılarımla…

 

 

 

 
Toplam blog
: 449
: 609
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

Rizede yayınlanan ilk renkli gazete ViraHaberin kurucusuyum 5 sene baş yazarlığını yaptım. İLESAM..