Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '10

 
Kategori
Siyaset
 

Ortada iki seçenek var

Ortada iki seçenek var
 

Eğer gerçekten ortada bir “tertip” varsa; demek ki, Türkiye’nin geleceğine dönük hedeflenen bir amaç var… Ve bu amaca, öyle düz, yalın ve meşru yollardan varılmıyor… Demek ki, hedefe ulaşmak için takım karanlık tertiplere ihtiyaçları var… Ya da tam tersini yaşıyoruz günlerdir ve aylardır. Eğer olup bitenler birer tertip değil de, gerçeğin ta kendisi ise, durum daha da vahim, çok daha ürkütücü… Demek ki o zaman, Türk Ordusu bir takım yasa dışı eylemlerin odağı durumunda… Uyuşturucu onda, silah ticareti ondadır… Türk Silahlı Kuvvetleri yirmi yıldır savaştığı PKK’ya silah göndermektedir el altından.

Malum bir kanalda ana haber programı şöyle anlatıyor: Bir “görgü” tanığı konuşuyor renkli camda; - Biz Afganistan’a silah götürürdük; onlardan uyuşturucu alırdık!.. Malum kanalın konuşturduğu tanık uyuşturucu kaçakçısı bir mahkûm… “Biz” diye söz ettiği kişiler ise, görevli Türk Silahlı Kuvvetler mensupları…

Demek ki bu ülkeyi, laiklik karşıtı eylemlerin odağındaki bir siyasi parti yönetiyor… Ve demek ki yine, bu ülkeyi, yasa dışı eylemlerin odağında saf tutan bir Silahlı Kuvvetler koruyor ve kolluyor!..

Olamaz arkadaşlar… Bu kadarı olamaz. Bu iş biraz fazla geldi bana. Yutması zor, çiğnemesi müşkül, hazmı ise gerçekten imkansız!.. Evet… Vatandaşın önüne iki seçenek konmuştur: Ya belli bir güç bu tertiplerin her birini hazırlıyor, düzenliyor ve fırına sürüyor… Ya da bu memleketin hepten çivisi çıktı, ülke batıyor…

Vatandaş bu seçeneklerden birisini seçmek ve ona inanmak durumundadır. İşte böyle bir yol ayrımına getirilen vatandaşın, bu noktada bilinç denen yetiye büyük ihtiyacı vardır… Ak ile karayı birbirinden ayıracak sağlam ve tutarlı bir bilinç… Çözümleyici, sorgulayıcı, kül yutmayan bir muhakeme gücü ve bilgi birikimi… Yaratılan bilgi kirliliğini tertemiz kılabilecek bir sağduyu ve çözümleme yeteneği… Bir de soğukkanlı olup, yere sağlam basmanın büyük bir önem taşıdığı günleri yaşıyor vatandaş…

Soğukkanlı, sabırlı, moralini yüksek tutan, bilinçli ve demokratik örgütlenme süreci içinde arı gibi çalışan bir halk olmak zorundayız. Her alanda ve her ortamda yaşanan tehlikeleri soğukkanlılıkla tespit edip, yapılan saldırıları bilinçli gözlemlerimizle teşhis edebilmeliyiz… Her gün bir yenisini yaşamakta olduğumuz [a-simetrik psikolojik] saldırısının türü değişik olabilir…

Saldırı, bir tertip senaryosu biçimine girmiş olabilir, bir sinema filmi, şakacı bir söylemin kuytu bir köşesine ustaca yerleştirilmiş bir espri biçiminde öne sürülebilir ya da olağan bir haberin masumca yapılmış bir yorumu içine gizlenmiş olabilir… Kulağından bilincimiz yardımı ile tutup, ortalığa savurmalıyız bu musibeti… Saf dışı etmeliyiz, de-şifre etmeliyiz ve gerçeğin olanca gücü ile kafasının üzerine çöküp, defetmeliyiz O’nu… Yaşadığımız süreçte şakaya pek yer yok… İş ciddi, durum vahim. Ülke elden ha gitti/ ha gidiyor… Ciddi olmak zorundayız! Biraz daha ciddi, biraz daha bilinçli… Biraz daha akıllı ve çok daha fazla güçlü. Ve hep beraber!.. http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/
 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..