- Kategori
- Şiir
Ortada kimse yoktu
Kaç gözyaşı bıraktık yaprağında
Ya da kaç kahkaha, yağmur şakırtısına.
Çatladı duvarlar, yuttu sokakları toprak.
Sildi dalgalar, bilmediğimiz ülke sınırlarını.
Kuşbakışında küçüldü insanlar,
Sivrilirken yedi tepede gökdelenler.
Karartılarında yok oldu bir şeyler,
Cinayetler, hırsızlık, rüşvetler..
Duymadık, görmedik,
Bildiklerimize de! s u s t u k.
On yaşına basmamış,
Körpe bedenlerde bırakıldı
Aç köpeklerin salyaları.
Maç sonrası tek kurşun…
Açıldı onca mezar, dört duvara
Ters dönmüş araba… kan lekesinde
Ölümün alkol kokusu.
Kaç tabut sarıldı bilmedik bayraklara.
Kaç ayak izini parçaladı, sinsi mayınlar.
Kınalı ellerde boğuldu
Yeni gelinlerin ağıtları.
Bebeler kaldı, öksüz, yetim
Analar, babalar kaldı…yüreği yangın.
Torununa bayramlık alacak ninenin
Kalbi yenildi maaş kuyruğuna.
Bir gence açılan nasırlı avucunu
Utancına kapattı yaşlı adam.
Kara bahtı yazılı, kara teninde
İri gözlerle baktı bize, Afrika.
Kurumuş derisini beklerken leş kuşları
Bombalar patlardı çok uzaklarda.
Yine ölürdü canlar…
Yine çökerdi göğsümüze dünya.
Ormanda koştururken alevler
Dururdu içimizde bir şeyler.
Yeşilin en kızıl rengine doğardı güneş,
Ya da bilmediğimiz hayvanların küllerine
Yanık et kokusunda gün…
Ya da aç nefes, ya da barut.
Martılar daldı sulara
Kanatları açılmadı bir daha
Süzüldü beyazında atıklar
İhtişamla dururken binalar
Küçük balıklar vurdu kıyıya
Çakıl taşlarını kapladı çamur
Denizler kurudu dudaklarımızda
Dağlar yıkıldı gözlerimizde
Toplu mezarlar bulunurken
Kürek kürek dağıldı insanlık.
o r t a d a
k i m s e
y o k t u
! ! ! Arzu Altınçiçek
Ya da kaç kahkaha, yağmur şakırtısına.
Çatladı duvarlar, yuttu sokakları toprak.
Sildi dalgalar, bilmediğimiz ülke sınırlarını.
Kuşbakışında küçüldü insanlar,
Sivrilirken yedi tepede gökdelenler.
Karartılarında yok oldu bir şeyler,
Cinayetler, hırsızlık, rüşvetler..
Duymadık, görmedik,
Bildiklerimize de! s u s t u k.
On yaşına basmamış,
Körpe bedenlerde bırakıldı
Aç köpeklerin salyaları.
Maç sonrası tek kurşun…
Açıldı onca mezar, dört duvara
Ters dönmüş araba… kan lekesinde
Ölümün alkol kokusu.
Kaç tabut sarıldı bilmedik bayraklara.
Kaç ayak izini parçaladı, sinsi mayınlar.
Kınalı ellerde boğuldu
Yeni gelinlerin ağıtları.
Bebeler kaldı, öksüz, yetim
Analar, babalar kaldı…yüreği yangın.
Torununa bayramlık alacak ninenin
Kalbi yenildi maaş kuyruğuna.
Bir gence açılan nasırlı avucunu
Utancına kapattı yaşlı adam.
Kara bahtı yazılı, kara teninde
İri gözlerle baktı bize, Afrika.
Kurumuş derisini beklerken leş kuşları
Bombalar patlardı çok uzaklarda.
Yine ölürdü canlar…
Yine çökerdi göğsümüze dünya.
Ormanda koştururken alevler
Dururdu içimizde bir şeyler.
Yeşilin en kızıl rengine doğardı güneş,
Ya da bilmediğimiz hayvanların küllerine
Yanık et kokusunda gün…
Ya da aç nefes, ya da barut.
Martılar daldı sulara
Kanatları açılmadı bir daha
Süzüldü beyazında atıklar
İhtişamla dururken binalar
Küçük balıklar vurdu kıyıya
Çakıl taşlarını kapladı çamur
Denizler kurudu dudaklarımızda
Dağlar yıkıldı gözlerimizde
Toplu mezarlar bulunurken
Kürek kürek dağıldı insanlık.
o r t a d a
k i m s e
y o k t u
! ! ! Arzu Altınçiçek