Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '13

 
Kategori
Güncel
 

Ortada Orantısız Güç kullanma yok …

Ortada Orantısız Güç kullanma yok …
 

Polis “orantısız güç” kullanmış…

Hayır, bizce değil.

İlk önce şu soruya yanıt vermek gerek?

- Polis ne zaman güç kullanır?..

Aman dikkat, öncelikle polisin kullanacağı “güç”tür; şiddet değil.

Bu gerçeğin üstüne bastıktan sonra, şimdi geldik sorunun yanıtına:

- Polisin temel görevi vatandaşı korumaktır.

Bu görevin bir adım sonrasına gelelim:

- Polisin görevi, vatandaşların tümünü korumak; yani kamu düzenini tesis etmektir.

İşte polis kendisine yasalarca yüklenmiş bulunan bu görevi yerine getirirken “güç” kullanabilir.

Demek ki, birinci koşul: Vatandaşa ve kamu düzenine karşı girişilen bir saldırı olmasıdır.

Polis, eğer böyle bir saldırı mevcut ise, bu saldırıyı bertaraf etmek için güç kullanacaktır.

Buna hakkı vardır.

Görevi budur.

Ancak polisin kullanacağı güç, saldırının şiddeti ve kamu düzenine verilen zarar ile orantılı olmak zorundadır.

İşte ancak o zaman… Yani, polis bu noktada ölçüyü kaçırdığında, ortada orantısız güç kullanma vardır.

Oysa Gezi’nin ellerinden kitap, mahkeme kararı, gitar ve karanfil bulunan aydınlık yüzlü genç insanların özgürlük, adalet ve bağımsızlık taleplerinde topluma verilen bir zarar yoktur.

Tam tersine toplumun demokratikleşmesi, özgürlüklerin savunulması ve adil bir hukuk düzeninin kurulması konusunda kamu yararına olan istekleri vardır.

Dolayısıyla…

Bütün yurda yayılmış bulunan gezi direnişinde polis, orantısız güç kullanmamıştır.

Asla kullanmamıştır.

Çünkü, öncelikle vatandaşa, topluma ve kamu düzenine karşı gezi direnişçilerinden kaynaklanan bir saldırı ve verilen zarar mevcut değildir.

Dünyanın en barışçıl, yasalara uygun, güle oynaya gerçekleştirilen demokratik kitle eylemidir Gezi Direnişi!..

Ortada bir saldırı yoksa polisin güç kullanma hakkı da yoktur; yetkisi de…

Dolayısıyla ortada orantısız güç kollanma değil; düpedüz polis şiddeti vardır.

Polis saldırısı vardır.

Ve asıl bu şiddet, vatandaşların özgürlüğüne ve ülkenin ileriye dönük demokratikleşmesine karşı girilen [tasarlanarak eyleme konulmuş] bir şiddet eylemidir.

Bu şiddet, ülkenin çağdaş uygarlığa doğru yürüyüşünü engelleme amacı taşıyan bir şiddettir.

Hukuk devletinin yeniden tesisine çelme takan bir şiddettir.

Ülkenin bağımsızlığı uğruna verilen mücadeleyi dağıtmak için kullanılan bir şiddettir.

Ve yasa dışıdır.

Orantısız değildir…

Başlı başına halka karşı bir şiddettir!

Ve Mustafa Kemal Atatürk bir kez daha haklı çıkmıştır. Çünkü bu hukuka aykırı şiddetin karşısında mücadele veren, en başta “Ey Türk Gençliği”dir…

 

farukhaksal@gmail.com

 

www.soruyusormak.com

www.dnm-ler.com

www.akceder.com

 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..