Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '11

 
Kategori
Dünya
 

Ortadoğu: Devrim mi?

Kanlı çatışmalar, katliamlar, çığlıklar ve herkesin kendine göre değerlendirmeleriyle Ortadoğu ve Afrika'daki hareketler gündemimizin ilk sırasını işgal etmeye devam ediyor... 

Haberleri izlediğimiz her gün, "yeni" tespitler ve değerlendirmeler devam ediyor... Abartılı misyon yüklemeler, "halk hareketi" denilerek övgüler sıralamalar... 

Peki gerçekten yaşananlar ne anlama geliyor... Nereye oturtturmalıyız... Gerçekten halkın yararına bir şeyler beklenebilir mi bu hareketlerden?.. 

Ülkemizde çalşanların, işsizlerin, azınlıkların uğradığı haksızlıklara, gördükleri şiddete sesini çıkarmayan ve bu kesimlerin tepkilerini hemen "terör örgütü yandaşı" olarak yaftalayarak mahkum edenler ayakta alkışlıyor ortadoğu'daki gelişmeleri.
Övgüler düzüyorlar... Sahibinin sesi bu insanların övgüler düzmesi bile tek başına bu hareketlerin halk için herhangi bir faydası olmayacağının en önemli göstergesidir... 

Burada tek tek bu ülkelerin iç çekişmelerini ve iktidarların yapısını çözümlemeye uğraşmayacağım... Çünkü tek tek iktidar yapıları değil, ortak özellikleri yaşanan gelişmeleri çok daha iyi anlamamızı sağlıyor... 

Tek bir kişi aile veya aşirete bağlı iktidarlar... "Dünyanın efendisi" ülkelerle keskin çelişkileri olmayan, iktidara geliş biçimleri nasıl farklı olsa da, yozlaşan ve halka yabancılaşmış iktidarlar... Mübarek, Filistin halkına sırtını dönerek safını belirlemiş, Kaddafi ise ihtiyar pop yıldızı eskisi edasıyla arz-ı endam eden, parayla manken kiralayıp, onlara "islamı anlatan" bir adam... En iyi dostu ise Berlusconi... Bana dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim... 

Ama önemli olan bu iktidarları devirmek isteyenlerin getireceği iktidar alternatifi var mı? Ortada herhangi bir halk örgütlenmesi var mı? Hareketlerin merkezi bir koordinasyonu var mı? 

Bu sürecin en basit cevaplanan soruları bunlar... Cevap tek kelimeyle HAYIR... 

Mesajlar ve medya aracılığıyla yayılan dedikodular üzerine alçalıp-yükselen hareketler... Mısır örneğindeki gibi kendisini zorla lider kabul ettirmeye çalışan işbirlikçi adaylar... 

Ortalık sakinleşmeye başlıyor zaten... 

Kaçtığı söylenen Kaddafi aşiret reisleriyle pazarlığa başladı... Aşiretler istediği ayrıcalıkları ve zenginlikleri kopardıktan sonra katledilen insanların kanlarına basarak Kaddafi ile el sıkışacak... 

Mısır'da ordu ve Mübarek'in icazetindeki yöneticiler iktidarı belli oranda paylaşacak ama bunların arasında halkın temsilcileri olmayacak... Onlar da iktidardaki paylarını artıracak anlaşmaları halkın akan kanı üzerinde imzalayacaklar Mübarek tayfasıyla... 

En sıcak bölgeyle ilgili bir soru sorarak bu gerçeği somutlamaya çalışayım... 

Bugün Tunus'ta Neler Oluyor?... 

İktidardaki aile gitti... Onlarca insan katledildi... Demokrasi geldi mi? Halk kendi iktidarını kurabildi mi? Ülkenin zenginliklerini iktidarın zenginleri ile yoksul halk eşit olarak paylaşabildi mi? Yoksulların sorunları çözüldü mü? 

Tek kelimeyle HAYIR... Yoksul halk zenginlerin iktidar paylaşımı kavgasında öldükleriyle kaldı... Ölenlerin ailelerine tazminatlar ödenerek halkçılıklarını da gösterip vicdanlarını temizleyecekler... 

Bugün Tunus'ta... Yarın Libya'da aynı sonuçlarla devam edecekler... 

Zaten daha önceki yazımda da değindiğim gibi asıl hedef bu işbirlikçi iktidarların yenileriyle değişmesi değil, İRAN'dır... En zayıf ve kontrol edilebilir ülkeden başladı hareketler... Tunus, Mısır, Libya... 

Libya iktidarı İtalya ve Türkiye'yi suçlayarak yaşananları kendi dışındaki nedenlere bağlamaya çalışıyor... Türkiye açısından bilinen, üstün körü açıklamalar yapılıyor... Ama kimse hayır diyemiyor... 

Elbette farklı ülkelerdeki iktidarlara yönelik operasyonlar "seçilen" iktidarlar üzerinden yapılmaz... AKP iktidarının haberinin olmaması elbette kesindir... Bu ABD'nin bizzat CIA aracılğıyla yürüttüğü operasyonlardan birisidir bu... Ve bunun karar mekanizması ve uygulayıcıları arasında ne Obama ne de Erdoğan vardır... Libya'daki inşaat firmaları ve iş yapan işadamları aldıkları ihalelerin ve kazandıkları paraların diyetini ödeyecekler elbette... Kaddafi karşıtı aşiretleri destekleyerek önemli bir kaldıraç vazifesi gördüler... 

Elbette CİA dağıtmıyor ihaleleri... Ama ihaleye bu ülkeden katılacak firmalara kendi ülkelerinde onayı vererek etkin oluyorlar... 

SIRADA İRAN VAR... AMA NE ZAMAN? 

İran muhalifleri de "domino etkisi" propagandasının etkisiyle harekete geçti... Acaba bizim zamanımız geldi mi diye düşündüler... Gelecek ne getirir bilinmez... 

Bahreyn ve diğer birkaç ülkede Şii azınlıkların hareketleri kanla bastırlıyor... Ne de olsa Zengin ülkelerin istediği gruplar değil bunlar... 

Elbette Şii grupların iktidara gelmesi olasılığına karşı da planlar hazırdır.... Şiiler geldiğinde ise bu kez bölgede İran etkisi arttı diyerek müdahale ve İran paniği yayılmaya çalışılacak.... 

Belki bugün istenen sonuç alınamayacak ama gelecekteki bir Cumhuriyetçi Parti iktidarıyla İran engeli de aşılmaya çalışılacak... Elbette Rusya ve Avrupa ile yürütülen paylaşım anlaşmalarının sonuçlandırılması gerekiyor... Çok fazla beklenmesi gerekmeyeceğine inanıyorum... Her gelişmeyle İran iktidarı yıpratılıp, zayıflatılmaya çalışılıyor... 

Bugünden sonra da yaşananlar bu gerçekleri doğrulayacak ve halkın yararına en ufak bir gelişme olmayacak... Haberciler, yorumcular ne kadar uğraşırsa uğraşsın bugünden yarına hiçbir şey değişmeyecek... 

 
Toplam blog
: 5
: 589
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Lise mezunuyum. Son çalıştığım işyerinin kapanmasından dolayı köşe yazarı olmaya karar verdim. İşte ..