Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '11

 
Kategori
Güncel
 

Ortadoğu alev alev

M.Ferit KOTAN 

Sihirli bir el değdi, Afrika’nın kuzeyindeki devletlere. Halk sokaklarda, otuz kırk yıl ülkeyi yönetenlere karşı isyanda. Bu suskun halk nasıl sokaklara döküldü de, ülkenin mutlak hakimi olan yöneticiler, kaçmaya başladılar. Yaşanan sosyal olayları yorumlamak kolay değil. Adlandırmak ve üzerine bazı nitelikler yüklemek ise yanılgılar zincirini oluşturabilir. 

Dillerde dolaşan "Diktatörler yıkılıyor" "Halkın demokratik talepleri" " Ilımlı İslam" “ Türkiye modeli" gibi tümcelerin nitelikleriyle örtüşen sosyal olguları görmekte mümkün değil. Düne dek tapılan, bugün diktatör ilan edilen liderler, paralarıyla başka ülkelere giderlerken, ülkelerinin yönetimini askerler üslenmektedirler. Kısa sürede seçim gidilmesi tartışılsa da, gelişecek sosyal olgular başka sonuçları ortaya çıkarabilir. Demokrasi kültürünün yetersizliği belirsizliği daha da artırmaktadır. 

Hareket, çağdaş düşünceler ışığında bilinçlenen halkın baskıcı yönetime karşı bir demokratik direniş olsa idi, yeni yönetim şekli tahmin edilebilirdi. Görüntü, belirsizliklerin ülkelerin haklarının demokratik taleplerinden çok, başka güçlerin niyetlerine bağlı olarak çözümleneceğidir. 

Bölgemizde yaşanan siyasal gelişmeler ülkemizi yakından ilgilendirmektedir. Ancak üzerinde durulması gereken konu, ülkemizin örnek alınması yaklaşımındaki yanlışlıktır. Ilımlı İslam ve Türkiye sözcüğü yönetim açısından yanlıştır. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasasında belirtilen çağdaş, demokratik, Laik bir hukuk devletidir. Söz konusu ülkelerin iktidarı ve muhalefeti bizim anayasamızda belirtilen ilkelerden çok uzak bir sosyal yapı içerisinde oldukları ortadadır. 

Türk devletinin bugünkü sosyal yapısı, önemli bir tarihsel olgudur. Devleti kuran kadro, çağdaş toplumların değerlerini kendisine rehber seçerek, cumhuriyetinin ilkelerini belirlemişlerdir. Bu süreçte doksan yıl kat edilerek bugünkü konuma gelinmiştir. Ortadoğu ülkeleri ise 21. Yüzyılda teokratik bir yapıdadır. Ülkemizi örnek almaları mümkün değildir. 

Bazı yazarlar, AKP niteliğinde bir yapılaşmadan söz eden muhalefet liderlerinin beyanlarını sütunlarına taşımaktadırlar. Bunların, AKP ‘ye yaranalım diyerek AKP ye haksızlık yaptıklarını söyleyebiliriz. AKP ülkemizin yasalarına göre örgütlenmiş ve anayasamızda öngörülen ilkelerine göre sekiz yıldır iktidarda olan bir partidir. Parti yöneticilerinin ve yetkili kurullarının açıklamalarında, demokratik, laik, hukuk devleti ilkesini savunan bir parti oldukları vurgulanmaktadır. Siyasal söylemlerinde dinsel değerleri öne çıkarmalarını Mısır ve Yemendeki İslamcı hareketlerle bağdaştırmak yanlış olur. 

Tartışılması gereken husus, bazı sosyologların geçmişte savundukları savlarından çark etme niyetleridir. Bazı değerleri ve sözcükleri eveleyip gevelemeye başlamalarıdır. “Cemaat” sözcüğü dillerinden düşmüyor. Nerede ise demokrasi kültürünün temelinin biat kültürü olduğunu söyleyeceklerdir. 

Demokrasi kültürünün temeli örgütsel birliktelikleri öngörmektedir. Örgütler, yasal kurallara göre faaliyet gösteren üyeleri tarafından ve devletin yetkili kuruluşları tarafından sürekli denetlenen organizasyonlardır. Halkın örgütlenme modeli, iktidarları denetleyen bir demokrasi sürecidir. Örgütlerin yönetimi, yasal kurallara göre tartışılan ve amaçlarını gerçekleştirmek için kabul edilen ilkeler doğrultusunda yürütülür. 

Cemaatin temelinde biat kültürü vardır. Cemaat liderinin düşüncesi doğrultusunda hareket edilir. Resmi niteliği yoktur. Bu yapısı ile demokrasinin öngördüğü örgüt biçimi olduğunu söylemek mümkün değildir. Sosyologlar bu gerçeği bile bile, demokrasi kültürü içinde cemaat kültürünü öne çıkarmaya çalışmalarını anlamak mümkün değildir. 

Konuya düşünce özgürlüğü açısından yaklaşıldığında, çağdaş demokrasilerde örgütlenme biçimleri ortadadır. İnanç ve ibadet özgürlüğü, devletin kurumları tarafından yasalar çerçevesinde örgütlenmişlerdir. Diyanet işleri başkanlığı önemli kuruluş olarak görevlerini yerine getirmektedir. 

Cemaat kültürünün teokratik anlayışını, demokrasi kültürü ile nasıl özdeşleştirebiliriz? Bize ders veren hocalara soruyorum, sosyoloji bilimi pozitif bilimin kapsamından çıkarıldı mı? Açıklasınlar da öğrenelim. 16.02.2011 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 97
: 463
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1944 yılında Arapgir'de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Arapgir'de, lise öğrenimini Ankara Gazi Li..